Hayal Kurmanın Nörobilimi

Hayal Kurmanın Nörobilimi
  • 3
    0
    2
    0
  • Bu yazı https://theconversation.com/what-is-daydreaming-parts-of-the-brain-show-sleep-like-activity-when-your-mind-wanders-163642 adresinden derlenerek oluşturulmuştur.

    İlkel atalarımızdan bu yana yaptığımız ortak zihinsel aktivitelerin en bilinenlerindendir hayal kurmak. Yaratıcı düşünceyi besleyen, kimilerine göre başarının da anahtarıdır. Yeni bir çalışma ise hayal kurmanın arkasındaki beyin devreleri ile ilgili bilgi veriyor.

    Hayal kurma ve zihinde gezinme, beynin bazı kısımları uykuya daldığında ve diğer alanlar uyanık kaldığında ortaya çıkıyor gibi görünüyor.

    Dikkatimiz, beynimizin bize her saniye ulaşan yoğun bilgi akışından ilgili ayrıntıları seçmesini sağlayan güçlü bir mercektir.

    Ancak bilim insanları, uyanık hayatımızın yarısını elimizdeki görevden başka bir şeyi düşünerek geçirdiğimizi tahmin ediyorlar: zihinlerimiz bir nevi başıboş dolaşıyor. Bu, düşük okul veya iş performansından trajik trafik kazalarına kadar olası olumsuz sonuçlar düşünüldüğünde dikkat çekici bir durumdur.

    Ayrıca, uykudan mahrum kaldığımızda zihin karışıklığı ve dikkat eksikliğinin daha yaygın olduğunu biliyoruz, bu da beynimizdeki nöronlar uykuya benzer bir şekilde davranmaya başladığında meydana gelebileceğini gösteriyor. Nature Communications'da yayınlanan yeni araştırmada çalışmacılar, uyku ve dikkat eksikliği arasındaki ilişkiyi test ettiler.

    İnsanların beyin dalgalarını kendi bildirdikleri dikkat durumlarına karşı izleyerek, beyinlerin çoğu uyanık kalırken bazı bölümleri uykuya daldığında zihinlerde gezinmenin gerçekleştiğini görüldü.

    Uyanıkken Beynin Bazı Bölümleri Uykuda Olabilir

    Dikkatimizi içe yönlendirmek çok faydalı olabilir. İçsel düşüncelerimize odaklanmamıza, soyut kavramları manipüle etmemize, anıları geri getirmemize veya yaratıcı çözümler keşfetmemize izin verebilir. Ancak dış ve iç dünyalara odaklanma arasındaki ideal dengeyi kurmak zordur ve belirli bir göreve odaklanma yeteneğimiz şaşırtıcı bir şekilde sınırlıdır.

    Yorulduğumuzda dikkat kontrolümüz bozulur. Aynı zamanda, beynimiz uykuya benzer yerel aktivite göstermeye başlarken, beynin çoğu açıkça uyanık görünür. “Lokal uyku” olarak bilinen bu olay, önce uykusuz kalan hayvanlarda sonra insanlarda görülmüştür.

    Beyin aktivitesi ve dikkat eksikliği arasındaki ilişkiyi daha iyi anlamak için sağlıklı genç gönüllülerden sürekli dikkat gerektiren oldukça sıkıcı bir görev yapmalarını istendi. Beklendiği gibi, dikkatleri sıklıkla görevden uzaklaştı. Ve dikkatleri dağılınca performansları düşüyordu.

