Gölge(leşen)ler

Gölge(leşen)ler
  • 0
    0
    0
    0
  • Öylece caddede yürüyorum
    Gözüm semâda kulağım sedâda
    Epey gölgemsi gelip geçiyor
    Birkaç koyu gölge çarpıyor gözüme
    Selam veriyor bana, şu işe bak!
    Duyar gibi olsam da kafam sersem
    Tam selam verecekken kayboluyor
    Belki beni hayırsızın teki sayacak
    Daha selamlamaya tenezzül etmeyecek
    Paşa gönlü bilir, elden ne gelir
    Ama bilmez ki kafam nasıl keşmekeş
    Ne denli efsunkar ve serkeş
    Ben düşünürken insanlar gölgeleşir
    Ritim tuttuğum müzik ritmidir kalbimin
    Edindiğim rezonans, devinimidir beynimin
    Sen şimdi söylen ve söyleş dur beni
    Anlamadan dinlemeden
    Bir durup düşünmeden

    Anlaşılmaksızın yürüyorum yine
    Takip ediyorum devasa gölgemi
    Bir an bile ayırmadan gözlerimi
    Uzuyor gölge, uzuyor zaman
    Gözler kapatır sahne perdelerini
    Düşünceler uzanır kaldırımlara
    Uzayan zaman kısalır utancından
    Artık uçar zaman, gölgesinde düşün
    Rüzgar gibi geçer anılar, duygular
    Döner içimdeki o zarif türbinler

    Depolarlar onca içsel devinimi
    Böyle böyle yenilenir hep içim
    Her gölgeli düşüncelerimde
    Her rüzgarlı hissiyatımda
    Gölgelerimin karanlık hükmünde
    Kıvılcımları ayan kılar bu karanlık
    İç sesime kadim bir asalet katar
    Dış sesler ve görüntüler silikleşir
    İçimde dünyalar yaratılır ve yıkılır
    Gölgesinde derin bir melankolinin

    Ani sesle faltaşı gibi açılır gözlerim
    Tutulurum o hal ile bir garabete
    Caddelerde, sokaklarda, köşe başında

    Bağırır vızır vızır sayısız araba
    Burnundan solur koca apartmanlar
    Bende halin şaşkınlığı, bir çarpılmışlık
    Yürüyüşler gitgide ağır aksaklaşır
    Takip ettiğim gölgemin yokluğunda
    İnsanlar alır bir bir gölgelerin yerini
    Bazen öyle kaptırırlar ki kendilerini
    Gölgelemeye çalışırlar nicelerini
    Kibir ki en büyük gölgedir üzerlerinde
    Şahsiyetlerini dahi büsbütün kuşatmış

    Beden gölgeleşir, gölge bedenleşir
    Nice gölge geçer hızlıca yanımdan
    Selam veririm, ne duyar ne görür
    Kaçarım hızlıca bu hayaletlerden

    Bu duraksız gerilim başımı kemirir
    Beynimi yer vehim kemirgenleri
    Tek çare bunları yemsiz bırakmak
       -gölgeler yokolur zira ışıksızlıkta
    Bir kalem alıp dökmek zehri kağıda
    Böyle başlar bedenlerin soyut düşüncesi
    Gölgeler böyle somutlaşır kağıt üzre
    Gölgelere boş gelen, hoş'gelir' bedenlere
    Selâm verirler, karşılık almasalar bile
    Yazarlar, okunmasalar bile
    Konuşurlar, dinlenmeseler bile
    Söylerler, aldırılmasalar bile
    Haykırırlar, anlaşılmasalar bile
    Yaşarlar, fark edilmeseler bile

    Not: Fotoğraf, şahsıma ait olmayıp, Juliana Lauletta sitesinden alınmıştır
    (En: No infringement of copyright is intended).

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.