İnsan çözülmesi pek de kolay olmayan bir etken varlıktır. Bu varlığın şu anda geldiği noktadaki en büyük problemi ‘’fazla bilgi’’dir...
Sokağa çıktığınızda sizi istem dışı uyaran birçok ‘’uyarıcı’’ bulunur. Öncelikle başınızı kaldırıp etrafınıza baktığınız ilk andan itibaren birçok tabela görür, ardından binlerce uyumsuz ses duyarsınız. Arabaların egzoz dumanları ve gibi bütün ‘’veri’’ler, adeta bütün duyu organlarınızı taciz eder. Günlük rutin kullandığımız cihazlardan, iletişime geçtiğimiz herkesten, sosyal medya uygulamalarından ve birçok farklı kaynaktan (geleneksel medya vb. Gibi) durmadan bilgi yağar. Bunca gereksiz bilgi akışı içinde insan, durup düşünmeyi, nefes almayı unutur. Farkındalığını kaybeder. Sürekli eylem halinde, etken olmak, hiç soluklanıp sorgulamamak günümüzün en büyük felaketlerinden biridir. Her şey sürekli devam etmek zorundadır, hiçbir şey aksayamaz ve eksiksiz olamaz...
Peki bizi bu yararsız okyanustan bizi kurtaracak güvenli liman kimdir?
Yanıt burada, içimizde, özümüzde!
Kurtuluş ancak öze dönüşle mümkündür. Bir problem bulunduğu zaman insan önce kendi ruhunu onararak işe başlamalıdır. Sonrasında sıkı bir zaman yönetimi becerisi gerekir. Uzun vadeli ve kısa vadeli bütün planlar birbirinden net ve keskin bir biçimde ayrılmalıdır. Hiçbir şey birbirinden eksik ya da fazla olmamalıdır. Tüm bunları yaparken en önemli olgu bir hayat yaşamaktır. Tabii temelinde programlanmış robotlar olamadığımızı da unutmamak gerekir.
Fahrettin Salih Şentürk.
25 Ocak 2022.
Antalya.
Yorum Bırakın