RESSAM VE HIRSIZ
Çek uyruklu bir ressam olan Barbora'nın resim sergisi açmasıyla başlayan keyifli hikaye 2 tane tablosunun çalınmasıyla dehşete dönüşür. Kariyerini mahfeden bu suçluyu bulmak ister. Nitekim kamera görüntülerinden hırsızın bir tanesi bulunur. Duruşma günü hırsızı gören Barbora, ona hırsız gözüyle bakmaz ve tanışmak ister, yanına gider ve tanışır. Tablosunu çaldığı için öfkelenen biri beklenirken tam tersi bir tavır sergilemektedir. Barbora , hırsız Karl'ı atölyesine davet eder. Onunla konuşurken tablosuna ne olduğunu sorar ama yanıt alamaz.
Bu süreçten sonra belgeseli ressam Barbora ve hırsız Karl olmak üzere 2 farklı hayatın gözünden bakıcaz...
Barbora yetenekli bir çek uyruklu ressamdır. Kendini resim yaparken dünyaya kapatır ve kendi dünyası içinde kaybolur. Bu atölye için sevgilisi ona destek olmuştur. Barbora psikolojik olarak çökmüş bir karakterdir aslında. Eski sevgilisinden şiddet gören bir kadındır. Hayatında acı ve hüzün başrolü oynamaktadır. Tablolarını yaparken de aynı duygulardan beslenir. Tabloların bazıları da bu yüzden fazla karanlıktır. Hatta evinizin duvarına asamıycağınız kadar karanlıktır.
Karl, Barbora'nın atölyesine gelir ve koltuğa oturur. Barbora ona bu saatten sonra ücretsiz modelim olucaksın saatlerce oturucaksın der ve karşısına oturur onu çizer. Bu teklif aslında hayatına onu davet etmektir. Her detaya önem veren Barbora hem fiziksel anlamda hem de duygusal anlamda Karl'ı yakın takibe alır, onu inceler.Kendini anlatan Barbora aynı şekilde ona hayat hikayesini sorup, Karl'ın hayatını da öğrenir. Bu esnada bizde onları tanıyıp bu yaralı ruhların neyi neden yaptığını, davranıştaki nedenleri öğrenmiş olmaktayız.
Karl, bir hırsızdır. Bu hırsızlığı aslında bilinçli yapmamaktadır. Küçükken annesinin kardeşlerini alıp onu babasıyla terk etmesi sonucu yalnız kalan Karl hiç iyi bir çocukluk ve gençlik dönemi geçirmemiştir. Aslında okulda başarılı olan Karl daha sonrasında herkesin ümidini kestiği öğrencilere bile destek olup onları başarılı bir hale getirmiştir. Nitekim iç hayatında fazla yalnız olan Karl gençlik döneminde bir grubun içine girer ve hayatına uyuşturucu ve bela da girmiş olur. Grupta o ve diğer arkadaşı dışındakilerin hepsi ölmüştür. Karlın görünüşüne bakıcak olursak bir çok dövmesi olduğunu görmekteyiz. Bu dövmelerin hepsi bir anlam ifade etmektedir. Özellikle gül dövmeleri, 7 tane olan gül dövmeleri 7 tane yaşadığı kötü olayı simgelemektedir.
Karl ve Barboranın ortak noktaları bir bakıma ikisinin de ölümü görmüş olmasıdır. Barbora'nın hayatında ise büyük bir tramvaya neden olmuştur.
Kar'ın Barborayı evine davet eder. Eve giden Barbora büyük bir şaşkınlık içine girer. Bir sürü tablo ve kafatası objesi görmektedir. Bu da aslında Karl'ın ölüme duyduğu yakınlık ve arzunun bir nevi göstergesi sayılabilir. Orjinal tabloların olması Karl'ın sanat için ilk defa hırsızlık yapmadığının kanıtıdır belki de. Karl, Barboraya bir mektup yazıp verir ve orda okumasını ister. Bu Karl'ın duygualrını sesli olarak dışa vuruşunda zorlandığını göstermektedir. Bu süreçte Barbora'nın da Karl'a süprizi vardır. Onu resmetmişir. Karl'ın mutluluğu hayatında böyle bir değer gördüğünü düşünmediği için,kendisinin de ötesinde bir hayatı belki de hayale açılan bir kapıdır ve bu durum acıyla karışık bir hale gelmiştir adeta. Bağırarak ağlayan Karl duygusal anlamda Barboraya karşı bir çözülme gerçekleştirmeye başlamıştır.
