KISACA PLATON'UN DEVLET ÖĞRETİSİ

KISACA PLATON'UN DEVLET ÖĞRETİSİ
  • 9
    0
    1
    0
  • PLATON VE DEVLET ÖĞRETİSİ

    Platon’un ideal devleti bir devletin nasıl olması gerektiği ile ilgilenir. O, devlet ile insanı birbirine bağımlı hale getirir, yani bir devlet ne kadar nitelikli ise yurttaşları da o kadar niteliklidir. Platon’un devlet anlayışında insanlar 3 sınıfa bölünmüşlerdir, bunlar; çalışan sınıfı, bekçi sınıfı ve yönetici sınıfı olarak geçmektedir. Ona göre sınıflar arası geçişe izin vardır. Bir köle gerçekten yetenekli ise bekçi sınıfına hatta yönetici sınıfına geçebilir. Çünkü zeka doğuştan gelir ve bu kişiden kişiye değişen bir şeydir. Bu 3 temel sınıfın, 3 temel iş alanı bulunmaktadır: üretim, koruma ve yönetim.

    Platon için erdemlerin en önemlisi adalet kavramıdır. Onun için adalet bütün erdemleri bünyesinde toplayan en yüce erdemdir. Adaleti kendisinde gerçekleştirebilen insan en mükemmel insan olacaktır. Adalet duygusuna sahip olan bir ruh arınmış bir ruhtur. 

    Platon’un devleti ideal olanı temsil etmelidir ve bu devlette yer alan her sınıfın kendine has özellikleri vardır. Örneğin, bekçi sınıfının geride bırakacağı bir ailesi olmamalıdır, mülkü olmamalıdır. Bekçiler bütün zaaflarından arınmalıdırlar ki görevlerini tam anlamıyla yerine getirebilsinler. Devlete hizmet eden bekçinin, devletin bekası ve mutlak düzeni için, kendini sadece devlete adaması gerekmektedir.

    • Bekçiler meslekleri gereği kuvvetli insanlardır. Bu durum dış güçler için mantıklı bir tehdit olsa da, bekçilerin doğru eğitilmediği durumlarda devletin kendi üyeleri ya da sivil halk için tehlikeli olabilmektedir. Bu nedenden ötürü bekçilerin kendi halklarına karşı kuvvetlerini kullanmamaları için belirli önlemler alınmalıdır. Bu önlemlerden birisi bekçilerin doğasını sırf askerlik eğitimi ile doldurmaktan ziyade, bekçileri müzik ile eğiterek onların tabiatını yumuşatmaktır.[1]

    Yukarıdaki metinden de yola çıkabileceğimiz üzere bir bekçi iyi eğitilmezse; bekçinin tek hatası, tüm devlete yansıyacaktır. Bu yüzden, Platon için topluma hizmet edenlerin iyi bir eğitim alması şarttır. Bekçiler hem güçlü, hem zeki, hem de yumuşak ruhlu olmalıdırlar.

    Platon’un sorusu şudur: "Neden adalet ya da doğru yaşamak, adaletsiz ya da yanlış yaşamaktan daha iyi bir hayat yaşamaktır?"

    Devlet kitabında bahsettiği bu sorunun cevabı için, yine devlet kitabında yer verdiği betimlemelerden, şunu çıkarabiliriz ki; Platon, toplumun ruhunun insanın ruhu ile örtüştüğünü ifade eder. Nasıl ki toplumu 3 sınıfa ayırıp ideal toplumun bu 3 sınıf aracılığı ile gerçekleşeceğini söylediyse, ona göre insan ruhu da 3 parçadan oluşur. Bu da uyum ile sağlanacaktır, uyumun sağlanması ise adalet duygusunu ortaya çıkaracaktır. Platon ile birlikte adalet, toplumdaki bir ilişkinin sembolü olduğu kadar insanın kişiliği, kimliğine de işaret etmeye başlamıştır. (Havelock, 1978, s. 312)

    Üçüncü sınıfta ise polisin yönetimiyle ilgili işlerden sorumlu yöneticiler/asıl muhafızlar bulunur. Platon kurduğu ideal devletin başına ideal bir lider düşünmüştür. Söz konusu ideal lideri ''filozof kral'' betimlemesi ile tanımlamaktadır. Ancak bir filozof kral olduğunda ideal toplumu kurabilmenin mümkün olabileceğini belirtir.

