Toplum normlarından, genel algıdan bağımsız huysuzlar... Geçici zevklerden sıkılan derin ruhlar...Dertlerinin ağırlığından rahat uyuyamayanlar. Bir yarayı inatla kaşırcasına, gerçeğe adanan çileli yaşamlar...
Sanırım benim için en merak uyandırıcı kişilik tarifi, budur. Yüzeysel, niteliksiz ve sıradan insanların sıkıcılığından bunalıp, koşar adımlarla, bir başka güvensiz sığınağa ulaşıyorum...Rahatsız, meselesi olan, huysuz insanları arıyorum...
Huysuzlar, bütün hücrelerinde değişim sancısını hisseder. Derin rahatsızlıklar büyük doğumlara gebedir. Başına buyruk ve hoyrat ruhları, onları rahat bırakmaz. Arayışları da tıpkı düşünceleri gibi zamansızdır. Düşüncelerinin evrenin derinliklerinde süzülmesini hazmedemeyen atalarımız, yazıyı icat ettiler. Mum ışığının kısa ömründen haz etmeyen bir başka huysuz mucit, lambayı icat etti. Bıçakla kalem yontmayı sevmeyen bir başka deli, kalemtıraşı buldu...Akla gelen yüzbinlerce disiplindeki farklı örnek ile, huysuzların kirli(!) şöhretlerini temize çıkarmak, onların masumiyetini ispatlamak istiyorum...
Huysuzların tek dileği düşünceleriyle baş başa kalabildiği bir evrendir...Onlar bedenen burada olsalar da ruhları kendi makro evrenlerinde gezinir. İnsanların zihinlerini yönlendirmeyi, faşistçe hayal güçlerini sınırlandırmayı etik bulmadığım için, bazı meselelerin kısa tutulması ve üzerinde konuşmaktan çok düşünülmesi taraftarıyım. O sebeple bu yazımı kısacık tutup kendi düşünce evrenime geri dönüyorum...
Fahrettin Salih ŞENTÜRK
Mayıs 2021
Antalya
Yorum Bırakın