J. R. R. Tolkien'in Başyapıtı ''Silmarillion'' Hakkında

J. R. R. Tolkien'in Başyapıtı ''Silmarillion'' Hakkında
  • 10
    0
    0
    2
  •  

    On dört günlük Silmarillion yolculuğumun sonundan herkese merhaba! Uzun, zamana yayılan ve keyifli bir yolculuktu bu. Tolkien bir evren yaratmış; yarattığı evren de bir hayal gücünden ortaya çıkmasına rağmen sadece bir ‘’hayal’’ olarak kalmasına izin vermemiş ve bu tarih kitabını yani Silmarillion’u ortaya çıkarmış. Hobbit ve Yüzüklerin Efendisi bu evrenin minik bir kesiti aslında. Bu kesitin çok öncesinde çağlar boyu süregelen yaşanmışlıklar ve Orta Dünya’nın tarihi Silmarillion’da vücut buluyor. 

    Yazarın ölümünden dört yıl sonra oğlu Christopher Tolkien tarafından yayımlandı; çünkü Tolkien hayatı boyunca bu hikâyeler ve kurgu üzerinde çalışmaya bıkmadan usanmadan devam etti: Notları değiştirilmeden birkaç ekleme ve düzenlemeyle şu an okuduğumuz haline getirilmiş olmuş böylece. Belki hâlâ ekleyeceği ya da çıkaracağı metinler vardı ki bir türlü basıma gönderememiş olabilir Tolkien. Neyse ki oğlu da bu evrene sadıkmış; onun sayesinde Tolkien külliyatı tamamlanmış gibi bir şey olmuş. 

    Christopher Tolkien

     

    Orta Dünya’nın İlk Çağ’ından da öncesi anlatıldığı için kitabın başlarında ‘’Nereye düştüm?’’ gibi bakabilirsiniz sayfalara… Ama bunun bir çeşit dünya mitolojisi olduğunu kavrayıp sanki gerçekten de yaşanmış gibi olduklarını hissedip ele alabilirseniz işte o zaman Tolkien Evreni’ne hoş geldiniz!

     

    Kitabın bölümleri hakkında:

    Önsöz: Christopher Tolkien/ 1977 basımı için

    İkinci Basıma Giriş: Christopher Tolkien/1999 basımı için

    J. R. R. Tolkien’in Milton Waldman’a Yazdığı Bir Mektuptan,1951: Hikayenin ve kurgunun ortaya çıkışına dair açıklayıcı bir mektup ve bazı dipnotlarla desteklenmiş olup mutlaka okunmalı. 

    AİNULİNDALE: Ainur’un Müziği. Ea’nın, yani Dünya’nın yaratılışı anlatılıyor. 

    VALAQUENTA: Valar ve Maiar’ın hikayeleri. Ea’da yaşayan iki doğaüstü varlık grubunun tanımlarına ve hikayelerine değinen kısım: Bu bölümde isim bolluğu ve her ismin özelliği okuru yorabilir. Dikkat ve özen isteyen bir alan kendileri. 

    QUENTA SİLMARİLLİON (Silmarillerin Tarihi): Kitabın en uzun bölümü. Birçok olayın gerçekleştiği ve sevincin, hüznün, ihanetin, dostlukların, savaşların hikayelerinin anlatıldığı bir bölüm. İlk Çağ’da ve öncesinde olan olayların tarihi. Elflere, İnsanlara ve Cücelere dair efsanevi hikayalere şahit oluyoruz. 

    AKALLABETH: Numenor’un çöküşü. Valar tarafından Batılı halkın yaşaması için hazırlanan büyük bir ada ve bu ada içinde yaşayan insanların nasıl ölümün korkusuna yenik düştüğünü ve kötülüğe boyun eğişlerini anlatıyor. 

    GÜÇ YÜZÜKLERİNE VE ÜÇÜNCÜ ÇAĞ’A DAİR: Ve hikayeler burada sona eriyor. Yüzüklerin Efendisi’nin kısa ve öz bir özeti de denilebilir.

     

    Ekler:

    Soyağaçları 

    Telaffuz Üzerine Notlar

    İsim İndeksi

    Quenya ve Sindarın İsimlerindeki Öğeler

    Haritalar 

     

    Kitabın içeriği de bu şekilde. YouTube platformunda bulunan ''Orta Dünya- Legendarium Türkiye'' kanalı sayesinde kitabın bölümlerinin kritiğini ve özetini dinledim ve okuduğum bölümleri pekiştirerek ilerledim. Günümüzde olan her imkânı değerlendirerek de okuma yapmış oldum. Boş bir okuma da yapmamış oldum böylece. Çünkü üç beş günde bitecek bir kitap değil bu; bitirmesine bitirirsiniz lakin hiçbir şey anlamamış olursunuz bu da bana göre ‘’okumak’’ olmuyor. 

    İlk olarak Hobbit sonra da Yüzüklerin Efendisi okunduktan sonra Silmarillion okunursa Tolkien evrenini seven ve daha çok merak eden okur sayısı artar diye düşünüyorum :) Kronolojik olarak Silmarillion çağlar öncesine ve tüm çağlara değindiği için ilk bu kitabı okuyanlar bir daha Tolkien okumayabiliyor. İşin doğrusu bu kitap Orta Dünya’nın yüzeysel kısmına değil de o haritaların ve kurguların derinliğinde kaybolmak isteyen okurlar için derlenmiş gibi. Yani ilgi duyana ve hayran olana muhteşem bir yapıt Silmarillion. Benim için de mükemmel bir yolculuk oldu bu yüzden. Bittiği için de üzüldüm hatta. 

