Advertisement
Advertisement

Şiirleriyle Kalplere Dokunan Gülten Akın'ın Beş Şiiri

Şiirleriyle Kalplere Dokunan Gülten Akın'ın Beş Şiiri
  • 6
    0
    0
    0
  • Deli Kızın Türküsü

    I

    Sabahleyin

    Karayı kaldırın mavi koyun umudumu yitirmedim
    Beni çağırın gülümserken uykunun bir yerinde
    Eliniz beyazken uzatın isterim
    Karayı kaldırın sevgi koyun umudumu yitirmeyin

    Ben ışıklar konfetler bayramlar istemem
    Uzanmışım gölgeliğe bir başıma
    Şu uzaktan tükenmez yalnızlıktan
    İçten içe ürküyorum ama
    Böyle de iyiyim

    Siz dayanılmaz bir "Günaydın"sınız
    Sabah sabah insanı ayağına getiren
    Hiç yoktan dünyayı kendini sevdiren
    Siz çocuk ağızlı bir "Günaydın"sınız

    Çocuk ağzınızla biraz daha durun
    Gittiğinizde güz gelmiş olacak

    Güz gelirken bir yanı kara sevdalarla
    Avcumda bu yavru kuş varken tedirgin
    Sizde tutunacak yaslanacak kollar
    Biraz daha durun biraz daha
    Karayı kaldırın mavi koyun umudumu götürmeyin

    Akşamüstü

    Yollarda akşam dönüşü yorgun argın
    Siz yoksunuz şiir yazan ellerim yok
    Yarımla dışa dönmüşüm yarım suskun
    Çizginin üstendekiler yüz yüze
    Koca bir gün ne yapmışım nasıl yaşamışım
    Haberim yok

    Dokunup çekilen bir şarkı rüzgârla
    Vakti yalanlıyor sıcak sıcak
    Sinema dönüşü iş dönüşü yahut bahanesiz
    Beyazın tam ortasında bekliyorum
    Ya gelmezseniz ne olacak

    Maviyi kaldırın kara koyun sırasıdır
    Bana yeni tutkular gerek bıktım
    Bir solukta buz gibi yaşamak isterim
    Beni öldürürse bu umut öldürür

    Gece Türküsü

    Alıp ayaklarımı yollardan şöyle rahat
    Tam kendimi bulacakken
    Kim getirir sizi başucuma
    Kim kaldırır uzun uykunuzdan

    Başlar gecenin oyunu delice
    Dizlerime yükselir bir deniz
    Anıları küçük yıldızlar gibi karanlıkta
    Yanıma yöreme indirirsiniz

    Ben ışıklar konfetler bayramlar istemem
    Uzak uzak gitmede fayda yok
    Şimdi bütün şehirler birbirine benzer
    Bir kendi kendime doyasıya
    Bu gece sussanız dinlensem
    Ne gezer

    II

    Şimdi insanların yalnız kolları var
    Ve ben delice bir şey istiyorum
    Şimdi insanların yalnız kolları var
    Ve ben başımı koyuyorum

    Tuttu bir alacakaranlık bastı
    Bütün şehirler birbirine benzedi
    Saklı köşem bir daha aldattı ellerimi
    Ellerimde iki üç isim kaldı

    Adına yakılan mumlar İsa'nın
    Yana yana bitti umutsuz
    İsa, resimleri kadar güzel değildi
    Biri kardeşliğimi aldı gitti
    Şimdi ben delice yaslanmak istiyorum
    Şimdi insanların yalnız kolları var

    III

    Sana büyük caddelerin birinde rastlasam
    Elimi uzatsam tutsam götürsem
    Gözlerine baksam gözlerine konuşmasak
    Anlasan

    Elimi uzatsam tutamasam
    Olanca sevgimi yalnızlığımı
    Düşünsem hayır düşünmesem
    Senin hiç haberin olmasa
    Senin hiç haberin olmaz ki
    Başlar biter kendi kendine o türkü

