Martin eden bir bireyci idi, bense bir sosyalist. Bu nedenle martin eden öldü

Martin eden bir bireyci idi, bense bir sosyalist. Bu nedenle martin eden öldü
  • 2
    0
    0
    0
  • Dünya edebiyatının en tanınmış yazarlarından olan sosyalist yazar Jack London’un romanından uyarlanan “Martin Eden” 2019 yılında izleyicilerle buluştu. Dram kategorisinde yer alan bu film Dünya prömiyerini 76. Venedik Film Festivali’nde yaptıktan sonra Martin Eden uyarlaması, Toronto Film Festivali’nde Platform Ödülü’nü kazandı. Yönetmen koltuğunda Pietro Marcello’nun bulunduğu film, işçi sınıfında yaşayan bir denizcinin içinde bulunduğu sistemi kabul etmeyerek hayalini gerçeğe dönüştürmesi yer alıyor. Marcello’nun senaryosunu Maurizio Braucci ile birlikte kaleme aldığı filmdeki performansıyla 76. Venedik Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu seçilen Luca Marinelli’nin Martin Eden’a hayat verdiği filmin oyuncu kadrosunda Jessica Cressy, Vincenzo Nemolato, Marco Leonardi, Denise Sardisco, Carmen Pommella, Carlo Cecchi, Elisabetta Valgoi, Pietro Ragusa ve Savino Paparella isimler yer alıyor.

    Martin Eden filminde oyunculuk ve mekân konusunda tarihsel olarak bir başarı söz konusudur. Filmde işçi sınıfı ve aristokrat sınıf arasındaki mekân ve kıyafetler sert bir çizgiyle ifade edilmiş. Arada geçen eski görüntüler ise döneme bizi biraz daha yaklaştırmakta. Aynı zamanda psikolojik olarak bizde oluşan duygu ve düşüncelerdeki iniş ve çıkışı ses kuşağının yardımıyla etkilemektedir.

    Görüntü yönetmeliğini Alessandro Abate ve Francesco Di Giacomo’nun yaptığı bu filmde renkler oldukça canlı kullanılmış olup doğal ışığı da mekânsal olarak entegre etmiş. Odağımızı sürekli canlı tutmuştur.

    “Kuşkusuz, ‘evren’ in yaratıcısı daha iyi bir yöntem tasarlayabilirdi; ama bu beIirIi ‘evren’ in yarattıkları, bu beIirIi yönteme katlanmak zorundaydılar.” JACK LONDON

    Martin Eden, işçi sınıfında yaşayan denizci bir gençtir. Belirli bir eğitimi olmayan Martin, insani duygularıyla bir genci kurtarmasıyla hayatı komple değişir. İşçi sınıfından gelen Martin aristokrat ailenin kızı Elena ile tanıştıktan sonra ona âşık olur. Klasik Yeşil çam filmleri gibi görülebilir, zengin kız fakir oğlan hikayesi gibi fakat bu filmde olaylar biraz daha değişik bir yol çizmekte.

    Elena’ya âşık olan Martin ilk başta onun maddi düzeyine gelemeyeceğinin farkındadır. O da kendisini eğitim konusunda ona yetişmeyi hedefler. Bir aydınlanma söz konusudur. Başlangıçta bir şey anlamasa bile, bıkmadan usanmadan okur. Kafasına yazar olmayı koymuştur artık. Sadece edebiyat aşkından değil, yazarak zengin olabileceğine de inanmaktadır. Bir yandan geçimini sağlamak için gemilerde çalışmayı sürdürür, diğer yandan okur ve hiç durmadan üretir; makaleler, hikâyeler ve şiirler yazar. Ancak ürünlerini gönderdiği gazete ve dergi editörlerinden gelen yanıtlar hiçte olumlu olmaz.

    Aralarındaki sınıf farkına rağmen Elena ile aralarındaki ilişki sürmektedir. O dönemlerde ise dünyanın birçok yerinde başlayan işçi ayaklanmaları ve grevler İtalya’da da baş göstermiştir. Martin, bu toplumsal olaylar karşısında okuduklarının da etkisiyle farklı bir teoriyi savunmaktadır. Arka fonda gördüğümüz fabrikalar sanayi devriminin gerçekleştiğini göstermekteydi. Herhangi bir sembol olmasa da sosyalizmi betimler nitelikte kırmızı bayraklar kullanılmaktaydı. İşçi sınıfına yönelik hak ve adalet olacağını düşünen sosyalist gruplar, kendileri dışındaki düşünce ve eğilimlere karşı çıkmaktadır. Yeri geldiğinde ise saldırgan hareketlerde bulunmaktadırlar.Toplum içerisinde ise sosyalist olanlar iyi karşılanmamaktaydı. Martin de abisinin evinden kovulduğunda trende tanıştığı kadın sayesinde varoş mahallesinde bir evde kalır. Bir sosyalist grup toplantısında yazar bir dostu sayesinde sahneye çıkar ve neden sosyalist olmadığını anlatır. Sert bir dille ifade eden Martin aslında ne sosyalist ne kapitalist ne de liberaldir. O bireyci bir bakış açısına sahiptir. Bireycilik (individüalizm) ideolojisi dindeki Ateizm neyse aslında odur. Oysa individüalizm’ in tam karşısında olan sosyalizm arzusu en parlak dönemini yaşıyordur. Martin bu konuşma sırasında bir kelimesi gazeteci tarafından çarpıtılarak yayına alınır. Sosyalist damgası yiyen Martin hem evin altındaki bakkaldan hem sevgilisi olan Elena’dan hem de Elena’nın aile ve dostlarından yargılayıcı ifadeler alır. Artık aralarındaki ilişki düşünce sisteminden kaynaklı olarak kopma eşiğine gelmiştir. Çünkü Elena’nın ailesi liberaldir.

