Advertisement Tracker

Küflerin Efendisi: Ethan Winters

Küflerin Efendisi: Ethan Winters
  • 4
    0
    0
    0
  • DİKKAT ! BU İNCELEME, DETAYLI BİR SPOILER İÇERİR ! 

    Resident Evil serisi, 22 Mart 1996'da yayın hayatına başladı ve hayatta kalma-korku oyunları türünü adeta baştan yarattı. 25 yıldır zirvedeki yerini koruyan oyun serisi PlayStation dünyasında görkemli çağını yaşayan bu seri korku oyunları türüne adını imza niteliğinde kazıyıp kült bir seri haline geldi. Zaman ilerledikçe, bu oyun kült yapısından sıyrılarak zombilere uçan tekme sallayarak headshot attığınız bir oyuna dönüştü. Lakin Capcom, yedinci oyun itibariyle farklı bir giriş yaparak yarattığı hayal kırıklığını tozlu raflara kaldırıyor.

    Capcom, bu oyunda Resident Evil hayranlarının karşısına eşsiz bir hikaye ile karşımıza çıkmakla beraber, tüm oyun serisinin hikayesinin aslında kilit noktasına şahit olmamızı sağlıyor. Oyunun tüm demolarını oynamış, fragmanlarını izleyip ufak tefek sahip olunan bilgi kırıntılarıyla yürütülen tüm komplo teorilerini tek celsede yok ediyor. Yedinci oyunda aksiyon daha revaçtayken, bu oyunda bu durum daha da dengeleniyor. Yedinci oyunda hissettirilen o korku ve dehşet bu oyunda insanın içine işliyor. Resident Evil 4 ambiansını fazlasıyla gördüğümüz bu oyunda, hayatta kalma korkusuyla birlikte harmanlıyor.

    KABUSUN BAŞLANGICI : LOUISIANA

    Herkesin alışık olduğu Resident Evil oyunlarında kamera açısı her daim karakteri geniş açıdan göstermeye odaklıyken, Capcom alışkanlıklarını bu oyunda birincil şahıs kamera açısına ve ana karakterler olan Jill, Leon ve Claire gibi karakterlerden ziyade Ethan Winters adında bir karaktere yer vererek kırıyor. Eşi Mia'nın basit ve masum bir iş için şehir dışına çıktığını sanmaktadır lakin işler aslında hiçte sandığı gibi değildir. Mia video mail yoluyla Ethan'a ulaşır ve her şeyin gayet iyi gittiğinden bahseder, güneşin altında, tahminen bir deniz kenarında çektiği videoda çok yakında döneceğini belirtiyor olsa da, daha sonra diğer maili açar ve Mia'nın kan-ter içinde kalıp feryatlar içerisinde bir yardım çağrısı yaptığı videoyu bulur. İşte Ethan'da, bu gördükleri üzerine üç yıldır kayıp olan hayat arkadaşını aramak için malikeneye doğru yola koyulur. 

    Hikayenin kilit noktasına Baker ailesi ile başlıyoruz. 10 Ekim 2014 yılında Louisina'da bir geminin kaybolması ve ardından su baskınıyla beraber bir kasırga gerçekleşiyor. Bu kasırga sonucunda bir gemi kıyıya sürüklenmiştir. Geminin sesini duyan Baker ailesi kıyıya gider ve olay yerinde, savunmasız bir kız çocuğunu bulurlar ve bu çocuğun kendilerine yaşatacağı nihai sondan bir haber, yuvalarına getirirler. Boş bir odaya çıkarılan bu küçük kızın yanına temiz kıyafetler götüren Zoe Baker, yatakta yatan kıza yanaştığında kız gözlerini hafifçe aralar. Sakin bir tavırla, Zoe' ye asla unutamayacağı o cümleyi kurar ve evi sonsuz karanlığa gömer.

    "Kontrolü ele aldım."