    Kitabın Quenta Silmarillion bölümünde bulunan hikayelerin her birinden başka bir kitap bile çıkabilir; uzun, inişli çıkışlı, mekan bolluğu ve detaylı tasvirler, her biri önemli karakter ve toplulukları barındırması, savaşlar, dostluklar, ihanetler, hırs ve kötülükler, zamanında yetişen iyilik dolu yardımlar gibi içlerinde birçok konuyu işleyen müthiş hikayeler bunlar. Bu arada bazı hikayelerin ayrı bir kitabı da var :)) Beren ile Luthien gibi mesela. 

    Epik bir anlatıma doyduğunuz, şiirsel bir haz veren bu hikayeleri bir roman okuyormuş gibi de okuyamıyorsunuz. Yaşanmış olayları ve olguları olduğu gibi aktaran tarzda bir dile sahip çünkü. Yoğun bir okuma bekliyor yani sizi. Bu nedenle araya başka kitaplar katarak çapraz okumalı bir yol izledim ben. 

    Okuma şekli ve izlenen yol bu olmalı bence:

    ‘Hobbit- Yüzüklerin Efendisi- Silmarillion’ 

     

    Fantastik edebiyatın en bilinen ve sevilen yazarlarından biri olan Tolkien bu evrene giriş için ilk defa Hobbit’i kaleme alarak bize bu dünyanın kapılarını da açmış oldu. Aslında ilk olarak Hobbit’i okumak daha mantıklı bu nedenle. Hobbit çok beğenilip okununca da devam kitapları yazılması için öneride bulunuldu ve böylece çok ünlü bir seri olan Yüzüklerin Efendisi’ne kavuşmuş olduk. 

    Yarattığı evren içinde bulunan her karakter, her ırk ve her mekanın boş yere bulunmadığı ve her bilginin, en ufak ayrıntının bile önemli olduğu Silmarillion bu dünyayı seven herkesin okuması gereken bir kitap. İyi ki zamana yayarak ve anlayarak okumuşum, gerçekten büyülendim; külliyatın diğer kitaplarını da okumak için sabırsızlanıyorum. 

    Silmarillion’a ‘’kitap’’ demek haksızlık olur bu arada. Bir edebiyat yapıtından çok daha fazlası var; dinlerden, mitolojilerden, antropolojiden, tarihten ve daha birçoklarından beslenen bir başyapıtı okuyoruz çünkü. Orta Dünya’nın kutsal bir kitabı adeta. 

    İlk önce kitapları okuyup sonra da filmleri izleyen biri olduğumdan Orta Dünya’yı da öyle ele aldım. Şahsen kitapların detayları ve inanılmazlığı beni daha çok büyülüyor. Sadece izleyip hayran olanların yüzeysel bir bilgiye sahip olduğunu da belirtmeliyim. Filmler asla bir kitabı olduğu gibi uyarlamaz: değişiklikler yapılır ve bazı olaylar uzunluğundan dolayı kısaltılır çünkü. İlk önce kitapları özümseyip okurken kafanızda canlandırdığınız karakterleri sonradan açıp izlemek daha iyi olmaz mı sizce?

    Şimdi bu sıralar gündemde olan dizi hakkında da birkaç sözüm var. ‘’Tolkien evreni herkes içindir.’’ denilip kitap içinde yer alan ırkları ve genel olan en önemli detayları değiştirip sunmak ne kadar doğru? Fantastik edebiyatın günümüzde bu kadar çok okunmasının ve sevilmesinin nedeninin yaşadığımız dünyadan kaçmak için olduğunu unutuyorlar galiba? Eğer unutmasalardı Orta Dünya’ya sadık bir uyarlama için çaba gösterirlerdi. Bu nedenle 2 Eylül’de çıkması beklenen dizinin heyecanı içinde değilim kesinlikle. Değişiklikler göze batmasa ve genel kurguya bağlı kalınsa büyük bir ses getirecekti eminim. Yine de diziyi bekliyorum ve benim gibi düşünen Tolkien severlerinin birlik olmasına da ayrıca mutlu oldum. 

    Bu dizi haberinin başardığı bir şey var benim için: Silmarillion’u okumak. Çünkü dizinin konusunun bu kitaptan alındığı söyleniyor. Diziyi izlemek için de okumam gerektiği gerçeğini kabullenmiştim ben de. Geçen sene de Hobbit ve Yüzüklerin Efendisi bitince sıranın Silmarillion’a geleceğini hissederek gerilmiştim biraz. Çoğu okurun zorlandığına ve okurken bunaldığına şahit olmuştum çünkü. Halbuki ertelemem boşunaymış aslında Orta Dünya’ya çoktan vurulmuşum da haberim yokmuş. Keşke daha önce okusaymışım bile dedirtti bana siz düşünün artık. Sıkılan ve bunalan okurlar belki yanlış bir zamanda okudular ya da ilk bu kitaptan başladılar en kötüsü ise evrene ilgi duymuyorlar da popüler diye tercih ettiler? Bilemiyorum. Sevenlere baktığımda da benim gibi hayran bir kitle görüyorum. Kendinizi Orta Dünya’dan biri gibi hissederek başlayabilirsiniz bu kitaplara bence. Bana faydası oldu bu taktiğin :))

     

    Kaynak:

    Tolkien, J. R. R. (2007). Silmarillion (Çev. Berna Akkıyal). İthaki Yayınları

     İçeriğin kapak görseli: Kayıp Rıhtım

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.