Beyaz Tavşanı Takip Edin!

Beyaz Tavşanı Takip Edin!
  • 1
    0
    0
    0
  • Save Ralph 

    Öncelikle hiç bilmeyenler için biraz bahsedelim. Son dönemin en popüler paylaşımlarından olan bu kısa film; Spencer Susser tarafından kaleme alınıp yönetilen ve stop motion (çizgi film ve animasyonda oldukça kullanılan) (ayrıca bakmak için tıklayabilirsiniz.) çekim tekniğiyle ortaya çıkarılan 4 dakikalık, oldukça çarpıcı ve ardında görünenden çok daha derin bir felsefe yatan animasyon kısa filmdir. Seslendirme kadrosunda Zac Efron ve Ricky Gervais gibi tanıdığımız isimler bulunuyor. Daha fazla bilgi için ayrıca bakabilirsiniz.

    Henüz izlemeyenler ve izlemek isteyenler için:

    Video için ayrıca bakmak isteyenlere

    Kısa filmde, bir deney tavşanıyla yapılan röportaja tanık oluyoruz. Ralph, işin en çirkin yönlerini oldukça sevimli bir şekilde aktarıyor. Burada dikkat kesilmemiz gereken asıl durum, farkındalık yaratmak için değinilen konunun nasıl işlendiği. Kısa filmin içerdiği derin felsefi gerçek; sektördeki çirkin gerçeklerin yalnızca kozmetik ve farmakolojik olan kısmı üzerinden, anlaşılır bir şekilde ele alınmış. Bu nedenle, bu videonun aşırı popülerleşmesi aslında çok normal. Herkes tarafından paylaşılması da insanlarda oluşturulmak istenen, farkındalığın temelini yaratmada başarılı olduğunu gösteriyor. Buraya kadar her şey çok güzel. 

    Peki, kaç kişi videoyu izledikten ve paylaştıktan sonra, kullandığı ürünlerin, hayvanların üzerinde test edilip edilmediğini merak edip bu konuyu araştırdı? Kaç kişi deney yapan/yapmayan firmaların listesini çıkardı? Kaç kişi popüler duyar paylaşımının ardından; yalnızca bu sektörde değil, başka hangi sektörlerde daha hayvan sömürüsünün yapıldığını sorgulayıp bu konunun üzerine gitti? Kaç kişi, Ralph ve arkadaşlarının durumuna biraz üzülüp, üzülür gibi yapıp aslında önemsemeyip, herkes paylaşıyor diye paylaşıp; hayvanların her türlü sömürüldüğü bir düzende yaşadığı hayatlarına geri dönerek sütlü kahvelerinden yudumladı? Kaç kişi bu videodan 5 dk sonra, evcil hayvanını sevip, sokak hayvanlarını besleyip, veteriner hekimler eşliğinde ve bazı dini yöntemlere göre katledilen (biraz ağır değil mi, maalesef öyle) başka bir hayvana ya da o hayvanların sömürülmesi sonucu elde edilen herhangi bir hayvansal gıdaya, akşam yemeği tabağında yer verdi? 

    Ben, bu yüzden videoyu hiç paylaşamadım. Çünkü paylaşırsam, bunun ikiyüzlülükten başka bir şey olmayacağını düşündüm. Buna rağmen bu içeriğimde bunu ele almak ve düşüncelerimden bahsederek, bazı gerçekler çerçevesinde inceleme yapmak istedim. Bu yüzden yaratılmak istenen bu farkındalığa ufak da olsa bir katkıda bulunmak istedim.

    Gelin hep birlikte Beyaz Tavşanı takip edelim!

    Cruelty free markalar aslında 3 grup olarak kategorize edilmiş diyebiliriz. Beyaz bölge, Gri Bölge ve Siyah Bölge. (ayrıca bakmak için tıklayabilirsiniz.)  Bildiğiniz üzere, tamamen vegan ve cruelty free olan markalar dışında, böyle olmadığı halde; vegan ürünler üreten ve piyasaya süren, deney yapmadığı halde hayvansal içerikleri ürünlerinde kullanan ve bunların hepsini yapan firmalar da piyasada mevcut. Bize düşen görev; en basit düzeyde, bunun ayrımına varıp, ona göre ürünler tercih etmek olabilir.

