Distopik Bir Dünyada Kadının Umudu: Mad Max Film Analizi

Distopik Bir Dünyada Kadının Umudu: Mad Max Film Analizi
  • 4
    0
    2
    0
  •  Film genel olarak post apokaliptik ve distopik bir dünyayı anlatmaktadır. Film, dünyada nükleer savaş sonrasında çökmüş bir toplumda geçen olayları anlatmaktadır. Dünyada kuraklık yaşanmakta, su ve yakıt gibi kaynaklarda kıtlık yaşanmaktadır. Film boyunca kendimizi, Karl Marx’ın ‘Çürüme Çağı’ dediği ortamda buluyoruz.

     Film, Max’i esir aldıkları bir sahne ile başlamaktadır. Bu sahne, Max’in sırtına bazı yazılar kazınırken başlamaktadır. Sırtında, gözleri iyi görüyor, cinsel organı iyi durumda, savaşçı gibi yazılar yazmaktadır. Sonraki sahnede, Joe’nun askerlerinden birinin kana ihtiyacı olmakta ve Max, kan torbası olarak kullanılmaktadır. Max’in sırtında herkese donör olabilir yazması ve genel verici yazması ile Max’in din, dil, ırk gibi ayrımlar yapmamasına gönderme yapılmaktadır.

     Nükleer savaştan dolayı kızıl ve verimsiz bir çöl havası kullanılmıştır. Ana karakterlerden ilki Ölümsüz Joe isimli şehrin yöneticisidir. Joe tüm vücudu yaralarla kaplı, büyük sağlık problemleri olan, maskesiz nefes alamayan bir kral. Halkını hiç önemsemeyen bir yönetici. Hayati kaynakları (özellikle suyu) elinde tutmaktadır. Savaş tankeri, yakıt tankeri, silahları ve askerleri var. Kaynaklar onun elinde olduğu için insanları kölesi gibi kullanmaktadır.  Joe, şehri bir tarikat lideri gibi yönetmektedir. Kendini kurtarıcı ilan etmekte ve insanlar ona itaat etmektedir.  Askerleri (savaş çocukları), radyasyondan ya tümörleri olan ya da farklı sağlık problemleri olan yarı-ömürlü kişiler. Bu askerlerin tenleri bu yüzden beyaz renklidir. Askerler, Joe için ölürlerse öteki dünyada Valhalla’ya (cennete) gideceklerine inanmaktadır. Filmdeki önemli detaylardan biri bu askerler ölmeden önce ağızlarına krom sıkmaktadır. Krom onlar için çok değerli ve bu şekilde cennette ışıldayacaklarına inanılmaktadır. Joe’nun daha üst rütbeli askerleri de var ve bunların hastalığı bulunmamaktadır. Onlara imparatorlar denilmekte ve diğer askerleri yönetmektedir. Savaşçıların birbirlerini ve Joe’yu selamlamak için kullandığı bir hareketi de bulunmaktadır. Bunu Hitler dönemindeki selamlaşmaya benzetmekteyim. Yine de çoğu askeri düzende bir selamlama biçimi mevcut ve buna gönderme yapılmaktadır.

     Joe’nun kendini Mesih olarak ilan ettiğini ve olayların geçtiği çöl gibi yerlerin Ortadoğu toprakları olduğunu düşünmekteyim. Film boyunca petrol, silah ve su sorunları yaşanmaktadır. Bunlar ise Ortadoğu bölgelerinin en önemli sorunlarıdır. Filmde, kadınlar nesne olarak görülmektedir. Aynı şekilde ataerkil toplumlarda kadınlar ikinci sınıf insan olarak görülmektedir. Bu nedenle filmde kadınlarla ilgili olan her sahnenin gerçek hayatta bir karşılığı olduğunu düşünmekteyim. Joe’nun yönetim biçimi de Ortadoğu’nun ideolojik yönetim anlayışına benzemektedir. Halk otoriteye tabiidir. Ayrıca film boyunca kadınlar vaadedilmiş topraklara ulaşmaya çalışmaktadır. Ortadoğu bölgelerinde de vaadedilmiş topraklar inancı vardır. Askerlerin Joe için ölüp cennete ulaşmaya çalışması da şehitlik mertebesine benzemektedir. 