    Baker ailesi hapsolduğu bu karanlıkta zaman geçtikçe ruhları acı çekecek ve bedenleri bozulmaya yüz tutacaktı. Elbette bunlarla sınırlı kalmayacaklardı. Onlara doğru yolculuk eden herkesi bir dizi vahşi cinayete kurban edip onları yaşam yemekleri için birer ziyafet olarak algılayacaklar ve yaptıklarının bilincinde olsalar dahi bedenleri hapsolmuş bu karanlıktan asla kurtulamayacaktı. Zoe Baker hariç, evdeki herkes Eveline adındaki küçük kız tarafından ele geçirilmişti. Kaçmanın bir yolunu bulan Zoe, karavana gitmeyi başarır ve yerde baygın halde yatan bir kadın görür. Kadın kazada kurtulan kişiydi ve yanıbaşında bir not vardı. Bayılmadan önce yazmış olsa gerekti. Bu not Eveline hakkında bir uyarı niteliğinde olsa bile artık çok geçti. Olanlar olmuş, Eveline Zoe haricindeki herkesi kontrol altına almıştı.

    Bu kabus niteliğinde olayın üzerinden üç yıl geçer. Ethan kayıp olan eşinden, videolu bir mail alır. Mail, Louisana'da ki çiftlik evinden atılmıştı. Bu çiftlik evi elbette Baker ailesinin evinden başka bir yer değildi. Bu durumun üzerine yola koyulan Ethan'ın hikayesi burada başlıyor. Çiftlik evine geldiğinde harabe olmuş ve bakımsızlıktan çürümeye yüz tutmuş bir evle karşılaşır. Ardından bahçeye girmeyi başaran Ethan yanmış eşyalar arasında, Mia'nın sürücü belgesini bulur. Eve girmeyi başaran Ethan'ı hiçte güzel bir ortam beklemiyordu elbette. Gizli geçitlerin ve bir çok kokuşmuş cesetle karşılaştıktan sonra eşini bulur. Evden çıkmanın bir yolunu aradıkları esnada, Mia'nın cildinin rengi değişmeye ve Ethan'a saldırmaya başlar. Kendisini savunmak zorunda kalır ve eline aldığı baltayla istemeyerek onu öldürür.

    Zoe Baker tarafından aldığı telefonla evden çıkmak için çatı katının yolunu tutar lakin, çldüğünü sandığımız ve insanüstü bir yenilenmeyle hayata dönen Mia tekrar karşımıza çıkar. Mia ile yaşadıkları çekişmeli bir kavgadan sonra Ethan eline aldığı silahla eşini öldürecekken, omzunda hissettiği el ile arkasına dönmesiyle karşısındaki iri ve yaşlı bir adam, bilincinin kapanmasına sebebiyet veren yumruk atıyor.

    "Aileye hoşgeldin evlat !"