    Çünkü bir firmanın içerikleri temiz, hayvansal içeriksiz ve hayvan deneysiz ürünler piyasaya sürmesi, biraz da tüketici talebiyle gelişen bir durum. Arz-talep ilkesi gereğince eylem politikalarını düzenleyen pek çok marka ve firma (Kişisel bakım, temizlik ürünleri başta olmak üzere) son zamanlarda, tüketicilerinin bilinçlenmesi ve onlara baskı yapması sonucu vegan ürünler de piyasaya sürmeye başladı diyebiliriz. Ben tek başıma ne yapabilirim ki diye düşünenlere bir bebek adımı niteliğinde bir bilgi. Siz değişirseniz, dünya değişir.

    Kendi hayatınızda bir farklılık yaratmak ve bir adım atmak isterseniz diye kullandığınız bazı ürünleri sorgulayabileceğiniz bir uygulamadan bahsetmek istiyorum:

    Cruelty Cutter

    Ürününüzün barkodunu okutarak çıkan sonuçları öğrenebiliyorsunuz. 

    Bir başka alternatif için: Etik Seçimler

    Ig: Etik Seçimler 

    Ayrıca " target="_blank" rel="noopener">Nilüfer Baş ın bu videosuna göz atabilirsiniz. Kendisi, bir süredir bu konuda uzun zamandır dikkatli davranan, duyarlı bir içerik üreticisi. Bu videosunda benim konuşamadığım pek çok şeyden daha bahsederek, adeta hislerime tercüman olmuş. 

     

    Evet, maalesef hayvan sömürüsü her yerde. İnandığımız, sıkı sıkıya tutunduğumuz, çocukluğumuzdan bu yana bize öğretilen tüm değer yargıları ve kokuşmuş bazı kalıplar bize kolay geldiği için yaşadığımız hayatta yer alıyor. En önemli konu da para! Oldukça kazançlı bir sektör olduğu ve hayvanlar kendi haklarını savunup arayamayacakları için onların her şeyinden yararlanmak ve bunun oldukça sağlıklı bir durum olduğu söylemlerini satmak çok kazançlı bir faaliyet. Burada bahsettiğim şeyler o kadar çok ki neredeyse başka birkaç içeriğime daha konu olacak kadar önemli ve fazla sayıdalar.

    Hayvan sömürüsünün her türlüsüne karşı, onurlu bir duruş sergileyen ve tüm canlıların sahip olduğu en doğal yaşam hakkını savunmada veganların oldukça hırpalandığını söylemeden geçemeyeceğim. Bu noktada, bir insanın üzerine düşen sorumlulukların en büyüğünü yerine getiriyorlar. Bir canlının, başka bir canlıdan daha üstün olmadığını her fırsatta savunan insanlar aslında agresif ya da vegan olmayanlara karşı öfkeli değiller. En azından benim yakından tanıma fırsatı bulduğum insanlar, damarlarına basılmadıkça öyle değillerdi. Onların hassaslaşmasına sebep olan şey, sorgulamadan uzak, kolay olanı seçen, oldukça saygısız ve bencil insanlar. Yalnızca inandıkları değerler ve savundukları düşüncelere karşı; mizahın yanından geçmeyen ve ilk defa söyleyen kişinin, kendisinin aklına geldiğini düşündüğü, espri zannettiği, akıl yoksunu cümlelere karşı hassaslaşmış durumdalar. Çünkü birinin şaka olarak lanse ettiği şeyi, söyleyenden önce en az 100 kez duymuşlukları vardır. Veganlığın yalnızca "et yememek" ve aşırı entellektüel bir şekilde, var olan toplumdan uzakta bir hayat sürmek olduğunu düşünen bir topluluk mevcut.  Bunun önüne geçmek ve aradaki anlamsız uçurumun acı gerçekler ve doğru bilgilerle doldurulması için beyaz tavşan hepimizin hayatında bir milat olabilir. Olmalı. 

    Veganların en çok karşılaştığı soru, "veganlar ne yer, nasıl doyar?" cümlelerine karşı, her gün yediklerini, vegan tarifleri ve bilinen tariflerin vegan uyarlamalarını paylaşan bir Instagram sayfasını sizlere bırakmak istiyorum. Var olan ön yargılarınızı bir kenara bırakıp, bir veganın hayatına tanıklık etmek isterseniz:

     VeganLitra hesabına göz atabilirsiniz. Kendisi, "veganlık maliyetlidir" düşüncesine karşın aslında hepimizin evinde bulunan ve bulunabilecek olan; oldukça sağlıklı ve göze de hitap eden lezzetli tariflerle öğünler hazırlıyor, cruelty free ve veganlıkla ilgili doğru kaynaklar paylaşıyor ve keyifli içerikler üretiyor.

     

    Bir şeylerin değişmesi dileğiyle. Okuduğunuz için teşekkürler. 

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.