Kusura baktığımız rahatsızlıkların ardı arkası kesilmezken özgür irademizin kapılarına dayanıldı. Kapılarımız zorlanıyor ancak açmaya niyetimiz hiç yok. Kalıcı koltukların aynılaştırmaya çalıştığı bu düzen herkese, herkes de tek bir kişiye aykırı. Bizler adına yanlış olan ile doğru eylemlerin neler olduğu hakkında söz sahibi olmak için çabalayanlara biri dur demeli.
Bu yanlış ve çok yanlış olmak üzere ikiye ayrılan temel düzende insan ve insan haklarına aykırı ne varsa yapıldı. Bekledik ancak kimse bizi üstelemedi; bu ülkede güzel olan her şeye korkunç bir ur muamelesi yapıldı ve yavaş yavaş yok edilmekten başka bir yola gidilmedi. Güzel olan neydi ve bize neden unutturuldu? Değerler nelerdir ve uğruna yanıp tutuştuğumuz geleneklerden kopmak bu kadar mı zorlayıcı bir durum?
Modernleşmenin getirileri kaçtıkça kaçtı bizden ve içinde yaşadığımız bu yer koca bir ur haline geldi. Gelişmekten o kadar korkuyoruz ki düşünmemiz engelleniyor, doğru olanın engellenmesi gibi. Çünkü doğru kabul edilen tek bir şey varsa o da otokratik hükümetimizin düşünceleri ve eylemleridir. İstisnasız her an endişe içinde yaşadığımız bu yerde gelecek namına kurulan tek hayal tüm bunların geçecek olmasıdır. Güneşli sabahların, deniz salyasına bulaşmamış maviliklerin ve eşitliğin hatsafhasında günaydın dediğimiz sabahlara uyanmak dileğiyle. Gözlerimiz uzaktaki o ellerle kapatılmasın ve taşın altına koyduğumuz o elin bizim olduğunu; bizim için bizden başkasının o taşa el uzatmayacağını öğrendiğimiz bu devirde tek başımızayız. Siz kusura bakacaksınız, biz rahatsız edeceğiz, siz rahatsız olacaksınız biz refaha kavuşacağız. Gün gelip devran döndüğünde özgür irademizi yok etmek için dayandığınız kapılarımızdan sizlere el sallayacağız. Mutlu günlere.
Yorum Bırakın