Yazıma başlamadan önce belirtmeyi zorunlu gördüğüm birkaç hatırlatmam da olacak elbette: Psikopatolojik rahatsızlıkların ortaya çıkarılması ancak profesyonel bir terapi sürecinden sonra mümkündür. Bunun için bu içeriğimde hiçbir şekilde sizlerin şahsını hedef almamakla beraber, sizlerin de bu yazımdan kendiniz için çıkarımlarda bulunmamanızı diliyorum. Belirtilerin öğrenilmesinden sonra şüpheleriniz oluşabilir; böyle bir durumda yalnızca burada okuduklarınızla kendi kendinize tanı koymak kesinlikle yanlış bir davranış olacağı gibi şüphelerinizi de ortadan kaldırmayarak sizi yıpratmaktan öteye gidemeyecektir. Yalnızca psikolog veya psikiyatri uzmanları sizlere doğru bilgi verebilir. Bu hatırlatmamı da yaptıktan sonra Narsisistik Kişilik Bozukluğuna giriş yapabiliriz.
Narsisizm dışarıdan bakıldığında olumsuz bir tanım olarak dursa da bu onun tamamıyla olumsuz olduğu anlamına gelmez; her sağlıklı insanda var olan narsisizm, bireyden ayrı düşünülemez. Yani o insanın ayrılmaz bir parçası durumundadır. Ancak sağlıklı insanlarda var olan narsisizm; kendisine saygı duymak için dışarıdan beslenmeye ihtiyaç duymadığı gibi eleştiriye de açıktır. Dolayısıyla bu insanlar için olumsuz düşünceler bir anda yıkıma yol açmaz, onları hemen etkilemez. Patolojik narsisizme karşın sağlıklı narsisizmde diğer insanlardan onay bekleme ve takdir görme ihtiyacı gözükmez. Bir başka yanlış varsayımı da belirtmek gerekirse, narsisistik kişilerin diğer insanlara oranla kendilerini çok daha fazla sevdiği ve kendilerine daha fazla güvendikleri düşünülür. Bu tamamıyla yanlış bir yargıdır. Esasında durum yukarıda belirttiğimiz varsayımın tam tersidir. Narsisistik kişiler, herhangi bir eylemde bulunmadıkları zaman kendilerini sevemedikleri ve saygı duyamadıkları için, kendisini sevebilmek ve kendisine saygı duyabilmek için vakitlerinin büyük çoğunluğunda bir şeyler yapma, eylemde bulunma ihtiyacı duyarlar.
Erich Fromm'un aktardığı kısa bir fıkra:
''Bir yazar, bir arkadaşıyla karşılaşır ve ona uzun uzun kendinden söz eder; daha sonra şöyle der:'şimdiye kadar benden söz ettik. Şimdi de senden söz edelim. Son kitabımı nasıl buldun?''
Narsisistik kişilerin kendilerini çok fazla övdüklerini söyleyebiliriz. Mesela size sorma fırsatı bile vermeden, kendilerinin sahip olduğu mal ve mülkleri art arda sıralayabilirler. / Örnek bir metin vermek gerekirse; daha önce görmediği insanların var olduğu bir salona giren narsisistik kişi, ''benim evimin salonu burayı ikiye katlar...'' gibi bir üstünlük taslayabilir. Bunun temelinde kendisine ve etrafına, ''ben değersiz değilim!'' demesi vardır. Bu kişiler değersiz biri olmadığını gösterme ihtiyacı duyarlar ve kendilerini çokça övmeleri, büyük ödüller kazanmış biri olarak hayal kurmaları da bundan kaynaklanır.
Yararlandığımız bir makalede de şu örnek verilmiş, ''Başka bir hastam da ilk görüşmemizde ''Size ne kadar şanslı olduğunuzu söylemem gerekiyor, çünkü geleceğin Cumhurbaşkanı ile çalışmış olacaksınız. Hem belki o zaman sizi de Sağlık Bakanı yaparım'' demişti''.
Bu örnekler aslında bize gösteriyor ki, bu kişiler ancak sahip olduklarını veya sahip olacaklarını düşündüklerinde kendilerini iyi hissediyorlar. Fakat yalnızca kendi görüşleriyle kazanamadıkları saygınlıktan dolayı başkalarının, onlar hakkında olumlu geri dönüşlerini beklerler. Bu da aslında narsisistik kişilerin, kendilerine normalin dışında bir değersizlik biçtiğini göstermektedir.
