Saat sabahın beşi ben yine bundayım, oturmuşum öylece bakınmaktayım, gecenin nuruna ;Gökyüzüne, iç sesime ve geçmişime, bir kuşun sesindeki o hüzüne ..belki bazısı neşe der, cıvıldamak hatta şarkılar söylediğine inandırır kendini ama söyle kuşun kaldırır mı gövdesi tepeden tırnağa gördüğü dünyanın yükünü, ya da belli ki senin gibi ,gördüklerini duymamaya, hüzünlü sesine neşe vermeye çalışmakla geçen günleri, gerçi uyarıyor bizi her lahzanın ömrümüzden eksilttikleri, ömrü az olur farkında olanın gidişatın ya, öyleyse her açtığında gözünü, öleceği güne yakınlaştığını bilerek ve iç çekerek bilinir bilinmez ve bilinmezin ötesi de ayrıca görülmez.
Yorum Bırakın