Bu ikili her 13 senede bir kavuşuyor ama aynı burçta kavuşmaları 166 yıl arayla oluyor. 12 Nisan 2022'de Balık burcunda kavuşacaklar; bundan önceki son kavuşum; 1856, 17 Şubat'ta gerçekleşmiş. Bu kavuşum savaşlarla da bağlantılıdır. Neptün, suları, petrolü, kimyasal maddeleri, depremleri, volkanları, sel baskınlarını anlattığı gibi hayal kırıklıklarını, aldanma ve aldatmalar, dolandırma ve dolandırılmalarla da bağlantılıdır. Jüpiter ise genişletme prensibiyle bağlantılı olduğu ve dokunduğu yeri iyi ya da kötü fark etmez, büyütmek, genişletmekle ilgilidir. Jüpiter, en büyük gök cismi olmasının yanında gazdan oluşur; içi boş devasa bir gaz küresi.. Ne demek istediğimi siz anladınız.

Gelelim 1856 yılında olanlara; Osmanlı İmparatorluğu'nda çöküşten kurtulabilmek adına Islahat Fermanı tam da bu partil kavuşumun bir ay öncesi 18 Şubat 1856'da imzalanmış. Bir sıra sosyal, siyasi yenilikleri içeren bu ferman Avrupalı devletlerin talep ve istekleri doğrultusunda ve onların desteğini almak için hazırlanan bir fermandır; bu fermanın imzalanmasının ardından yaklaşık üç senedir süren Kırım Savaşı sona erdirilmiştir ve ülkeyi adeta sömürüye açık hale getiren Paris Antlaşması imzalanmıştır. Yani devletin çöküşünün önüne geçilebilmesi için bu batılı devletlere boyun eğilerek, onların istekleri doğrultusunda desteklerini alabilmek ve devletin çöküşten kurtarılabilmesi için medet umularak imzalanmış bir fermandır. Batı'nın ekonomik desteği ve yağacağı maddi yardımlara oldukça ihtiyaç duyulduğu için bu ülkelere bir dolu ayrıcalık tanınmıştır ve esas çöküş de büyük resme bakıldığında burada hız kazanır aslında. Çünkü bu ferman ile birlikte Osmanlı artık resmen bir sömürge devletidir. Döngüyü net görebilmeniz açısından bu kadar detay verdim. Bu arada bu Jüpiter Neptün Balık burcu kavuşumunun, Türkiye haritasında tam da tepe noktasına geldiğini belirtmek isterim; maalesef ki Türkiye'ni MC noktası 16 derece Balık burcunda ve yanında Uranüs var. 1856'daki kavuşum ise 18 derece Balık'ta olmuş. 2022'deki kavuşum 24 derece Balık burcunda gerçekleşecek.

Gelelim diğer olaylara 1856'daki; Hürriyet gazetesinde Ali Dağlar isimli bir gazetecei tarafından 2007 yılında yazılmış "Küçük Kıyamet'in 151 yıllık Evrakı" başlıklı ilginç bir haber denk geldi araştırırken ama detaylıca bakma ve araştırma fırsatını henüz bulamadım. Haberde 1856 yılında 40 derecenin üstüne varan sıcaklıklarda hayatını kaybeden insanlar olduğu; ardından Kerkük bölgesine meteor yağmaya başladığını anlatırken; insanların mahzenlere, yeraltına indiğinden ve ibadet yerlerine akın ettiklerinden bahseden eski bir mektuptan bahsediliyor; dileyenler Google'da aratıp ilgili haberi bulabilir.

1856'dan bir önceki Jüpiter Neptün Balık kavuşumu ise 1690 yılında gerçekleşmiş; 12 derece Balık burcunda gerçekleşen bu kavuşum, tarihe baktığımızda hemen kavuşumun yine tam bir ay öncesinde, Osmanlı'nın resmen gerileme döneminin başlangıcı kabul edilen Karlofça Antlaşması'nı imzaladığını görüyoruz. Bu antlaşmayla tarihten hatırlayın Osmanlı çok büyük miktarlarda toprak kaybetmişti. Bu dönemde yine Avrupa ülkelerinin de kendi içlerinde ve aralarında büyük çekişmeler olduğunu görüyoruz dünya tarihinde. Ve yine araştırdığımda, 1689 yılında kavuşum öncesinde İstanbul'da büyük fırtınalar olduğunu ve Boğaz'daki bütün kayıkların bu fırtınada batmış olduğunu; 1690 yılında yine İstanbul'daki fırtınada bu sefer Haliç'teki gemilerin battığını ve yüzlerce kişinin hayatını kaybettiğini okudum. 1675-1715 arasındaki zaman diliminde özellikle kuzey yarımkürede daah etkili olan soğuk zaman dilimleri meydana geldiğini de belirtmek gerek burada. Hubert Lamb, "The Little Ice Age" isimli bir makalesinde bazı kuzey bölgelerinde bağcılık faaliyetlerinin yapılamadığından; meydana gelen fırtınalar ve hava olayları dolayısıyla insanların hayatlarını kaybettiğini anlatmış ve özellikle deniz seviyesine yakın olan Hollanda, Danimarka ve Almanya'da da geniş arazilerin seller ve su taşkınları sebebiyle kaybedildiğini belirtmiştir. Bu mini buzul dönemleri ve değişen iklim koşullarının salgın hastalıkların artışı, kuraklık, kıtlık gibi birçok olguya sebep olduğu da bilimsel olarak bilinmektedir. Konuyla ilgili sınırsız makale ve araştırma mevcut, yazıyı daha fazla uzatmamak adına genel anlamda yaşananların ve etkilerinin üzerinden geçerek ilerliyorum. Daha doğrusu bir önceki kavuşuma yani 1524 yılına gidiyorum. 1524 yılında bu sefer 6 derece Balık burcunda bir Jüpiter Neptün kavuşumu görmekteyiz. (19 Ocak) Osmanlı arşivlerine göre resmi olarak kayıtlara geçen ilk salgın vakasının Kanuni Sultan Süleyman döneminin başlarında 1524 yılında askerler yani dönemin yeniçerileri arasında görüldüğü geçmektedir. Aynı yıl İtalyan kaşif Giovanni da Verrazzano'nun 1524 yılında Kuzey Amerika'nın Atlantik kıyılarını keşfetmiş ve New York limanına ulaşmıştır. Bunların dışında, global çapta savaşlar da bu gezegenlerin kavuşumlarında aktif durumda.