    Bilinci bir süre sonra açılan Ethan kendisini bir sandalyede elleri bağlanmış, kopan elinin zımbalandığını görüyor. Daha sonrasında Baker ailesinin kalın bağırsaklarla donatılmış ziyafet sofrasına tanrı misafiri olan Ethan, hayatlarını değiştirecek kabusla kucaklaşıyor. Kaçması için ufak bir umut ışığı olsa bile Jack Baker tarafından bozguna uğratılıyor. Evin içerisinde gezinirken sarmaşık gibi duvarı ele geçirmiş simsiyah küflerle ve bu küflerin yarattığı zombi misali yaratıklarla mücadele ettikten sonra Jack Baker ile kıran kırana bir savaşa tutuşuyor. Kazandığı galibiyetin ardından evden kaçıp karavanın yolunu tutan Ethan oraya vardığında bir telefon aramasıyla karşılaşıyor. Zoe ona; ailesinin ve Mia'nın bir küf tarafından zehirlenip hastalandığını, ama işler ters gitmediği sürece bir serum yardımıyla tekrar iyileşebileceklerini ve bununla beraber eğer kişinin hastalığı fazla ileriye gitmişse bu serumun yardımcı olmak yerine, öldürücü bir etken ve serumun annesi tarafından arka taraftaki küçük evde saklandığını söylüyor. Yola koyulan Ethan'ı yine süprizler beklemektedir. Bu ev sular altında kalmış, mutasyona uğramış böceklerle doluydu. Bu zorluklar yine fedakar Ethan Winters'ı yıldırmıyor ve bu lanet böcekleri ateş püskürtme silahıyla öldürerek bütün engelleri aşıyor. Mia'yı bulur ama bu sefer Lucas Baker tarafından kaçırılır. Evin içerisinde eşini bulmaya çalışan yorgun savaşçı Ethan, içinde ölü bir bebeğin ve birçok kimyasal maddenin olduğu bir çanta bulur. Bu çanta aslında kendilerini tedavi edecek olan serumun parçasıdır ve içerisinde bulunan notlara göre D serisi bir kafatsı siniri gerekiyor. Elbette gereken şeyin evin içerisinde olduğunu bilse bile nerede olduğunu bilmeyen karakterimiz arayışını sürdrürken, Margaret Baker ile karşı karşıya gelir. Margaret'ın hastalığı ilerlemiş ve artık böcek formundadır. Zorlu bir kavganın ardından Ethan onu ateş püskürtme silahı ile alaşağı etmeyi başarıyor. Yolculuğu esnasında girdiği bir odada, ölü bir çocuk bedeniyle karşılaşır. Bu beden sıradan bir beden değildir ve serumun parçası olan bu bedenin kolunu koparıp yoluna devam eden Ethan,  serum için Zoe ile iletişime geçerken telefonda bir sonraki düşmanı Lucas Baker'ın sesini duyar. Lucas ona, Mia ile beraber Zoe'yi ele geçirdiğini söylüyor. Onları bulmak adına evin her noktasına erişilen gizli geçitlerden geçtikten sonra, bir kaset buluyor. Bu kasette, eve daha önce gelen insanların Lucas Baker'ın oyunlarına maruz kalarak öldüklerine şahit oluyor ama Ethan, Lucas'ın her söylediğine inanıp yanlış yönlendirmeleri yerine onun dediklerinin tam tersini yaparak onun ölümcül oyunlarından kurtuluyor. İşin içerisinde birazda şans söz konusu, Lucas tekrar tuzak kurma gereği duymamıştı. Bir nevi tüm ipleri Ethan'ın eline vermiş oldu.

    Bu ölümcül oyunlardan kurtulduktan sonra, serumu sentezlemek adına gereken diğer malzemeyi buluyor. Her iki malzemeye sahip olsa bile asla bunun nasıl yapılacağını bilemiyor. Ardından Mia ve Zoe ikilisinin hapsedildiği yeri bulup onları Lucas'ın gazabından kurtarmayı başarıyor. Zoe sentezleme işlemlerini elbette biliyordu ve bu işlemi gerçekleştirdikten sonra, sorun şu ki ellerinde bulunan iki serumu eline alan Ethan; o esnada öldürdüğünü sandığı Jack Baker süpriz bir şekilde aralarına katılıyor. Uzun soluklu bir mücadele sonunda Ethan bir gerçeğin farkına varıyor. "Serum hastalığı ilerleyen insanlar için öldürücü bir etken. O zaman Jack Baker'ı da öldürebilirim." 

    Serumu Jack'in vücuduna enjekte ettiği yürüttüğü beyin fırtınası işe yarıyor ve Jack Baker o an kireçlenip, paramparça olmakla birlikte toz olup dünyadan sonsuza dek ayrılıyor. Ellerinde sadece bir serum kalmıştı. Ya Zoe ya da Mia kurtulacak.

