Hayatta Bizi Pozitife Yaklaştıran Bazı Mutlak Değerler

Hayatta Bizi Pozitife Yaklaştıran Bazı Mutlak Değerler
  • 2
    0
    0
    0
  • Merhaba,

    Bugün, mutlak değerden pozitife yakın bir şekilde uyandım. Yeni bir şarkı dinleyerek güne başladım. Çok sevdiğim eski şarkılar olsa da yeninin enerjisi her zaman daha iyidir. Bilirsiniz, tanıdıklık hissiyatı uyandıran eski şeyler, bize kendimizi güvende hissettirir. Bu yüzden, bulunduğu anda kalamayıp geçmişte çok mutlu olan insanlar, orada yaşarlar ve kopamazlar o anılardan, anlardan...

    Ancak hayatımızda öyle anlar var ki hepimizin kolayca sildiği, gözden çıkardığı anılar olur.

    Gün gelir, en sevdiğmiz her kıyafet toz aldığımız, yerleri sildiğimiz kıymetsiz paçavralara dönüşür. Hala o kıyafettir aslında, sadecee yanlış bir ürünle yıkanmıştır mesela iz kalmıştır..  Yalnızca formu değil; dokusu da bozulmuştur. Bazı anılar böyledir işte. Her şeyin bir son kullanma, hatırlama ve hissetme tarihi vardır. Hepimizin her hissi yaşama süresi ve tarzı farklıdır. Hayatta en cesur ve saygı duyulası insanlar, bir şeyler hissedebilen değil; hissettiklerini sağlıklı bir şekilde ifade edebilen insanlardır bana göre. 

    Bazı kıyafetler vardır ki çok büyük heveslerle alıp giydiğimiz, bir süre sonra aslında renginin yakışmadığını, mutlu etmediğini fark ettiğimizde giymekten vazgeçtiğimiz, birine bağışlamadığımız ve dolabımızın en ücra köşesinde yerini alan kıyafetler... İşte bazı anılar da bunlardandır. Bir gün, asında ona ihtiyacımız olmadığını fark ettiğimizde vedalaşmaya karar verir ve ihtiyacı olanlara bağışlayabiliriz. Artık o kıyafeti kimin giydiğinin pek bir önemi yoktur. Her olay bir anıya dönüşür ve her şeyden sonra geriye onlardan çıkardığıız dersler, edindiğimiz tecrübeler kalır. Bunu da kim olduğundan bağımsız bir şekilde ihtiyacı olan herkesle paylaşmak isteriz. Bazen de en çok sevidiğimiz insanlarla paylaşmak isteriz bunu. Bazen onlara yetemeyebiliriz. Bu sizi üzmesin. Herkes her kıyafeti giymek zorunda kalır hayatı boyunca, herkesin üzerinde taşıması kendine özgüdür. Belki aynı kumaştan aynı desenden değildir kıyafetlerimiz ama hepimiz aynı kıyafetleri farklı şartlarda, farklı yerlerde giyer, farklı taşırız. Tıpkı her olayın farklı insanlarca farklı anılara dönüşmesi gibi...

    Her his sonsuza dek sürmez. Her kıyafeti de sonsuza dek giyemez ve taşıyamayız. En son ne zaman giydiğimizi ya da kullandığımızı hatırlayamadığımız, bazen varlığını bile unuttuğumuz eşyalar sadece yüktür, fazlalıktır. Görünce atamadığımız, bağışlayamadığımız, vazgeçemediğimiz, o eşyayla bağımızı bize hatırlatan ya da  varlığı bizde güven hissi oluşturan eşyalar olsa da aslında; o eşyalara değil bize hissettirdiği duygulara ve anımsattığı anılara ihtiyacımız vardır. Onlar yalnızca birer semboldür, totemdir. 

    Her eşyayı, her anıyı her zaman yanımızda taşıyamayız. Bazı anılar ve hisler yavşça ufak ufak yığılmıştır içimize, etrafımıza. Sürekli her gittiğimiz yere götürürüz onları da aklımızda, elimizde, kalbimizde, omuzlarımızda, ruhumuzda... Fakat o küçük taşlar zamanla kaya taşıyormuşuz gibi ağırlaşır... Sonsuza dek bu ağır yükleri taşıyamayız. 

    Çünkü bunu yapar ve evimiz gibi hayatımızda da sık sık bahar temizliği yapmazsak, ruhumuzun köşeleri ve kalbimizin odaları da raflarımız gibi toz tutabilir. Bu yüzden yeni ve daha yararlı bir şeyler hayatımıza geldiğinde onu fark edemeyebilir, ona açacak yer bulamayabiliriz. Her şeyi üst üste yaşayıp biriktirirsek ve bazı şeyleri bırakamazsak bunun adı istifçiliktir. Belki de tüm evler ve insanlar için en tehlikeli dağınıklık sebebidir. 

    Sizi bilemem fakat; ben yeni eşyaların iyi enerjisine inananlardanım. Yenilik iyidir, hayatımızın her alanında. Kalbimizin, aklımızın, ruhumuzun, evimizin tüm odaları ve rafları için yenilik iyidir. Bazen baktığımız yer değiştiremiyorsak, baktığımız açıyı değiştirmemiz gerekir. Her gün baktığımız yere farklı gözlerle bakamıyorsak, baktığımız yeri değiştirmeliyiz belki de... Bu da mükemmel bir yenilik olur. 

    Biriktirmek insanı yorar! Yeni ve pozitife daha yakın değerler biriktirmek iyileştiricidir. 

    Size iyi gelmeyen ve üzerinize yakışmayan şeyleri sırf rahat diye giymeyi; anısı var diye çöpü bile saklamayın. Olanı olduğu an yaşayın. Böylesi inanın daha güzel daha yaşanılabilir kılıyor hayatı.

    Hepimiz yalnızca ihtiyacımız olan değil; arzuladığımız o mükemmelliğe de sahip olmayı hak ediyoruz.

    Dar gelmeyen, bol da durmayan, üzerinize tam oturan, huzur veren, doğal ışıltınızı ortaya çıkaran ve sizi olduğunuz gibi de güzel gösteren, iyi hissettiren o müthiş kıyafetleri bulup gururla taşıyabilmeniz dileğiyle. 

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.