     Joe’nun 2 tane çocuğu bulunmaktadır. Joe, öldükten sonra çocuklarını, vârisliğe layık görmemektedir. Bu nedenle Joe’nun kendine ait bir haremi bulunmaktadır. En güzel kızları toplayıp onları hamile bırakarak kendine kusursuz ve saf bir nesil yaratmaya çalışmaktadır. Bu noktada, ataerkil toplumun her dönem daha kusursuz bir nesil istemesi sorgulanmalıdır. Ayrıca Joe, bazı kadınlarında memelerini süt sağma makinelerine bağlamaktadır. Filmin yaptığı eleştirilerden biri de bu totoliter yönetimde kadınların bir nesne, köle gibi görülmesi ve her imkânından faydalanmaya çalışılmasıdır. 

     Furiosa, Joe’nun imparatoriçesidir. Joe’nun haremindeki kadınlar, Furiosa’dan kendilerini kaçırmasını istemektedir. Film, Furiosa ve kadınların Yeşil Şehir’e kaçışını anlatmaktadır. Yeşil Şehir, kadınların daha iyi bir dünya arayışını temsil etmektedir. Joe, tüm adamlarını peşinlerine takmakta ve farklı 2 şehirden de yardım almaktadır. Bu şehirler Benzin Şehri ve Mermi Tarlası’dır. Joe’nun kadınları, beyaz elbiseler içinde yeni yaşamı ve saflığı temsil etmektedir. Film boyunca feminist hava hissedilmektedir. Kadınlar hedeflerine ulaştıklarında artık Yeşil Şehir diye bir yer olmadığını ve diğer annelerin öldüğünü öğrenmektedir. Hayatta kalan annelerden biri çantasında tohum saklamaktadır. Burada verilen mesaj başka yerlere gitmek yerine bulunduğumuz yeri düzeltmemiz gerektiğidir. Kadınlar bunu fark ettiklerinde kaçtıkları yere geri dönme kararı almaktadır.

     Film bana göre ataerkilliğin çirkinliğine karşılık, anaerkilliğin güzelliğini savunmaktadır. Kadınların mücadelesini, daha iyi bir dünya arayışını ve hak talep edişlerini anlatmaktadır. Kadınlar, savaşçı ve mücadeleci, adalet ve umut arayıcıları olarak gösterilmektedir. Yolculuğa başladıkları noktaya geri döndüklerinde halka, Joe’nun ölü bedeni gösterilmektedir. Bunu gören halk tanrılaştırdıkları yöneticinin, bir ölümlü olduğunu idrak etmekte ve yeni gelen kahramanları kabul etmektedir. Bu noktada, en önemli görevin her zaman halka düştüğü söylenebilir. Halklar eleştirel düşünceye sahip olmalıdır.

     Film başından sonuna kadar bir yaratıcı yıkım örneğidir. Günümüzde ataerkil, kendini doğadan üstün gören bir insanlığın dünyaya verdiği zararları görmekteyiz. Tüketim ve küreselleşme kaynaklı, sürekli büyümenin, sanayileşmenin ve ilerlemeci zihniyet yapısının oluşturduğu kötü tohumlar ekilen bir dünyada yaşamaktayız. Filmde kadınlar, bunu yıkarak, daha adil, daha yeşil ve eşitlikçi bir dünya kurmaktadır. Niteliksiz kalabalıklar,  tüketim algısı ile yaşamakta ve sonrasında tükettikleri nesnelerin kölesi olmaktadır. İnsanlar, tüketim nesnesini oluşturan ve tüketimden başka seçeneğin olmadığına inandıran her türlü otoritenin, kölesi haline gelmektedir. Film boyunca insanlar nesneler için savaşmaktadır. Tüketim sonucunda dünya bir anomi ortamına dönüşebilmektedir. Bununla mücadele edilecekse önce, ait olduğun alanı güzelleştirmekten başlanılmadır. Film, daha yeşil, adil ve eşit bir dünya için her zaman umut olduğunu anlatmaktadır. 


    Yorumlar (2)
    • Eline sağlık çok başarılı bi çalışma. Bazı noktaları kısmen açık bırakıp okuyucuyu düşündürmen de ayrıca güzel bi detay 👏👏

      • Güzel bir yazı olmuş.

        Yorum Bırakın

        Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.