Geleceğin dünyasına katkıda bulunacak uzay madenciliğini, şimdi anlamak bizler için önem arz etmektedir. Çünkü dünyamız kısıtlı bir hammadeye sahip olmakla birlikte her geçen gün artan insan nüfüsü, talepler ve geri dönüşü olmayan maddelerin tükenimi biz insanoğlu için iç karartıcı bir yöne evrilmektedir. Aynı zamanda bu dünyamızda bulununan hammedeleri çıkartırken çevreye verdiğimiz tahribat, güzel dünyamızın doğasını bozmaktadır. Bu yüzden uzay madenciliği hem ekonomik hemde çevreye olan zararın minimize edilecek biçimde geliştirilip biz insanlara sunulması gerçekten yararlı ve verimli olacaktır. Kısa açıklama yaptıktan sonra uzay madenciliğine sizlerle inceleyelim. 

Dünya atmosferinin üzerindeki her şeyin uzayın birer parçasıdır. Bu açıklama doğrultusunda uzayın madenciliği , uzayda bulunan gök cisim

lerinden - Ay,Mars,astreoit,gezegenler- faydalanmak için kaynakların araştırılması, bulunması,çıkarılması,işletilmesi ve temin edilmesi olarak tarif edilmektedir. Kısaca dünya dışındaki hammedelerin çıkarılması ve getirilmesi uzay madenciliği alanına girdiğini söyleyebiliriz. Bu neticede uzay bizler için aslında sınırsız bir kaynağı temsil etmekte

dir. Yukarıda bahsettiğim gibi dünyamız kısıtlı hammedeler içerdiği için ilerleyen zamanlarda bitme noktasına gelecektir. Ama uzayda bizlere altın,platin,alüminyum,nikel,titanyum,helyum-3(He-3),hidrojen,iridyum,toryum,su vb. maddelerle zengin olduğu düşünülmektedir. Bu maddeler bizler için hayati önem taşımaktadır ve birine örnek vermek gerekirse. He-3 gezegenimizin  uydusu olan Ay toprağında bulunmakta ve bu maddenin 20 tonu ( bir uzay mekiğinin yükünden daha az) ABD'nin bir yıllık enerjisini karşılamaktadır. Bu örnek aslında uzay madenciliğini dünyamızdaki çevreye zarar vermeden ihtiyaçlarımızı uzaydan karşılarsak enerji ihtiyacının daha sürdürülebilir olduğun söyleyebilirim. Tabi ki bunu yaparken uzayı da minumum seviyede kirletmemiz olası bir felaketide önlememizi gerektirebilir.

Örneklerimizi çoğaltmamız uzay madenciliğinin anlaşılmasının önemini artıracaktır.  ABD'nin eski uzay politikası müdürü ve Planetary Resources şirketinin başkan yardımcısı Peter Marquez " Dünya'ya yakın bir asteroidin 135 uzay mekiği görevinin tamamını doldurmak için yeterli su kaynağı vardır" demiştir. Bu veri dünyamızdaki azalan su kaynaklarına umut olmaktadır. Ayrıca Amazon ve Blue Origins şirketinin kurucusu Jeff Bezos Ay'dan su elde etmenin hidrojen, karbon,silikon,mettaller ve diğer önemli malzemelerin erişimini kolaylaştıracak demesi uzay madenciliğine verdiği önemi anlamaktayız. Özel uzayşirketlerinin bu yarışa dahil olması sevindirici bir olay.

Yukarıdaki çalışmalar, söylemler olurken, NASA Osiris-rex uzay aracını 8 Eylül 2016'da uzaya fırlatılarak, 2023 yılında Bennu adlı asteroitten örnek alarak dünyamıza dönmesi planlanmaktadır. NASA'nın şimdiden çalışmalarını görmek bizleri mutlu etmekle kalmıyor, aynı zamanda bu alana yönelmemizide teşvik etmektedir. Örneklerimiz bizleri büyülemekle kalmadı ,bizlere uzay madenciliği teknolojilerinin geliştirilmesine katkıda bulunmak için şimdiden çalışmaları artırmak için bir umut oldu ve geleceğin dünyasını inşa etmede büyük bir rol alacaktır. "Bugünün ışığı geleceğimizi aydınlatsın"