Baktığımızda Barbora, ilerleyen süreçlerde sadece arkadaşlık değil aynı zamanda ilk görüşte aşk denilen sevgi bağlamını da Karl'a yüklemektedir.
Karl ve sevgilisini atölyeye davet eden Barbora onların fotoğrafını çekip, tablosunu yapmaya başlar. O günden sonra Karl ve sevgilisini yakından görmeye başlarız. Karl uyuşturucu bağımlısı olduğu için sevgilisi tedavi olma konsunda onu yüreklendirip bir taraftan da tedaviye gitmezse onu terk ediceğini konusunda tehtid etmektedir. Beraber tedavi merkezine gitmek için yola çıkarlar fakat Karl yolda eroin alır ve işler sarpa sarmaya başlar. Sevgilisi maddeyi elinden alır ve Karl bir nevi krize girip ağlamaya başlar, aynı küçük bir çocuğun istediği oyuncak alınmadığında verdiği tepkileri verir. Sevgilisi eve döner. Karl ise tedavi merkezine gitmek yerine onu anlıycağını düşündüğü, sevgi nesnesinin, bir nevi korunaklı alanına yani Barboranın yanına gider.Tedavi merkezine gitmediği için sevgilisi Karl'ı evden kovar. Bu durum karşısında Barborayı arayan Karl eşyalarını aldığı ve bir motosikletle hız yapıp bir kaç km gidiceğini söyler. Kendini öldürme diyen Barboraya cevap olarak ölmek istesem arabaya binerdim diyen Karl, bir araba çalıp kaza yapar. Ciddi bir yaralanma geçiren Karl uzun bir süre komada kalır. Bu süreçte kendine bile bakmaya gücü kalmayan Barbora, Karl için elinden geleni yapar. Karl uyanır. Elindeki derin yara Barbora'ya çok kutsal gelir. Karldan iznini isteyerek yaranın fotoğranı çeker ve resmini çizer. Bu durum Barbora'nın sevgilisine acayip gelir, aslında bizim içinde değişik bir olaydır. Barbora içinse acısını, yaşam izini resmetmek kadar doğal bişey yoktur, sonuçta arkadaşı ölmemiş ve rızasını almıştır. Sorunlu hayatların peşinden koşan bir kadındır adeta.
Karl düzelir, hatta yürümeye, spor yapmaya bile başlar ve cezasını çekmek için hapishaneye gider. Bu süreçte sadece olayları Karl'ın tarafından detayla bakabilmekteyiz. Hapishane ona bir nevi tedavi merkezi olmuştur. Orada meslek icra edip tamamen temizlenmiştir. Hapishane psikoloğuyla görüşmeleri onu motive etmiş gerçekleri görerek kendini tedavi etmiştir. Hapishanedeyken tek sorun ise sevgili arkadaşı Barboraya ulaşamamasıdır.Artık karşımızda yeni bir Karl vardır. Hapishaneden çıktıktan sonra yeni bir hayat ve düzen kuran Karl, güzel bir ilişki kurar, sağlık alanında okur ve çalışır. Düzenli ve güzel bir hayatı olur.
Bu süreç içinde Barbora maddi sıkıntılar çekmekte ve diğer tablosunu çalan hırsızı aramaktadır. Onu bulur ve o Karl'ın aksine daha fazla şeyi hatırlamaktadır.Başyapıtı olan Kuğuların Şarkısı adlı tablonun bir gangstere verdiğini ama somrasında ne olduğunu bilmediğini söyler. Kendisini tehlikeye atmaktan korkmayan Barbora tablosunu bulur büyük bir heycan, zevkle tablosunu alır ve eve gider.Hapishaneden çıktıktan bir süre sonra Karl, Barborayı ziyaret eder. Büyük bir şaşkınlıkla hikayeyi dinler.
Tablo bulunur ve sergi tekrardan açılır. Sergi yerinin hazırlanmasında Karl, Barboraya yardım eder. Bu sefer başyapıtı aslında ilk başta başladığı Karl ve sevgilisinin tablosudur. Ama belgeselin sonunda Barbora'nın o kadın yerine kendini çizdiğini, koyduğunu görmekteyiz. Belki de ikisinin de hayalinin bir yansımasını ifade etmekteydi.
Acıyla beslenen acı dolu bir ressam ve hayatı acı üzerine kurulu hırsız belgeselinde bir ileri bir geri gidişler olmasına rağmen bu iki kişinin hayata bakış açısı ve aralarındaki elektiriği gözle görebilmekteyiz.
Yorum Bırakın