Aristoteles, M.Ö 384 - M.Ö 322 yılları arasında günümüzde Makedonya sınırları içerisinde bulunan Stageira şehrinde dünyaya gözlerini açmıştır. Aristo, bir Antik Yunan filozofudur. Platon ile beraber oluşturduğu Batı felsefesi onu ve Platon'u en büyük düşünürlerden biri haline getirmiştir. Üretken bir düşünür olan Aristo; fizik, gök bilim, felsefe, mantık, zooloji, siyaset, biyoloji alanlarından eserler kaleme almıştır.
Aristoteles, henüz 17 yaşındayken katıldığı ve daha sonradan hocası olacak olan Platon'un Atina'daki akademisinde kısa bir süre sonra kendisinden bahsedilmesini sağlayacak ve diğer öğrencilerin içinde öne çıkmayı başaracaktı. Daha sonraları Platon'un yanında yardımcı öğretmenlik görevini üstlendiği dönemde diyalog yazıları da yazdı. -Gryllos ya da Retorik üzerine isimli eserleri Aristoteles’in bu dönemde yazdığı diyalog eserlerdendir.-
Sokrates gibi Aristo da dine karşı saygısızlıktan suçlandı. Bu suçlamalar karşısında yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalan Aristo annesinin memleketi de olan Evboia'ya kaçtı. Atina'daki yaşamı M.Ö 323 senesinde son bulurken, Aristo'nun yaşamı ise kaçtığı Evboia'da M.Ö 322 senesinde son buldu. Aristoteles Atina'dan kaçmasının nedenini şu kelimelerle ifade edecekti: ''Atinalıların felsefeye karşı ikinci bir suç işlemeleri gerçekten acı bir durum olacaktı.''
Aristoteles'in yaşamına kısaca değinmemizin ardından onun etik öğretisine de bir giriş yapabiliriz. Aristo'nun etik öğretisinden bahsedeceksek; onun yapmaya çalıştığının bir mutluluk etiği oluşturmaya çalışmak olduğunu söyleyebiliriz. O bir mutluluk ahlakıdır yani en yüksek amaç mutluluktur; insan mutlu olmak için karar verir, seçim yapar ve eylemde bulunur. Onu önceki filozoflardan ayıran çizgiyi ise şöyle açıklayabiliriz: Sokrates ilk ahlak filozofu ve bireysel ahlakla ilgilenmiştir. Platon, bir toplum ahlakı sistemi oluşturmaya çalışsa da sadece devleti gözeten çeşitli ahlak kuralları ortaya koymuştur. Aristo ise bu iki amacı birleştiren bir formül izlemiş, toplum ahlakı ve bireysel ahlakı beraber ele alıp incelediği bir disiplin haline getirmiştir. Aristoteles; sanatta, ahlakta, siyasette kesin bir doğruluk hedeflememiştir. Çünkü bu araştırmada fizik veya matematikteki gibi kesin bir kanıtlamaya ulaşılamayacak, yaklaşık olarak bir doğruluk veya kaba taslak bir araştırmanın olacaktır. Ahlakta ve siyasette doğruluk: iyilik veya erdem olarak karşımıza çıkar. (Doğru eylem iyidir veya erdemlidir.)
- Ahlaki doğruluğun gerçekleştirilerek elde edileceğini,
- Ahlakta doğruluğun zorunlu değil, olumsal olduğunu söyler.
''Birey için iyi olan ile devlet için iyiyi meydana getiren bir ve aynı bilgeliktir.''
''İnsan politik bir hayvandır.''
Aristo'nun düşüncesine göre, toplum ve siyaset insanın yalnızca hayatını sürdürmesinin bir aracı değildir. Aynı zamanda onun iyi ve mutlu bir hayat sürmesinin, kendini gerçekleştirmesinin temel koşuludur. Kusurlu bir devlette kötü düzenlenmiş yasalarla yönetilen toplumun bireyleri kendini gerçekleştiremez; iyiye ulaşamayacak ve mutlu olamayacaktır. O, iyiyi herkesin hedeflediği amaç olarak tanımlar. Ve bu iyiyi araştırma sürecinde eylemleri amaç veya araç ayrımı yaparak çözmeye çalışır. Amaç kendisi için istenen şeydir, araç da kendisi için istediği şeye ulaşmak için istenen şeydir. (Nihai amaç iyidir.) Aristoteles iyiyi mutluluk ile özdeş kılar: İyi mutluluktur. Haz, onur, erdem gibi şeylerin hepsi mutluluğu elde etmek için istenir. O, teorik yaşamı yani mutluluğu teorik bilgelikte arayan insanın yaşamını önerir. Aristoteles'e göre; bir eylemin övgü veya kınama hak etmesi için onun bilerek ve isteyerek yapılması gerekir. Ve zorlama altında yapılmaması gerekir. O, ahlaki eylemin temel unsurunun özgür irade olduğunu söyler. - Ancak özgür iradenin ne olduğunu tanımlamamıştır. - Buna özgür irade demek yerine akılla istenen arzu demeyi tercih etmiştir. Toparlamak gerekirse, Aristo; her varlığın erdeminin, onun iyi durumda olmasını ve işini iyi yapmasını sağlayan şey olduğunu söyler. Örneğin, gözün erdemi iyi görmek, atın erdemi iyi koşmaktır. İnsanın erdemi ise işini ve işlevini iyi yapmasını sağlayan huy olacaktır. Son olarak Aristoteles'in orta yol veya altın orta diye adlandırdığı ahlaksal erdemi açıklamamız gerekir. Orta yolu veya altın ortayı gerek duygular gerekse de eylemlerle ilgili olarak ahlaksal erdemi esas itibariyle; ortada olma, ortayı amaçlama olarak tanımlamıştır. Örneğin, fazla cesaretli olmak ahmaklık, korkaklık ödlekliktir. Önemli olan dengede tutmak, ölçülü olmaktır. Ya da bir başka deyişle, Savurgan-Cömert-Cimri dengesini örnek olarak verebiliriz.
Yorum Bırakın