Hazzın Modernitesi : Crash (Çarpışma)

Hazzın Modernitesi : Crash (Çarpışma)
  • 0
    0
    0
    0
  • Crash (Çarpışma) , 1996 , David Cronenberg

       Hepimiz farkındayız ki zaman geçtikte yaşayış biçimimiz değişti. "Modern Dünya" tanımı, teknoloji teriminin altında şekillenmeye son hızla devam ediyor. Neredeyse sahip olduğumuz her şey, insanlığın ilk dönemlerinden beri varolan evlerimiz bile artık teknolojik bir inovasyonun eseri oldu. Geçmiş insanının aklına gelmeyecek unsurlar ve olaylar günümüz insanı için son derece sıradan bir hale geldi. Tabi bunca yenilik, beraberinde düşünce biçimimizi, davranışlarımızı, ilişkilerimizi de etkiler oldu.

       Bu açıklamamın, filmle olan ilişkisinin ne olduğunu düşünmüş olabilirsiniz. Sinemanın aykırı isimlerinden biri olan yönetmen ve senarist David Cronenberg, insanın işte bu değişen arayışını çok farklı bir yaklaşımla ele almış. Hikaye, genel itibariyle karakterlerin "cinsel tatmin"e ulaşma çabaları üzerine kurulu. Ancak baştan çıkarıcı unsur olarak insan ya da herhangi bir beşeri obje değil, "trafik kazası yapmak ve kaza yapmış arabalar" kullanılıyor. Evet, şu an kaşlarınızı çatıp "NE?" diye tepki vermiş olabilirsiniz. Yapımı, herhangi bir araştırma yapmadan ve bilgi sahibi olmadan izlediğim için ben de film sırasında benzer tepkiler verdim. Aslında film, modern insanın yenilikler içindeki kayboluşunu ve kendini yeniden keşfetmesini anlatıyor.

       Filmden kısaca bahsetmek gerekirse, ana karakterimiz James (James Ballard), geçirdiği trafik kazasının ardından, çeşitli trafik kazası gösterileri yapan ve otomobil tutkunu Vaughan (Elias Koteas) ile tanışır. Vaughan, arabaları erotizm ile biraraya getirmiş (hayatımda kurduğum en ilginç söz kalıplarından biri oldu) bir gruba öncülük etmektedir. Bu grup, trafik kazalarıyla ve kaza sırasındaki heyecan/gerilim duygularıyla cinsel tatmine ulaşmaya çalışmaktadır.  Ayrıca tarihe geçmiş bazı ünlü kazaları da canlandırırlar. Ölüme yaklaşmak, bu insanlar için haz duygusunun en büyük tetikçisidir. Mutlu bir evlilik geçirmeyen James'in bu fikirle tanışması, kendisinde de farklı birtakım duygular uyandırır ve zaman içinde kendini bu hareketin içinde bulur. Eşi Catherine'i (Deborah Kara Unger) de bu gruba katmaya çalışarak ilişkisine ve özellikle cinsel hayatına yeni bir sayfa açmayı amaçlar.

       Şunu kabul etmek gerekir ki film, izleyicisini çok şaşırtmıyor. İlk şoku atlatıp, konuyu ve işleyişi anladıktan sonra genel itibariyle durağan bir şema içerisinde izliyoruz. Gelişmeler hakkında daha fazla detay verip filmin tadını kaçırmak istemiyorum ancak şunu da eklemek isterim ki karanlık temaların ağırlıkta olması ve diyalogların ağırlığı zaman zaman dikkatten düşmenize neden olabilir. Arada bir durdurup derin bir nefes alma ihtiyacı hissedebilirsiniz.

       Özetle, izlenecek en iyi filmlerden biri olduğu söylenemez. Ancak aykırı ve sıradışı konusu düşünülünce, kesinlikle film dağarcıklarına eklenmesi gereken bir yapım olduğunu kanısındayım. Gişe filmi matematiğinde olsa da, konusu ve işleyişi gereği festival filmi havasına daha yakın olduğunu düşünüyorum. Yayınlandığı dönem, yer yer huzursuz edici ve soğuk yapısı nedeniyle çok eleştiri topladı. Yine de bu durum filmin Cannes Film Festivali'nde "Jüri Özel Ödülü" almasına engel olmadı. Değişik bir film, izlemenizi tavsiye ederim. İyi seyirler, iyi eğlenceler...

    https://www.imdb.com/title/tt0115964/?ref_=nv_sr_srsg_4

     

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.