    Ethan, tercihini Mia'dan yana kullanarak serumu ona enjekte edip bot teknesine biniyorlar. Zoe kendisinin kalması gerektiğini içten içe bilip söylese bile, Ethan ve Mia onun için üzülüyorlar. Artık her şey bitti sanıyorlardı. Evden uzakta olmanın verdiği bir güven hissiyatı içinde rahatlamışlardı. Ethan, eşine üç yıldır nerede olduğunu ve neden kaybolduğunu sormaya başlıyor. Sorularına cevap alamıyordu çünkü, Mia üç yıl öncesine dair hiçbir şeyi hatırlamıyordu. Hayatının bir kısmı, bilgisayardan bir veri silinmişcesine yokolmuştu. Konuşmaları esnasında karaya yaklaştıklarında dev bir küf Ethan'ı yakalayarak onu içine hapsediyor. Oyunun bakış açısı buradan itibaren Mia'ya geçiş yapmakta. Oyuncuların ve Ethan'ın sorduğu soruların cevaplarını Mia ile oynarken alıyoruz. Kara parçasındaki gemiye girer girmez, hafızanın en ücra köşesinde yer alan anılarla yüzleşmeye başlıyoruz.

    Herkesin bildiği üzere, Umbrella Şirketi insanlar üzerinde deneyler yapan ve insanlığı ne kadar geliştirebilir, evrimi nasıl bir boyuta taşıyabiliriz sorusuna cevaplar arar ama asıl amaçları biyolojik silahlar üretmektir. Böylelikle süper askerler yaratarak ülkelerini her türlü tehditlere karşı koruyabileceklerdi. Lakin her idealist, hırsına kurban düşerek her zaman amacından yozlaşırdı. Umbrella Şirketi ve bünyesinde yer alan bazı kişiler, bu amaç uğruna yozlaşmışlardı. Bir biyolojik silahı yapmak basit değil. Bunun için embriyo gerekliydi ve embriyoyu da para karşılığında, maddi sıkıntılar yaşayan kişilerin embriyolarını alarak deneylerini yapıyorlardı. Bu deneyler sebebiyle, daha normal çocuklar yerine daha farklı ve özel yeteneklere sahip çocuklar yaratıp, onlar üzerinde deneyler yapmaya başlıyorlar. Bu çocuklar normal bir aile ortamından ziyade, laboratuvar ortamında duygulardan yoksun şekilde yetiştirilerek, ruhlarındaki insanlıktan arınmış birer silaha dönüştürülüyorlar. Birçok çocuk deneyler yüzünden ölürken, yalnızca tek bir çocuk hayatta kalıyor. Peki kimdi o çocuk ? Eveline.

    Eveline, Umbrella'nın alt şirketi olan Blue Umbrella tarafından geliştiriliyor. Amaçları tamamen barbarca olmakla birlikte, savaş odaklı. Sıradan bir çocuk gibi görünsede, kendisi yetiştirildiği ortamdan ötürü duygulardan arındırılmış, kararlı ve inatçı. Klasik Resident Evil oyunlarındaki bir kötü ya da zombi değil. Ateşli bir silah olmadan, karşısındaki kişinin zihinin manipüle edebiliyor. Onun daha ileri seviyede gelişip eğitim alması için, daha büyük şirketlere yollanması gerekiyor. Bu kolay değil. Klasik bir kargo gibi onu bir gemiyle taşıyamazlar, bu sebeple onu gizlice götürmeleri için iki ajan görevlendiriliyor. Bu ajanlar, Mia Winters ve Alan Droney. Yolculukları esnasında kendilerine kimliği gizli askerler eşlik ediyor. Bu yolculuk Titanik kadar ihtişamlı geçmesinden ziyade, daha vahşet ve kan odaklı geçiyor. Eveline küçük bir kız çocuğu, dengesiz ve şımarık davranışlar sergileyerek istediğini almak istiyor. İsteği yerine getirilmediği için tek başına bütün geminin mürettbatını ele geçirip herkesi gözünü kırpmadan enfekte ederek öldürür.

    Eveline nasıl bu kadar güçlü? Neden on yaşında bir kız çocuğu gibi görünüyor ? Gerek yok, amacı sadece teröristleri ve düşmanları içten içe kırmaya programlanmış bir biyolojik silah. Kim olursanız olun, eğer çaresiz, yapayalnız ve yardıma muhtaç bir kız çocuğuyla karşılaşırsanız ona koşacak ve yardım edeceksiniz. Duygusal istismar yoluyla bu biyolojik silah sizin zihninizi kontrol edebilmekle kalmayıp, içten içe çürütecek. Ki Eveline; Umbrella Şirketi'nin ürettiği ilk biyolojik silahı değil. A, B, C ve D serisi olmak üzere dört farklı embiriyo serisi var. Ethan'ın bulduğu D serisi embiriyolarla da serum üretmeye çalışıyoruz. Peki Eveline bu seriden hangisi ? Kuşkusuz kendisi, D deneklerinin kusursuzlaştırılmış ve ileri seviyede geliştirilmiş versiyonuydu. Eğer Eveline denen küçük kızı alaşağı edecek olursak, onu ancak D serisi serum ile nakavt edebilirsiniz.