Jüpiter, Balık burcunun yöneticisi ve asaletli konumda. Hatta Neptün de Balık burcunun modern yöneticisi, o da iyi yerleşimde diyelim literatüre göre. Jüpiter, büyük benefik olarak geçiyor literatürde biliyorum, boluk, bereket, özellikle son zamanlarda dillerden eksik olmayan ve anlamını artık yitirmiş "şifa" dağıtan, hak-hukuk ve adaleti getiren olarak geçiyor biliyorum; belki şimdi söyleyeceklerim bazılarına biraz abartılı ve oldukça sert gelecek biliyorum; ama Chernobyl patladığında Jüpiter yönetici olduğu Balık burcundaydı; adaleti, hak-hukuk ve dengeyi anlatan Terazi burcunda, Jüpiter ve Neptün 1945 yılında kavuşmuşlardı; o sene Hiroşima ve Nagazaki'ye atom bombası atıldı. Aynı yıl; Nazım Hikmet Piraye için Yazılmış Saat 21 Şiirleri'nde 24 Eylül 1945 adlı bir şiir yazdı;

 

"En güzel deniz : henüz gidilmemiş olanıdır.

 En güzel çocuk : henüz büyümedi.

 En güzel günlerimiz : henüz yaşamadıklarımız.

 Ve sana söylemek istediğim en güzel söz : henüz söylememiş olduğum sözdür..."

 

Eylül 1971'de Jüpiter ve Neptün, özgürlükleri, idealleri, hak, hukuku, doğruluğu temsil eden Yay burcunda kavuştular; o yıl Ekim ayında tarihinde John Lennon "Imagine" şarkısını yayımlarken, ertesi günü Türkiye'de Deniz Gezmiş ve arkadaşları idama mahkum edildi. Ve yine aynı yıl her ülkeye demokrasi dağıtan bir numaralı ülke ABD, en büyük yeraltı hidrojen bombası denemesini yaptı, ardından Led Zeppelin "Stairway to Heaven" şarkısını da içeren albümünü çıkardı.

1984'te Oğlak burcundaki Jüpiter Neptün kavuşumunun ardından, uzun yıllardır üzerinde çalışılmakta olan AIDS hastalığına sebep olan virüs belirleniyordu ve ilerleyen günlerde İran, Irak'ı kimyasal silah kullanmakla suçlayacaktı. İngiltere'de kömür sanayisinde iş bırakma eylemi başlarken; Gandhi bu yıl suikaste uğrayacak ve ardından çıkacak isyanlarda binlerce kişi ölecekti.

Demek istediğim şu ki; o kadar abartılıp pohpohlanarak adeta vitrinlerde porselen bebek edasıyla makyaj yapılıp giydirilerek bolluk, bereket şans gezegeni olarak popüler astrolojide piyasaya sunulan Jüpiter gezegeni, bu kadar az örnekle bile görüldüğü kadarıyla "olumlu" ya da "iyi" çalışmıyor. Çünkü zaten "olumlu" ya da "olumsuz"; "iyi" ya da "kötü" nedir ve kime göre neye göre bu kelimeler kullanılabilir? Bu kelimeleri bulan da anlam verip içini dolduran da insanoğluysa ve insan aklı, zihni ve ruhuyla bireysel ise bir kavram, olgu, durum ya da olay nasıl herkes için "iyi", "kötü", "olumlu" ya da "olumsuz" çalışabilir?

Sevgiler... ©

 ...

©Ege Yeşilova / 31.10.2021 

© Her hakkı saklıdır; kopyalanamaz ve paylaşılamaz.

 ...