Love Quinn ile You'nun ikinci sezonunda ilk tanıştığımızda, yeni bir kurbanla hayatını bir kez daha aşırı romantikleştirmeyi başaran, vurulmuş bir Joe Goldberg görüyoruz. Joe, Joe olduğu için çok geçmeden Love'ı takip etmeye başlar ve çabucak onun ailesiyle zehirli bir ilişkisi ve acı dolu bir geçmişi olduğunu keşfeder. Doğal olarak, daha da derinden aşık olur ve onu dünyadan koruma fikrine gitgide daha fazla takıntılı hale gelir. Böylece, işler tersine döndüğünde ve onun da bir katil olduğu ortaya çıktığında, Joe'nun yanılsaması paramparça olur - sadece hamile olduğu için hayatını bağışlamaya karar verir. Üçüncü sezon, Love ve Joe'u oğulları Henry'nin ebeveynleri olarak takip ediyor ve psiko-katil olma bölümünü kapatacaklarını düşündüyseniz, çok yanılıyorsunuz.

Çift, olabildiğince korkunç fakat Love Quinn sandığımız kadar kötü mü?

Yeni sezon, Goldberg'lerin oğullarına nasıl bakacaklarını öğrenen uykusuz ebeveynler olarak hayata uyum sağlamalamaya çalışmalarıyla açılıyor. Love, Joe'u baştan çıkardıktan sonra komşuları Natalie'yi öldürerek sezonun ilk cinayetini işler. Bu noktada Joe, geçmişteki cinayetleri için Love'ı hala affetmemiştir ve Natalie ile takıntı döngüsüne başlamıştır. Love, Joe'nun uzaklaştığını ve kendisine Natalie'e daha da kaptırdığını hisseder - ve kocasını yan kapıdaki sarışına kaptırmak başa çıkılamayacak kadar büyük bir tehdittir.

Joe ve Love birbirleri için mükemmeldir. İkisi de, seri katil olan derin kusurlu insanlar olmanın yanında birileri tarafından koşulsuz sevildiğini hissetmek için çaresiz olan insanlardır. Ancak çoğu kişi Joe'a sempati duyarken, ben karmaşık, geri dönülmez biçimde güvensiz Love Quinn'e çekildim. Love, baştan sona dağınık ve yine de kök salabilen bir karakterdir ve bunun nedeni yalnızca Victoria Pedretti'nin internetin en yeni kız aşkı olması değildir. Bunun yerine, Love'ın hayatındaki travmatik olaylara verdiği tepki, sevme ve sevilme arzusunu bu kadar bağdaştırıcı kılan şeydir.

Şiirsel Love Quinn için mazeret üretmek istemiyorum. Şüphesiz o kötü bir insandır. Joe gibi, Love'ın da ilişkilerin nasıl olması gerektiği konusunda çarpık bir görüşü vardır. Ama Joe'dan farklı olarak, Love kötü olabileceğinin tamamen farkındadır - Joe'nun kendisini her zaman iyi adam olarak görmeyi başardığı düşünüldüğünde, bu belki de onun asla kabul edemeyeceği bir gerçektir. Joe ve Love, hayatları boyunca onlarla birlikte kalan trajik çocukluk olayları yaşadılar, ancak Love'ı farklı kılan onlara verdiği yanıttır. Aslında Love'ı anlamanın anahtarı, ikiz kardeşi Forty ile olan ilişkisinde yatmaktadır.

İstismarcı bir evde büyüyen Love, ebeveynlerinin sağlayamadığı annelik rolünü üstlendi. O ve Forty birbirlerine sarıldılar ve yetişkin yaşamlarını delen bir bağ oluşturdular. Love, ikizini sonsuz bir şekilde korur hale geldi ve 13 yaşındaki Forty'nin cinsel istismara maruz kalmasına tanık olduktan sonra, çocukluğundaki "au pair'in" boğazını keser. Forty öldüğündeyse, Love her düşkün annenin yapacağı gibi onu korumakta başarısız olduğunu hisseder ve kendisini suçlar.

Joe, ilk etapta Love'a aşık olmasını sağlayan etkenin sahip olduğu parlak anne kişiliği olduğunu söyler. Joe'nun küçük yaşta kardeşi için elinden gelen her şeyi yapan ve hiçbir şekilde yeterince olgun ve yeterli donanıma sahip olmadığı sorumluluklar altında ezilen bir kadına karşı bir şeyler hissetmemesi mümkün değildir.

Öbür taraftan 13 yaşındaki bir çocuğun, erkek kardeşinin cinsel istismarına tanık olmakla düzgün bir şekilde başa çıkmasını nasıl bekleyebilirsiniz ki? Üstelik de ailesinin bunu örtbas etmesinin ne kadar kolay olduğunu gördükten sonra, Love'ın hayatına devam edememesi çok normal. Şiddet, Love'ın sevdiklerine yaklaşan tehditlere son vermenin bir yolu olarak bildiği tek şeydir. Ve onlar için tekrar tekrar öldürmeye hazırdır. Sevdiklerini korumak uğrana her şeyi yapmaya hazırdır.

Bunu akılda tutarak, çocuğunu tehlikeye atan ve hastaneye yatırılmasına neden olan aşı karşıtı komşuyu öldürdüğünde Love'ın aklında neler olduğunu görmek kolay. Love'ı bu kadar sürükleyici bir karakter yapan şey tutkuları için pervasızca ve düşüncesizce hareket eden insani unsurlardır. Love her şeyden çok değer verdiği kişilerden onay ister ve Joe bunu ona veremediğinde deliye döner.

Dizinin bir noktasında, Love'ın ölen kardeşine mesaj attığını görüyoruz. Evliliğini ve Natalie'nin üvey oğlu Theo ile olan ilişkisini anlatıyor. Love için Theo, düzeltme -koruma- şansına sahip olduğu bir başka kırık karakterdir ve bu yüzden ondan uzak duramaması tam bir aşk ilişkisine dönüşür. Theo'nun Love'a ihtiyacı varken, Joe Love'ı kendisi gibi olduğu için kötü hissettirir. Ama Love 'ölüm bizi ayırana kadar' dediğinde ciddiydi. Bu yüzden evliliğini yürütmek için daha çok çabalamaya karar verir - bu, evliliğin tamir edilemez olduğuna karar verene kadar sürer.

Finalde, Love sonunda Joe'u öldürmek için bir plan yapar, ne yazık ki Joe'nun da benzer planları vardır. Joe, sonunda (neredeyse) sonsuza dek mutlu yaşadıkları evi havaya uçurmadan önce ona 'wolfsbane' (kurtboğan) enjekte eder. Son nefesiyle kocasına "Biz birbirimiz için mükemmeliz... Ama Henry için kötüyüz.  O da senin ne olduğunu bilecek." der.

Love nasıl birisi olduğunu tam olarak farkındaydı ve gücü de tam olarak burada yatıyordu. Love'ın travmasının üstesinden geldiği ve hayatını Henry'ye kendini adamış, sevgi dolu bir anne olarak yaşadığı bir dünyada, Love'ın muzaffer çıkacağını ummak zor değil. Love, her zaman istediği peri masalını sahip olmamış olabilir, ancak bir şey açık: Joe da sahip olmayacak.