    Amacı neydi bu kız çocuğunun peki ? Nitekim, laboratuvar ortamı dışında normal bir aileye sahip olmak istiyordu. Zihin kontrolü sayesinde kendisini bir ailenin mensubu olduğuna inandırabilirdi de. Aslında onu göttürecek olan ekibi ebeveynleri olarak görüyordu. Mia onun annesi, Alan'da babasıydı. Bir süre sonra onların sahte ve gerçek ebeveyni olmadıklarını anlıyor. O da tam olarak bunu yaptı. Geminin kaza yapmasını sağladı ve kaza sonrası Baker ailesine onun kendi kızları olduğuna ikna etmeyi başardı. Amacı mutlu ve büyük bir aile kurmak olan Eveline'in yirmiden fazla kaçırdığı insanlar var. Bu insanları öldürmüyor, onları sözde kendi kurmak istediği ailesine katıyordu. 

    Ethan Mia'yı ilk bulduğunda arka planda Eveline var. Amacı annesi Mia'yı kontrol ederek, Ethan'ı baba figürü olarak ailesine katmak. Çok gariptir ki, hiçbir zaman Ethan'a zarar vermiyor. Jack Baker ve Alan ile tanıştı onları birer küfe çevirip öldürdü. Bunu Ethan'a yapmıyor çünkü onu babası olarak benimsiyor. Her şeyin başlangıcı olan bu gemi kazası aslında Ethan'ı buraya getiren olay. Mia hafızasını kaybetmeden önce gemiden, burada enkaz altında olup öleceğini tahmin eden bir video kayediyor. İşler o şekilde yürümüyor, ellerinde bir serum var ve Eveline'e enjekte etmeleri gerek. Mia zorluklar karşısında mücadele ettikten sonra nihayet Ethan'ı buluyor. Bu siyah küflerin arasında mahsur kalmış vaziyetteyken Ethan bir çok şeyi öğreniyor. Baker ailesinden, Jack ile iletişime geçiyor ve Ethan'a ölmüş olmasına rağmen hala bazı şeyleri görüp hissedebildiğini, Eveline'i küçük bir kız çocuğu olarak gördüğünü anlatıyor. Kurtulduktan sonra Eveline'i bulup serumu enjekte ederek onu etkisiz hale getiriyor ama o esnada ailede asla olmayan bir bireyin Eveline olduğunu öğreniyor. Yaşlı bir nine gibi görünen, tekerlekli sandalyeye bağlı ve her yerde karşısına çıkan kişi elbette bu küçük kız çocuğundan başkası olamazdı. Ethan'ı istese durduracak bir güce sahip olsa bile bunun yerine onu piyon gibi kullanıp, bir şahdamar kadar yakın oluyor. Seruma karşı inatla direnen bu kız çocuğu, artan kütlesiyle evi yakıp yıktı. Umbrella kontrolü altında devasa bir yaratığa dönüşüyor. Derken, Winters ailesini yıllardır biyoterörizm konusunda savaş veren Chris Redfield kurtarmaya geliyor ve Eveline'i öldürmesine yardım etti.

    Eveline ölmüş, Mia sağsalim kurtulmuştu. Helikopterde ve güvendelerdi. Her şeyin bittiğini ve yoluna gireceğini sanan Ethan rahatlamıştı. İlerleyen yıllarda yanılacaktı. Hiçbir şey bitmemiş, aksine yeni başlıyordu.

     

    Ethan Winters'ın hikayesi devam edecek....


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.