Osmanlı Döneminde Astroloji, Yıldızname ve Falnameler

Osmanlı Döneminde Astroloji, Yıldızname ve Falnameler
  • 3
    0
    0
    0
  • Sırlarla dolu gökyüzü, insanlar için her zaman büyüleyici ve merak dolu olmuştur. Güzelliği ve bilinmezliğiyle insanların ilgisini çeken gökyüzü, zamanla yapılan çalışmalar sonucunda sır perdesini aralamış ve insanlara bir yol gösterici olmuştur. Gezegenlerin, yıldızların hareketlerinin bir anlamı olduğunu görmek, insanların pek çok konu için analiz yapmasına ve hayatlarını kolaylaştırmasına yardımcı olmuştur. 

    Mezopotamya’da başlayan ve Mısırlıların Nil Nehri’nin taşmasıyla Sirius Yıldızı arasındaki ilişkiyi keşfi sonucu bulunan tutulum çemberi, astroloji çalışmalarının temelini oluşturmuştur. Çinliler de ayın bir aylık hareketini yirmi sekiz bölüme, güneşin bir yıllık hareketini de on ikiye ayırmışlardır. Bu çalışmalar, Antik Yunan’da, Babil’de ve sonraki yüzyıllarda hemen hemen her kültürde ve coğrafyada devam etmiştir. 

     İslam öncesi dönemde Araplar arasında gök cisimlerine ve doğa olaylarına tapınanlar varken İslamiyet’le bu inançlar yasaklanmıştır. Emevîler ve Abbasîler döneminde astronomi, zaman zaman eleştirilmiş olsa da sonraki dönemlerde yeniden gündeme gelmiş ve sonuç olarak astronomi ve astroloji alanında yapılan çalışmalar artarak devam etmiştir. Başlarda yıldızların ve gök cisimlerinin hareketi hakkındaki incelemeleri yapan astronomi ile yeryüzündeki olaylarla yıldızlar arasında ilişkiler kurularak onları uğurlu ya da uğursuz sayan astroloji arasındaki fark ortaya konmuş; böylece astronomi, büyüden ve faldan ayrı değerlendirilmiştir. 

    Astrolojinin, astronominin metafiziği olduğuna inanılmıştır. Astrolojiyi astronomiden ayıran durumun geçmiş, gelecek ya da şu anla ilgili bilgiler verebilmesi olmuştur. 

    Kehanette bulunmak, dini açıdan yasaklanmış olsa da insanların içindeki merak ve geleceği bilme isteği durdurulamamış ve hatta saray içerisinde yaşayan soylu kişiler de bu ilimden faydalanmışlardır. Bu doğrultuda yıldızname ismi verilen yeni bir eser türü ortaya konmuş ve bu eser kılavuz görevi görmüştür. 

    Foto. 1: İkdü'l-cümân eserinden Büyükayı, Küçükayı ve Ejderha takımyıldızlarının tasviri. 

    Yıldıznameler aslında günümüz ismiyle bir doğum haritasıdır. Burada kişinin doğum günü ve saati baz alınarak burcu, elementleri gibi bilgiler tespit edilmiştir.  Yıldıznameler sayesinde edinilen bilgilerle, saray görevlisi olan müneccimbaşılar, kişilerin hayatıyla ilgili önemli olan durumlarda karar vermesine yardım edip yol gösterici olmuştur. Hatta bununla da kalınmayıp yıldızların etkilediği organlar analiz edilerek tıp alanında da bu bilgiden yararlanmışlardır. 

    Foto. 2: Risale-i Yıldızname'nin ilk ve son sayfaları. 

    Türk kültüründe fal konusunda ise verilen en eski eser 9. yüzyıla tarihlenen Irk Bitig’dir. Her ne kadar ilk zamanlarda falla ilgili bilgiler sözlü olarak kalsa da zamanla yazıya geçirilmeye başlanmıştır. Gelecekle ilgili tahminde bulunmak öyle önemli bir konum haline gelmiştir ki Osmanlı sarayında müneccimbaşılık ismi verilen bir statü ortaya çıkmıştır. İlmiye sınıfından olan bu müneccimbaşılar kehanet yapmaları yanı sıra yıldızların yerlerini ve durumlarını gösteren çizelgeler yapmış, takvim ve imsakiye hazırlamışlardır. Ay tutulması, güneş tutulması gibi önemli zamanları tespit ederek olabilecek doğal afetlere karşı önceden bir uyarıda bulunmuşlardır. Bunun dışında savaş, doğum, ya da düğün gibi önemli günlerin içerisindeki uğurlu saatleri belirleyerek yine saraya bildirmişlerdir. 

    Kuran’da geçen “gaybı ancak Allah bilir.” ifadesinden dolayı falnamelere kesinlik bildiren bir gözle bakılmamaya çalışılmıştır. Falnameler hazırlanmadan önce abdest almak, dualar etmek gibi ritüeller oluşturulmuş belki de bu şekilde bir iç rahatlatma yapılmaya çalışılmıştır. 

    Foto. 3:Bir Kuran falnamesi örneği. 

    Osmanlı döneminde kullanılan üç fal çeşidi bilinmektedir. Bunlardan ilki Kuran falnamesidir. Burada Kuran’daki ayetler ve harfler üzerinden bir yorumlama yapılmaktadır. İkincisi kura falnamesidir. Bu yöntemde üstünde harf ya da rakamların bulunduğu zarlar atılarak veya bu sayı ve harfleri kağıtlara yazıp, bu kağıtlar içinden gözler kapalı bir şekilde seçim yapılarak çıkan sonuçlar doğrultusunda yorum yapılmaktadır. Son falname türü ise peygamber isimlerini baz alır. Burada aynı zamanda peygamberlerin yaşadığı mucizeler de kullanılarak yorum yapılır. 

    Foto. 4: Hz. Yunus'un tasvir edildiği bir Falname örneği. 

    Kaynakça
    Anonim. Müneccimbaşı. TDV İslam Ansiklopedisi. Aralık 2021 tarihinde https://islamansiklopedisi.org.tr/muneccimbasi adresinden alındı

    Atamözer, F. (2018). Osmanlı'nın Gizemli İlimleri Kuran Falları ve Uzun Firdevsi'ye Ait Bir Örnek. Journal of Turkish Language and Literature, 617-618.

    Fehd, T. (2000). İlm-i Ahkam-ı Nücum. TDV İslam Ansiklopedisi. Aralık 2021 tarihinde https://islamansiklopedisi.org.tr/ilm-i-ahkam-i-nucum adresinden alındı

    Gür, N. (2012). Osmanlı Fal Geleneği Bağlamında Yıldızname, Falname ve Taliname Metinleri. Milli Folklor Dergisi(96).

    Uzun, M. İ. (1995). Falname. TDV İslam Ansiklopedisi, 12. Aralık 2021 tarihinde https://islamansiklopedisi.org.tr/falname adresinden alındı

    Fotoğraflar https://islamansiklopedisi.org.tr/ adresinden alınmıştır. 

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.