    Bir başka olay ise Martin’in yazdıklarıdır. Martin yaşadığı yerden dolayı çok hüzünlü, acı dolu ve sert ifadeleri olan yazılar yazar. Okuyan herkes bir umut vadetmediğini düşünür halbuki o sadece gerçekleri yansıtmaktadır. Elena ile evlenmek gibi hayalleri olan ve bu hayali yaşayan adam yazılarında bir o kadar gerçektir. Marx ve Nietzche okumaya başlayan, kitapların arasında bütün vaktini geçiren bu yoksul denizci Martin, sınıf atlamanın en anlamlı simgelerinden biri haline gelmiştir. Adeta yazar olma hırsıyla yanıp kavrulur. Ne kadar ret cevabı alsa da yazmayı hiçbir zaman bırakmaz. Martin’i bu süre zarfında etkileyen üç olay yaşanmıştır. Birincisi Elena aşkına ihanet etmiştir ikincisi akıl hocası ve dostu olan Russ’un ölmesidir, üçüncüsü ise Martin’in dergiden olumlu cevap almasıdır.

    Martin’in bakış açısını ve ideolojisini belirleyen en büyük etmenlerden biri olan Russ ona ideolojik bir açı vermiştir. Hem sosyalistlerle tartışmış bunu yaparken kendiyle de tartışmıştır. Güçlü bir duruşu olan Martin, Russ ile beraber kendini daha da güçlü ve yazdıklarının daha iyi olduğunu düşünmüştür. Eskiye göre yazılarında değişim söz konusu olmuştur. Artık anlayarak ifadelerini savunmaktadır. Dergide sonunda yazısı onaylandıktan sonra şöhret basamaklarını azmiyle beraber çıkacaktır. Russ’un hastalığı ilerlemeye başlamıştır ve bu hasta dostun son bir hediyesi vardır.

    Martin, Russ’un yanına gittiğinde ona verdiği bir şiir hayatını değiştirecektir. İncilin üzerinde duran kağıtlar artık Martin’e emanettir. Ertesi gün ise Russ İncil’in içinde sakladığı silah ile intihar etmiştir. Martin için hayatının dönüm noktası olmuştur. Elinde bir şişeyle otlak bir arazide yağmurlu havada yatarken görürüz. Hüzünlü ve karanlık bu sahnenin hemen arkasında başta gördüğümüz geminin suyun derinliklerine doğru inişi karakterimizin sonu gibi görünse de aslında yeni bir başlangıcın sonu olmuştur sadece. Sonunda bir yazar olarak kendisini bu çevreye kabul ettirmiş olması, emek harcadığı ve hırsıyla gösterdiği bu alanda sonuç olarak kendisinden memnun olmamasını beraberinde getirecektir. Bilgiyi ve kültürü elde ederek kaybettikleri üzerine düşünmeye başlayan Martin için edebiyat amaçtan çok bir araç haline gelmiştir. Yazdığı yazılar ve düşünceleriyle adeta burjuva sınıfıyla dalga geçmektedir. Aşağılayıcı betimlemelerine rağmen yazdığı kitaplar hızlıca satılır hatta eskiden ret aldığı yazılarına bile büyük bir rağbet olur. Bir zamanlar kendisini kabul etmeyen ve beğenmeyen topluluklara ve insanlara karşı, gücü ve parayı elde ettikten sonra öfke ve tiksinti duygusu Martin’in kendisinden bile şüpheye düşmesine neden olmaktadır. Savunduğu individüalizm onu yalnızlığa ve amaçsızlığa mahkûm etmiştir artık. Onca verdiği mücadelenin sonucunda mutlu olamamıştır, çok istediği gibi ünlü bir yazar olmasına rağmen hayatındaki boşluk dolmamıştır. Her Hollywood zengini gibi o da kendini mutlu hissetmek için çeşitli yollar denese de bir başarı söz konusu olamamıştır. Hayalini kurduğu Amerika yolculuğuna bile isteksizce çıkacaktır.

    Sonunda eski benliğini özleyen Martin konuşmasında dediği gibi “yazar Martin Eden yok. O sadece hayal gücünüzün bir ürünü. Aslında sadece bir serseri ve denizci.” ve bu denizci her denizci gibi denizini özleyip sulara döner.

    Jack London Martin Eden için şöyle demiştir: martin eden için neden biraz üzülmeyeyim? martin eden bendim. Martin eden bir bireyci idi, bense bir sosyalist. İşte bu yüzden ben yaşamaya devam ediyorum, işte bu nedenle martin eden öldü.

     

    Kaynakça

    https://www.imdb.com/title/tt4516162/

    https://724kultursanat.com/martin-eden-ilk-fragmani-ile-sinema-severlerle-bulustu/

    https://www.neguzelsozler.com/ozlu-sozler/jack-london-sozleri.html

    https://www.bilgiyayinevi.com.tr/martin-eden


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.