kalbindeki asılı çocuktan son mektubu almıştı
kimin için öldüğünü, ne için yaşadığını bilmeyenler içindi,
kimi görmediğini bilmeyenler içindi,
bazen diye başlamıştı mektubuna,
beyaz atların ahırında uyuduğunu,
bütün kuşların umutlarına konduğunu,
kaçıp gittiklerini bilmediğini yazmıştı,
yanıldım diye devam etmişti mektubuna,
içinde bulunduğu kalbin o kadar sevgi dolu olduğunu,
tek umudunu dışarıdan aldığı ışığa bağladığını,
duyduğu ağlama seslerinin kuş cıvıltıları olmadığını
yanıldığını yazmıştı,
dokunamadığı insanları ihtiyar olarak gördüğünü,
her gece tekrarlanan uykunun, ölüm olmadığını,
bilmediğini yazmıştı,
giderek akan zamanın farkında olmadan yazmıştı,
canlı kalan, büyüyen tek yanını bir vuruşta katlettiğini,
devam etmişti,
üşüdüğü sokakların bembeyaz huzurla kaplı olmadığını bilmediğini
hissettiği soğuğun ona vurulan nefret olduğunu yazmıştı,
birkaç damla akarak gözünden devam etmişti
içerisinde büyüdüğü dünyanın yıkılmasını anbean beklerken,
kendini yıktığını, her saniyeyi katlettiğini, yıkıldığında anladığı yazmıştı
yazdığı ve düşündüğü hiçbir şeyi görmediğini,
bilmeden yazmıştı,
mektubuna başlamadan son vermişti
asılı çocuğun sön sözleri değildi bunlar,
yavaş yavaş içindeki ağacı büyüten bir kızındı bu mektup
hiçbir zaman duyulmayan bir kızın mektubuydu,
tek varlığını hiçbir zaman tanıyamayan bir kızındı.
Yorum Bırakın