    Yağmur yağar akasyalar ıslanır
    Bulutlar uçuşur gecelerin
    Ben yağmura deli buluta deli
    Bir büyük oyun yaşamak dediğin
    Beni ya sevmeli ya öldürmeli

    Yitirmeli büyük yolların birinde ne varsa
    Böcekler gibi başlamalı yeniden
    Bu Allahsız bu yağmur işlemez karanlıkta
    Yan garipliğine yürek yan
    Gitti giden

    1955

    Kestim Kara Saçlarımı

    Uzaktı dön yakındı dön çevreydi dön
    Yasaktı yasaydı töreydi dön
    İçinde dışında yanında değilim
    İçim ayıp dışım geçim sol yanım sevgi
    Bu nasıl yaşamaydı dön.

    Onlarsız olmazdı taşımam gerekti kullanmam gerekti
    Tutsak ve kibirli –ne gülünç öfke be-
    Gözleri gittikçe iri gittikçe çekilmez
    İçimde gittikçe bunaltı gittikçe bunaltı
    Gittim geldim kara saçlarımı öylece buldum.

    Kestim kara saçlarımı –n’olacak şimdi-
    Bir şeycik olmadı deneyin lütfen
    Aydınlığım deliyim rüzgarlıyım
    Günaydın kaysıyı sallayan yele
    Kurtulan dirilen kişiye günaydın

    Şimdi şaşıyorum bir toplu iğneyi
    Bir yaşantı ile karşılayanlara
    Gittim geldim kara saçlarımdan kurtuldum.

    Kadın Olanın Türküsü

    Git oldu can, sürgün geldi dayandı
    Sürgün yine geldi dayandı
    Kitapları topladım, çocukları giydirdim
    Hadi de doğrulalım Dranazın karına

    Biz nereye düşeriz, halk fakir fıkara

    Her bahar, her yaz gurbette
    Sılaya dönmesi olur velakin
    Ne sılamız belli, ne gurbetimiz
    Çiğdemi Ardahan yaylalarında
    Nergisi Sinopta
    Vanda koparmışsak sarı gülü
    Portakal kokusu Kumlucadan gelir
    Karıştırdık sıla nere, gurbet hangisi
    Bizim gibi gurbetçi görülmemiştir

    Git oldu can, sürgün geldi dayandı
    Diktiğin fidanlar sen olmayanda
    Yel vura ırgalana, gün vura duldalana büyüyecek
    Yasa şu ki ekinler yürüyecek
    Bebek dillenecek, güçsüz hallanacak
    Sis kalkacak İsfendiyar başından

    Selam olsun bizden önce geçene
    Selam olsun dosta, hasa, çile çekene
    Selam olsun dayanana, düşene
    Yüreğim yürektir, bakma gözüm yaşına

    Git oldu can, sürgün geldi dayandı
    Sorulmasın vatanımız ilimiz.

    Büyü

    Büyü de baban sana,
    Büyü de
    Acılar alacak
    Büyü de baban sana
    Büyü de
    Yokluklar alacak
    Büyü de baban sana büyü de
    Bitmez işsizlikler, açlıklar alacak,
    Büyü de
    büyü de baban sana,
    Baskılar, işkenceler alacak
    Kelepçeler, gözaltılar, zindanlar alacak
    Büyü de
    Büyüyüp de on yedine geldiğinde,
    Büyü de baban sana
    İdamlar alacak…

    Beni Sorarsan

    Beni sorarsan,
    Kış işte
    Kalbin elem günleri geldi
    Dünya evlere çekildi, içlere
    Sarı yaseminle gül arasında
    Dağların mor baharıyla
    Sis arasında
    Denizle gül arasında
    Yanımda kediler, kuşlar
    Fikrinden dolaşıyor
    Hiçbir iktidarı sevmesem de
    Sobanın iktidarında
    Çarpışa çarpışa nasılsa
    Büyüyebilen kızlar
    Uslu, sakin, ölümü bekliyorlar
    Yaşlılık
    Dev mi oldular, başkaları
    Üstüne üstüne gelip korkusuz
    Güçlerini deniyorlar


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.