Dijital Dünyada İnsan

Dijital Dünyada İnsan
  • 9
    0
    0
    0
  •  İnternetin kamuya açılması ile bireylerin anlık bilgiye ulaşabildiğini görmekteyiz. Bunun önemli sebeplerinden biri; anlık iletişimin, verilerin ve sayıların ekonomik alt yapı haline gelmesidir. Yani, anlık bilgi akışı ekonomik değer üretmektedir. Peter Drucker, bunu maddi ürünlere dayalı bir ekonomiden bilgiye dayalı ekonomiye geçiş ile tanımlamaktadır. Örneğin, Youtube gibi mecraların tıklanma sayısına göre video sahibine ücret ödemesinin temel sebebi olarak bu tanım gösterilmektedir. Bu durum ise bilgi toplumu olarak adlandırılmaktadır.

     Manuel Castells ise Ağ Toplumları kavramı ile sanal bir toplumsal yaşam kurulduğundan bahsetmektedir. Ağ, kendi zaman ve mekân algısını yaratan bir yer haline gelmektedir. İnsanlar sanaldaki akışı takip etmekte, geri bildirim göndermekte ve etkileşimleri birbirlerini dönüştürmektedir. Ayrıca, ağın ve mecranın kendisi de bir mesaj taşımaktadır. Bu noktada, Zygmunt Bauman’nın katı ve akışkan hayatlar kavramsallaştırmasına bakmak gereklidir. Bauman, sanayi toplumları dönemini katı hayatlar olarak tanımlamaktadır. Büyük makinalar, fabrikalar ve kitlesel işgücü gibi hareketi engelleyen dönemden ağır, hantal ve katı olarak bahsetmektedir. Ancak, bilgi toplumları ile ulus-aşırı küresel şirketlerin hareket etmesi, teknolojinin gelişmesi ve yatırımların, hizmet sektörü gibi alanlara kayması ile hayat hareketlenmektedir. Ekonominin üzerinden ağırlığın kalması ile hayatlar; temelsiz ve akışkan bir duruma geçmektedir. Yani, akışkan hayatlar anlıktır ve her an değişim içindedir. Teknoloji ve internet bu akışkanlığa geçişte çok etkilidir. Sosyal medyanın temel mantığının da anlık akışa dayandığını görmekteyiz.

     Medyanın pek çok işlevi vardır. Bunlar; bilgi verme, haberleşme, toplumsallaşma, gündem oluşturma, kamuoyu yaratma, eğlendirme, denetleme, tercihleri şekillendirme, iktidarı oluşturma ve sürdürme olarak sayılabilmektedir. Medyanın bu işlevleri elbette bireye ve topluma etki etmektedir. Bilgi verme, gündem oluşturma gibi işlevleri bireyin ve toplumun manipülasyona uğrama riskini arttırmaktadır. Bu noktada bilginin kamusallaşmasından bahsederken durum, doğru bilgiye ulaşmanın zorlukları noktasına gelmektedir. Bilgi, kolay kopyalanabilir, hızlı üretilebilir bir hâle gelmiştir. Böylece, bilginin araçsallaştırılması gündeme gelmektedir. Post-truth kavramı, gerçek bilginin değil, çok fazla ve yanlış bilgilerin dolaşımda olduğu bir dönemi ifade etmektedir. Medya, siyasetçilerin, markaların, reklamların, kitleleri manipüle etmek, propaganda ve retorik yapmak için kullandığı bir ortamdır. Post-truth dönemi ile gelişen teknoloji kullanılarak anlık bilgi akışı içinde kitlelerin zihinleri manipüle edilmektedir. Haberleşme ve toplumsallaşma gibi işlevleri medyanın temel amaçlarından olsa da zamanla bu işlevler bağlamından uzaklaşmaktadır. Bireylerin dijital ortamda toplumsallaşması ile fiziksel ortamda daha asosyal bireyler haline gelen kişiler var olmaktadır. Kamuoyu yaratma, tercihleri şekillendirme gibi işlevleri ile bireyler hem siyasal hem ekonomik anlamda kullanılmaktadır. Sosyal medya algoritması, bireylerin keyifli vakit geçirmesi açısından sadece ilgisini çeken ve en çok baktığı gönderilerin benzerlerini göstermektedir. Bu durum ise bireylerin aynı siyasal görüşten kişilere ulaşmasını sağlamakta ve herkesin kendisiyle aynı siyasal bakış açısında olduğunu düşünmesine neden olmaktadır. Bu nedenle sosyal medya bireylerin siyaset, ekonomi, giyim gibi tercihlerini şekillendirmektedir.