Sağlıklı narsisizmde sıradan sayılabilecek yetenekler, patolojik narsisizmde hiç de sıradan görülmez. Çünkü bu kişiler normal bir yeteneğin yeterince saygınlık kazandırmayacağını düşündüğünden, yeteneklerini abartma ihtiyacı duyarlar. Bu yetenekler sonucunda elde ettikleri sonuçları da abartarak büyük bir başarı olarak göstermek zorunda hissederler. Bu abartı onlar için doğal ve abartısızdır çünkü söyledikleri bu başarılara en önce kendiler inanırlar.
Son olarak DSM-V Tanı Kriterlerine geçmeden önce, patolojik narsisistik kişilerin sürekli kendilerinden bahsettiğini ve sürekli kendilerinden bahsedilmesini istediklerini de söylememiz gerekir. Bulundukları ortamda sürekli konuşan, insanlara sürekli onu övmeleri için fırsat vermeye çalışan kişi olarak sıyrılabilirler. Yine bu kişiler kendilerinden çok üstün gördüğü insanlardan kaçınırken, narsisistik doyumlarını sağlayabilecekleri ortamlarda bulunmaya çaba gösterirler. Onların bulunduğu ortamda, dikkatleri üstüne çekebilecek biri olmamalıdır. Eğer çağrıldığı ortamda böyle biri varsa oraya gitmemeyi tercih ederler. Yine bu kişiler kendilerinin çok iyi, başarılı olamayacakları etkinliklere katılmaz; diğer insanları etkinliği değiştirmeye zorlarlar. Eğer bu zorlama başarısız olursa da o etkinlikten kaçınır ve katılmazlar.
Psikopatolojinin baş ucu kitabı, DSM-V Tanı Ölçütleri Başvuru Kitabı'nın Narsisistik Kişilik Bozukluğu hakkındaki belirlediği kriterleri de paylaşmam gerekir:
TANI KRİTERLERİ (DSM-V)
Aşağıdakilerden beşi (ya da daha çoğu) ile belirli, erken erişkinlikte başlayan ve değişik bağlamlarda ortaya çıkan, büyüklenme (düşlemlerde ya da davranışlarda), beğenilme gereksinimi ve eşduyum yapamama ile giden yaygın bir örüntüdür:
- Büyüklenir, (örn. başarılarını ve yeteneklerini abartır; gösterdiği başarılarla oransız bir biçimde, üstün biri olarak görülme beklentisi içindedir.)
- Sınırsız başarı, güç, zekâ, güzellik ya da yüce bir sevgi düşlemleriyle uğraşır.
- Özel ve eşi benzeri olmayan biri olduğuna ve ancak özel ya da üstün kişilerce (ya da kurumlarca) anlaşabileceğine ve ancak onlarla ilişki kurması gerektiğine inanır.
- Çok beğenilmek ister.
- Hak ettiği duygusu içindedir (özellikle kayırılacak bir tedavi göreceğine ya da her ne istiyorsa yapılacağına ilişkin anlamsız beklentiler içinde olma).
- Kendi çıkarı için başkalarını kullanır (kendi amaçlarına ulaşmak için başkalarından yararlanır).
- Eşduyum yapamaz: Başkalarının duygularını ve gereksinmelerini anlamak istemez.
- Sıklıkla başkalarını kıskanır ya da başkalarının kendisini kıskandığına inanır.
- Başkalarına saygısız davranır, kendini beğenmiş tutumlar sergiler.
Kaynaklar
- Amerikan Psikiyatri Birliği ve Amerikan Psikiyatri Birliği. (2013). DSM 5. Amerikan Psikiyatri Birliği , 70 .
- Karaaziz, M., & Atak, İ. (2013). NARSİZM VE NARSİSİZMLE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR ÜZERİNE BİR GÖZDEN GEÇİRME. Nesne Psikoloji Dergisi , 1 (2), 44-59.
- https://drdogansahin.com/narsisistik-kisilik-bozuklugu/
çok güzel bir yazı olmuş tebrikler