Bir Bursa Senfonisi

Bir Bursa Senfonisi
  • 0
    0
    0
    0
  • 11.11.2021

    Bu akşam, önceden bilet aldığım Bursa Merinos Atatürk Kültür Merkezi'nde, 10 Kasım Atatürk'ü Anma Konseri'ne gittim. Tiyatrogerçek'in (Hakan Gerçek) Nilüfer Nazım Hikmet Kültür Evi'ndeki, evvelki günkü ''van Gogh'' adlı tiyatro gösterisinden sonra en az onun kadar ve hatta daha da güzel, son derece olağanüstü bir konser izledim ve tüm heyecanımla dinledim. Mustafa Kemal Atatürk'ün sevdiği şarkılar, Türk müziğinin senfonik icraları, anlatım ve fotoğraflarla Atatürk'ün yaşamının son dönemleri, Cumhuriyet döneminin az bilinen fakat kıymetli şahsiyetleri, Nazım Hikmet'in Kuvayimilliye destanından bir kesit, Atatürk'ün en son katıldığı, Bursa'daki Vals & Zeybek balosunun temsili bir gösterimi; hepsi nefes kesiciydi. Hele o balo,--hayatımda daha önce hiç canlı canlı balo izlememiş desem beni yargılamazsınız umarım-- kadın ve erkeğin müziğin ritmiyle tutkulu dansını izleyebilmek, bunu yaparken buldukları tatminiyet duygusunu yüzlerinden okuyabilmek; ziyadesiyle mest edici. Konser bitip yurda dönmek için metro istasyonunun yolunu tutarken hissettiğim o benzersiz tatminiyet, memnuniyet, rahatlama; sözcüklere dökülmesi zor pek çok duygusal deneyimleri haizdi.

    Fark ettim ki; sahici olarak güzel müzik, film, tiyatro dinlediğim ya da izlediğimde bir başka hoş oluyorum; ruhum sıhhat buluyor, yatışıyorum. Böyle zamanlarda zihnim apaydın ve berrak oluyor, yazarken daha az zorlanıyor, konuşur ve hareket ederken daha kendinden emin hissediyorum. Bir de böyle bir yere yalnız gitmişsem yaşadığım duygusal yoğunluk daha fazla oluyor; kendimi daha rahat hissediyorum.

    Yalnız bu tatminiyetin yanında, öylesine nezih bir ortamdan Yıldırım'daki KYK yurduna gelmek, amiyane tabirle, --tabirimi bağışlayın-- biraz koyuyor; kendimi, gece 12'de büyüsü bozulan Kül Kedisi gibi hissetmedim değil. Üstelik; giydiğim uzun palto ve fötr şapkadan ötürü olsa gerek, yolda giderken ve metroda bana yönelen sayısız ve uzun bakışlar da bana nasıl bir yerde yaşadığımı hatırlattı. İmalı imalı bana bakan kişilerle göz göze gelmemek için yere bakıyor ya da gözlerimi kapatıyorum. Velhasıl sorun; ne giyip giydiğinin ötesinde, bence, farklılıklara aşina olmamaktan kaynaklanıyor. Türkiye ne yazık ki çeşitli nedenlerle, tarihin çeşitli dönemlerinde, eski kültürel zenginliğini kaybetti, yitirdi; tektipleşti ki bunun acılarını günümüzde daha çok çekmekteyiz. Netflix'in Kulüp İstanbul dizisini izlemenizi öneririm; dizi, tam olarak anlatmak istediğim meseleyi ele alıyor.

    Bu politize halden kurtulmak oldukça zor; vakit olsa da sabaha kadar tartışsak ama ne gerek, yalnız ve yalnız gençliğimize ve zamanımıza yazık. Muktedir siyasetçiler; geçmişin dili ve söylemini yineledikçe, vaatleri çağdaş bir vizyondan yoksun ve nostaljik birer hezeyandan ibaret ise neyi tartışsak boş. Ama bir çözüm var: insana entelektüel anlamda katkıda bulunan her türlü sanat ve düşünsel etkinlik, politize durumun etkisini iyiden iyiye azaltabilir. Bunun için bilhassa sanatın önemini vurgulamak isterim. Sanat bizi bu sefil halden kurtarabilir.

    10 Kasım Atatürk'ü Anma Konseri Orkestra Şefi Sn. Eray İnal ve orkestra ekibini, olağanüstü performansları için tebrik ediyorum. Tekrar dinleyebilmek dileğiyle.

    Saygılarımla,

    S.Ç.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.