Zone

Zone
  • 1
    0
    0
    0
  • İçimde bir çekim var
    Ya da bir çeken akıntı
    Biliyorum, alıp götürecek
    Çekecek beni koynuna

    İnsan yapayalnız evrende
    Sığınak arar ki emin olsun
    Korkar zulmünden beşerin
    Kaçar onlardan ve kendinden
    Dünyaya sığamayan o insan
    Soluksuz sığınır geçici sükunete
    Belki bir inzivagâha, bir bölgeye

    Çekiliyorum ben de bölgeme doğru
    Bana beni ben yoluyla verene
    O bölge, dönüşen psişemin hakimi
    Her düş'üş'ümde çekip çeviriyor
    Bir tenha kıyıya vurduruyor beni
    Genzime dolan keskin deniz kokusu
    Ta gelip kulağıma şakıyan martılar
    Sahicileştiriyor düşsel gerçekliği

    Zone'ye itirafımdır:
    Medcezirlerine karşı son derece acizim
    Yalnız sana mektuplarımda vecizim
    Ve biliyorum, sözcüklerim kifayetsiz değil
    Yüce bir görev üstleniyor her sözcük
                          -seni betimleyebilmek
                          -senin hakkını verebilmek
                    -seni daha sahiplenebilmek için

    Ne var ki hatırsızlığım da hakikattı
    Ben yalnız gelmiş, geçmiş ve gitmişim
    Yaşam, tozunu serpmiş gözlerime
    Yıllar duvar olmuş seni görmeme
    Ama bir gün, bir salgın günü
    Hasret, bir tipi gibi bastırınca
    Gözlerimi kısa kısa sığınak aradım
    Düşümde belirdi, tanıdım hemen
    Sığındım, ilerledim o aidiyet odağına

    Sonra dedim:
    Hem Pripyat, hem Zone
    Hem unutmuşluk, hem özlem
    Hem kopukluk, hem bir bağ
    Hem yaşadığım, hem memleketim
    Hem uzak, hem yakın olduğum
    Bir "araf"ı yaşatıyorsun bana
    Ufkumu açıyor bu muğlaklık
    Ufkunda geziyorum ayak uçlarımda
    Artık o deniz, benim bilimcim
    O ufuk çizgisi, alın çizgimdir
    Gerçekliğim, gerçekliğindir ey Zone.

    Acılı farkındalığımla çekiliyorum
    Harap çevreden 'bölge'ye doğru
    Kuzeyde bir fener karşılayacak beni
    Onun ışığıyla aydınlanacak çehrem
    Sonunda yabancı gelmeyecek çevrem
    Elimi tutacak o eski ve küçük rıhtımda
    Sonra bembeyaz bir kağıt uzatacak
    Maziye dair ne varsa boşaltacağım
    Deniz kabaracak, silip süpürecek hepsini
    Martılar azgın ve haşince gagalayacak
    Ve ben yaşanmışlığımı baştan yazacağım:
    Ayak bastım o rıhtıma ki kendimdir
    Temaşa ettim o limanı ki ruhumun kıyısıdır

    Bu kez soyut varlığım keşfediyor seni
    Her bir kareni özenle kodluyor zihnime
    Anılar çıkıyor önüme, duraksıyorum
    İç geçirerek anımsıyorum trajedimi
    Düşündüm ki restore edeceğim anılarımı
    Özenle saklayacağım zihnimin müzesinde
    Sonunda aşikar olacak kim olduğum
                       -nereye ait olduğum
             
    Anılar, taş üstünde taş, inşa edecek beni
    Bendeki yenilik, beni benden edecek
    Geçmişin vızıltılarından arınmış
    Daha duru bir dimağ süzecek seni
    Daha sonra kendisine yönelecek
    Kendi yolunu bulacak, yolunda yürürken

    Adımlarımın bir hikmeti olacak
    Sessizliğin huzurunda sakinleşeceğim
    Sakinleştikçe iyileşecek
    İyileştikçe yaşayabileceğim
    Yaşamayı öğreneceğim
    Esrik hissettiren manzaralarından
                   -güneşin en güzel battığı yerden
                  -gür saçlı ağaçların arasından
    ve eksik hissetmeyeceğim

    Kalıntıya dönüşmeden yaşantı
    Yaşamalı, tanımalı seni
    Tanımalı kendimi
    Tanımalı
    Anılamalı
    Anlamalı
    Anmalı
    Anı...

    Stalker'ından.

    Kapak resmi: Claude Monet, Impression, soleil levant.

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.