    Ama aynı zamanda araştırmacılar, dikkatleri iş üzerinde değilken akıllarından tam olarak ne geçtiğini bilmek istediler. Bu yüzden onları rastgele aralıklarla böldüler ve o anda ne düşündüklerini sordular. Katılımcılar göreve odaklanıp odaklanmadıklarını, zihinlerinin boşta olup olmadığını (görev dışında bir şey düşündüklerini) veya zihinlerinin boş olduğunu (hiçbir şey düşünmediklerini) belirtebiliyorlardı. Buna paralel olarak, beyin ritimlerini izleyebilen kafaya yerleştirilmiş bir dizi sensörden oluşan bir elektroensefalogram ile beyin aktiviteleri kaydedildi. Bu non-invaziv beyin görüntüleme tekniği sayesinde, tüm görev boyunca uyanıkken uyku belirtilerini aranabiliyordu. Özellikle, nöron gruplarından kısa süreli sessizlikler içeren uykunun ayırt edici özelliği olan “yavaş dalgalar”a odaklanıldı. Araştırmacıların hipotezi, nöron aktivitesindeki bu gecikmelerin, dikkatteki gecikmeleri açıklayabileceği şeklindediydi.

    Yerel yavaş dalgaların, bu dikkat eksikliği sırasında katılımcıların davranışlarındaki değişikliklerin yanı sıra zihinde gezinme ve zihin kararması olaylarını tahmin edebileceğini bulundu.

    Daha da önemlisi, yavaş dalgaların konumu, katılımcıların zihnin dolaşıp dolaşmadığını veya boşaldığını ayırt etti. Beynin ön tarafında yavaş dalgalar oluştuğunda, katılımcılar daha dürtüsel olma ve zihinde gezinme eğilimindeydiler. Beynin arkasında yavaş dalgalar oluştuğunda, katılımcılar daha halsiz, cevapsız tepkiler oluşuyor ve zihin boş görünüyordu.

    Uyku benzeri beyin dalgaları dikkat eksikliğini öngörür

    Bu sonuçlar, lokal uyku kavramıyla kolayca anlaşılabilir. Eğer uyku benzeri yavaş dalgalar, normalde uyanık olan insanlarda gerçekten de yerel uyku nöbetlerine tekabül ediyorsa, yavaş dalgaların etkisi, bizim bulduğumuz gibi, beyinde nerede meydana geldiklerine ve bu beyin bölgelerinin işlevine bağlı olmalıdır.

    Bu, tek bir fenomenin - uyanık saatlerde lokal uyku müdahalelerinin – zihinde dolaşma ve dürtüsellikten “boşluğa düşme” ve uyuşukluğa kadar geniş bir yelpazedeki dikkat gecikmelerini açıklayabileceğini düşündürmektedir.

    Ayrıca, sonuçlar, lokal uykunun, özellikle uykudan mahrum kalmasak bile, hepimizi etkileyebilecek günlük bir fenomeni temsil edebileceğini gösteriyor. Katılımcılar sadece eldeki görevle ilgiliydiler. Yine de, farkına varmadan, beyinlerinin bölümleri deney boyunca tekrar tekrar devre dışı kalmış gibi görünüyordu.

    Lokal uyku ve dikkat eksikliği

    Şu anda, bu lokal uyku olgusunun bazı bireylerde şiddetlenip alevlenmediğini araştırılıyor. Örneğin, dikkat eksikliği ve/veya hiperaktivite bozukluğundan (DEHB) mustarip çoğu insan da uykunun bozulduğunu bildirir. Bu, gün boyunca lokal uyku ataklarında bir artışa neden olabilir ve dikkat sorunlarının bir kısmını açıklayabilir.

    Son olarak, bu yeni çalışma, insan beyninde uyku ve uyanıklığın nasıl iç içe olabileceğini yeniden doğruluyor. Çevreden gelen duyusal bilgileri işlemek için beynin yerel olarak nasıl “uyandığını” gösteren uykudaki çalışmalarla paralellik gösteriyor. Burada, tam tersi fenomeni ve uyanıklık sırasındaki uyku müdahalelerinin zihnimizin bir yerde dolaşmasına veya hiçbir yerde dolaşmamasına neden olabileceğini gösteriliyor.


    Yorumlar (2)
    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.