     Eğlendirme işlevi ile medya, bireylere mutlu olmak için sosyal medyada takılması gerektiği algısını yaratmaktadır. Burada anlık uyaranların bireylerin zihinlerinde yarattığı etki önemli rol oynamaktadır. Bir süre sonra bu bireylerde sürekli olarak bildirim alma ve yeniden uyarana ihtiyaç duyma etkisi yaratmaktadır. Ayrıca bireylerin görsel kültürünün çok fazla gelişmesine neden olmaktadır. İnternet ve sosyal medyanın etkisiyle bireyler bir kitabı okumak yerine o kitabın çekilen dizi, film ve belgeselini izlemeyi tercih etmektedir. Gelinen noktada ise bireyler gündemden geri kalmamak ya da sadece boş zaman algısının değişmesi sebebiyle öylesine ve anlamı olmayan şeyleri izlemektedir. Medyanın denetleme işlevi ise bireyleri her an siyasi ya da ekonomik otoritelerin gözetlemesine maruz bırakmaktadır. Bu ise bireyleri zaman zaman nesne, sayı, veri, seçmen, tüketici, gözetleyen ve gözetlenen gibi konumlara getirmektedir. Bu denetleme ise yalnızca otoriteler tarafından değil diğer bireyler tarafından da yapılmaktadır. Medya, artık bireylerin tüm bilgilerinin var olduğu bir alan haline gelmiş durumdadır. Bu durumda hem otoriteler hem bireyler sürekli olarak birbirlerini denetlemektedir. Bu denetleme otoriteler arasında ya da tekil bireylere yönelik olabilmektedir. 

     İnternet ve medyanın bireyin yaşamına başka etkileri de vardır. Örneğin, medyada sürekli akış halinde olan anlık gönderilerin, bireylerin zihnini ve duygularını etki altına alması söylenebilmektedir. Bireylerin kendi profillerinde ideal benliklerini yansıtmaya çalışmaları da örnek verilebilmektedir. Ayrıca bireyler, medyanın onlar için ürettiği hazır imajlardan birini seçerek o kişiye dönüşmeye çalışmaktadır. Bu da bir süre sonra aynı görünümlerde, aynı giyinen, aynı tüketen ve aynı düşünen bireyleri yaratmaktadır. Sosyal medyanın etkisi ile bireyler nasıl güzel olmaları gerektiğine daha çok maruz kalmaktadır. Bu da şüphesiz moda, estetik ve makyaj gibi büyük bir ekonomik sektör oluşturmaktadır. Medyanın bunları nasıl yapabildiğini düşünecek olursak kullandığı dile bakmak gerekmektedir. Medya, seçici algıya seslenme, tekrarlama, duygu kullanma, söylem geliştirme ve abartı kullanma gibi yöntemleri uygulamaktadır. Yani, internet bireylere sürekli olarak bir şeylerden geri kalıyormuş hissi yaratmaktadır. Ayrıca anlık olarak bireylere nasıl olması gerektiğini söylemektedir. Neleri görmesini, neleri görmemesini, neyi hatırlamasını ve neyi hatırlamaması gerektiğini de söylemektedir. Bu nedenle medya, bireysel ve toplumsal hafıza açısından önemli bir yer tutmaktadır. 

    KAYNAKÇA

    KARA, Zülküf ve diğ. (2017), Dijital Sosyoloji, Editör Kara, Z., Sosyoloji Divanı Dergisi, Yıl.5, Sayı.9, Ocak, Çizgi Kitabevi: Konya.

    KOÇAK TURHANOĞLU, A. Feryal ve diğ. (2010), Toplumsal Değişme Kuramları, Editör Yeşildal, H., Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Yayınları: Eskişehir.

    RİTZER, George ve STEPNISKY, Jeffery (2018), Modern Sosyoloji Kuramları, çev. Himmet Hülür, 2. Baskı, De Ki Basım Yayım: Ankara.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.