Sineklerin Tanrısı (1990)
Film Adı: Sineklerin Tanrısı (Lord of the Flies)
Yönetmen: Harry Hook
Yapım Yılı: 1990, ABD
Türü: Dram, Korku, Macera
Oyuncular: Balthazar Getty (Ralph), Chris Furrh(Jack), Danuel Pipoly (Piggy), James Dale (Simon), Gary Rule (Roger), Andrew & Edward Taft (Twins)
Sineklerin Tanrısı, bir grup çocuğun ıssız bir adaya düşmesiyle başlar. Özellikle ıssız ada mekân bakımından çok önemlidir. Çünkü medeniyetten uzak, kurallarının olmadığı, yetişkinlerin ve onların otoritelerinden uzak bir distopyadır.
İnsanlar medeniyetten uzaklaştıkça içlerindeki doğal dürtü ortaya çıkar. Bunlar; belirsizlik, çatışma ve şiddettir.
Film, grup olarak denizden çıkan çocuklarla başlar. İlk gördüğümüz karakter Ralph ikincisi, gerçek adını bilmediğimiz Piggy. Sonrasında ise çekilerek bilinci yerinde olmayan bir pilot görüyoruz. Otorite figürünün işlevsizliği söz konusu.
Ralph sevgi dolu, eşitlikçi, iyi bir çocuktur. Piggy ise dışlanan ve fiziksel kusurları sebebiyle gerçek adını bilmediğimiz; akıl ve sağduyu dolu bir çocuktur. Piggy’e göre dağılmış çocuklar bir araya getirilmeli ve kurtarılmak için bir şeyler yapılmalıdır. Kendisi aslında bir nevi aklın temsilcisidir. Gece olduğunda Ralph’in çıkarmış olduğu yeşil çubuk, bilgiyi elinde bulundurduğunu göstermektedir. Hemen arkasından gelen sahnede dolunayı görmekteyiz. Dolunay ve puslu hava, çocukların açık havda uyuması ve hiçbir araç gereci olmaması bizi tekinsizliğe itmektedir. Sabah erkenden kalkıp adayı gezen bir çocuk yaşam için en gerekli olan içme suyunu buluyor. Geri geldiğinde ise bunu herhangi biri değil lider olarak gördüğü Ralph’e söylüyor. Piggy’nin sabah olduğunda bulduğu deniz kabuğunu Ralph’in üflemesiyle bütün çocuklar bir araya gelir. Deniz kabuğu kimdeyse söz hakkı onda olacaktır. Deniz kabuğu, iktidarın simgesi haline gelmiştir. Deniz kabuğunun verdiği manevi güçle ve Ralph’in dış görünüşünün verdiği etki ile çocuklar lider olarak Ralph’i seçer. Buna karşı çıkan tek kişi Jack’tir. Jack ise baskıcı, şiddet dolu ve zalimdir.
Bu oylama sonrasında ısınma ve işaret aracı olarak ateş devreye giriyor. Piggy’nin gözlüğünü kullanarak Ralph ateşi yakıyor. Gözlüğü isterken Jack’in ona taktığı lakapla sesleniyor. İktidarın şiddet uygulamasını meşrulaştırmak için dil kullanılıyor. Ateş eski çağlardan günümüze hem toplumlar hem de güç için önemli kaynak olmuştur.
Bir tepede ateşi yaktıklarını görüyoruz. Ateşi yaktıktan sonra ateşin başında bir kabile gibi dönüp dans ediyorlar. Ateşin büyümesiyle beraber kontrolden çıkıyor ve ağaç başta olmak üzere belli bir alan alev alıyor. Ateş, işlevsel bir hediye olmasının yanı sıra onu kullanabilmek de önemlidir.
Daha sonrasında Piggy barınak yapılması gerektiği fikrini ortaya koyar. Fakat fikir ondan çıkmasına rağmen yardımda bulunmaz. Bunun üstüne çocukların et yemesi gerektiğini söyleyerek Jack ava çıkmak ister. Bunun geçek nedeni ise id’in ortaya çıkmaya başlamasıdır. Av sırasında ilkelleşmeye başlayan Jack yine de yavru domuzu öldürmez. İçinde hala medeniyetten kalan bazı duygular söz konusudur. Fakat daha sonra içindeki id tamamen ortaya çıkınca av tutkusu saplantı haline gelir. Domuzları avlamanın daha kolay olacağını düşünen Jack yüzüne topraktan bir maske yapar. Bu maskenin asıl amacı ise kendi benliğini gizlemek, onun arkasına saklanmaktır. İlk başarılı avdan sonra Jack domuzları öldürdükçe daha da vahşileşmeye başlar. Domuzları avlarken ne kadar korkularının üstüne gitse de onu da birinin avladığı hissi oluştuğunu söyler. Bir süre sonra anlattığı bu hikayelerle çocukları etkisi altına alır. Bu korkunun adı “Canavar” isminde somutlaşır. Ralph ve Piggy başta canavara inanmazlar. Daha sonra Ralph’in gördüğü ve çocukları yöneten ve etkileyen o korku aslında ölü bir paraşütçüdür. Çocukların canavara inanmalarıyla birlikte Ralph ve Jack arasında çatışma çıkar. Et vaadiyle çocukları kendine çeken Jack artık vahşi bir kabilenin şefi olmuştur. Çocuklar eşitlikçi ve akılcı Ralph’in düzeninden, vahşi düzene geçerler. Piggy ilk baştaki gibi kurtulmak için sahilde ateş yakmayı önerirken, Jack ve grubu domuz etini pişirmek için baskın yapıp Piggy’nin gözlüğünü çalarlar. Kurtuluşun umudu ateşde gitmiş olur.
Gözlüğü istemeye gittikleri zaman ise Piggy’i öldürüyorlar. Sıra Ralph’e geliyor.
Finalde ise Jack’in önderliğinde adeta maskeler ardında benliklerini, vicdanlarını ve “masumiyetlerini” kaybetmiş kitle; adaya ilk düştükleri zaman kendi oylarıyla seçtikleri Ralph’i nedenini dahi sorgulamadan avlamaya çalışmaktadırlar. Ralph’i saklandığı ormandan çıkarmak için “cennet” gibi ormanı yakan kitlenin yarattığı ateş; kendilerini bir geminin görmesini ve kurtarılmalarını bilinçsiz bir şekilde sağlayacaktır. Ormanı yakan ateş sayesinde kendilerini kurtarmaya gelen askerler tarafından kurtarılan çocuklar aslında ironik olarak bir savaştan kurtulup, gerçek dünyada var olan atom savaşına dönmektedirler.
Psikolojik Olarak Değerlendirilmesi Gerekenler;
Deniz kabuğu, maske, canavar figürü, çiğ et, çocuklar, liderlerin özellikleri, gruplaşma ,id, ego
Kaynakça
http://www.bilmekiyidir.com/post/sineklerin-tanrisi-1990
https://www.kafakampus.com/sineklerin-tanrisi-lord-of-the-flies-film-incelemesi/
https://www.bilim.org/sineklerin-tanrisi-catismasiz-bir-hayat-mumkun-mu/
Yorum Bırakın