    Platon’a göre koruyucu/asker sınıfın “cesur/yürekli”, yönetici sınıfın “bilge/hikmetli”, sadece üreticilerin değil fakat diğer iki sınıfın da “ölçülü” olması gerekir. Platon, cesareti “korkulacak ve korkulmayacak şeyler üzerine, kanunlara uygun olarak beslediğimiz inancın sarsılmazlığı” olarak tarif etmektedir (Platon, 2008, 430a). 

    Platon’un üçüncü sınıf için betimlediği cümleler aynen şu şekildedir: ‘’Tabiatları ve gördükleri eğitimin iyiliği dolayısıyla neden korkup, neden korkmayacakları üzerinde sarsılmaz bir inançları olsun ve renkleri, bütün bu sodalardan ve sabunlardan daha soldurucu olan acı, korku, hırs gibi hallerde uçup gitmesin. İşte korkulacak ve korkulmayacak şeyler üstüne, kanunlara uygun olarak, beslediğimiz inancın sarsılmazlığına yiğitlik diyorum.’’ (Platon, 2019, 430a, 430b).

    Özetleyecek Olursak

    Platon’un devlet öğretisinde organizmacı bir toplum görüşü vardır. Ona göre organik bir dayanışma, toplumsal birliğin kurulmasında öncüdür. Toplumu iş bölümleri oluşması için sınıflara ayırır. Zeki, güçlü, adaletli, bilge bir kral aracılığı ile yönetilen bir devletin; yine zeki, güçlü, adaletli ve bilge yurttaşları olacağını savunur. Bütün bu özelliklerin toplanacağı ideal yönetici ise ancak bir filozof olabilir. Bu yüzden ideal devlet, ideal bir filozof kral aracılığıyla kurulabilir. 

    Platon için doğruluk ölçü ile sağlanır. Örneğin kendine hakim olma durumu. İdeal devlet de tıpkı bu şekilde kendine hakim olmalıdır. ‘’Zevklerine, tutkularına hakim bir devlet varsa, o da bizim devletimizdir.’’ (Platon, 2019, 431c). Devletin doğruluğu da her sınıfın kendi işini görmesiyle sağlanacaktır. Platon, sınıfların rollerini yerine getirmelerini gerekli görür, özellikle koruyucu sınıf için yoğun bir eğitim programı sunar. Ona göre, herhangi bir sınıf, kendi rolünden çıkacak olursa devlet bütünlüğü bozulacaktır.

    ‘’Platon’un filozof kralı, epistemeye sahip olarak konumlandırıldığında ve meşruluğun biricik kaynağı olarak ideanın bilgisi gösterildiğinde, ister istemez filozofun aklı aynı zamanda mutlak bir biçimde hakim olacak, yani yasalara gerek kalmayacaktır.’’[2]

    Kaynakça:

    • Ömer YILDIRIM’ın Kişisel Ders Notları. Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf “Felsefeye Giriş” ve 2., 3., 4. Sınıf “Felsefe Tarihi” Dersleri Ders Notları (Ömer YILDIRIM); Açık Öğretim Felsefe Ders Kitabı
    • Batıda Siyasal Düşünceler, Ağaoğulları M., Türk D., Yalçınkaya A., Yılmaz Z, Zabcı F, İletişim Yayınları, 2018, İstanbul
    • [1] Platon, Politeia 374a–376d. Ayrıca bakınız; Olof Gigon: Gegenwärtigkeit und Utopie, Bd. 1, Zürich 1976, S. 173–195; Harald Seubert: Polis und Nomos, Berlin 2005, S. 281–285.
    • [2] Batıda Siyasal Düşünceler,Platon ve Meşruluk,syf.109.

    Yorumlar (1)
    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.