Hala İlk Hislerini Koruyor... The Verve: Urban Hymns Hakkında...

Hala İlk Hislerini Koruyor... The Verve: Urban Hymns Hakkında...
  • 0
    0
    0
    0
  •  

    The Verve’ü ilk duyduğum anı hatırlıyorum. Bitter Sweet Symphony’nin girişini duyuyorum ve bu şarkının bütün müzikal zevkimi etkileyeceğinden habersiz bir şekilde Ashcroft’un sesiyle büyüleniyorum. Verve’ün etkisi bende büyük. Hayatımın bazı noktalarından, liseye gelene kadarki süreçte zaman zaman Urban Hymns’dan şarkılarını duydum ama bu şarkılarını kime ait olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Lisedeyken, müzik hakkında okumaya başladığım zamanlarda grubu yeniden keşfettim. Ve yıllar sonra bile hala bana ilk hissettirdikleri koruyordu, aynı albümün çıkışından 25 yıl geçmesine rağmen tazeliğini ve ilk hislerini koruması gibi…

    The Verve 1990 yılında Richard Ashcroft, Nick McCabe, Simon Jones ve Salisbury tarafından İngiltere’de kuruluyor. İlk albümleri Storm In Heaven’i yayınlıyorlar. Storm In Heaven, bir Shoegaze/Neo-Psychedelia albümü olarak piyasaya çıkıyor. Çıkışından iki yıl sonrasında A Northern Soul albümünü yayınlıyorlar. O dönemlerde İngiltere’de Grunge’a tepki olarak çıkan BritPop akımı iyice yükselişteydi. Bu sırada da Shoegaze yavaş yavaş ölüyordu. MBV yeni albüm çıkaracağı sözünü tutmamış, Ride dağılmış Slowdive ise yeni albümünde daha deneysel bir yöne kaymıştı. Grup ilk albümlerindeki Shoegaze/Neo-Psychedelia etkilerini korumaya çalışsa da BritPop’dan oldukça etkilenmişti. Hatta bu albüme direkt Shoegaze esintili BritPop desek bile yalan olmaz. Bu süre boyunca grup arasında pek çok anlaşmazlık ve uyuşturucu sorunu ortaya çıkıyor. Bir şekilde dağılmanın eşiğinden dönen grup 1997 yılında Birleşik Krallıkta en çok satan albümlerden biri olan Urban Hymns’ı çıkartıyor. Fakat grup iki yıl sonra dağılıyor. 2007 yılında bir araya gelip bir albüm yayınladıktan bir yıl sonra tekrardan dağılıyor. 2007’deki Forth albümü diğer üç albüm gibi olmasa da dinlemek benim hoşuma gidiyor açıkçası. 

    Bitter Sweet Symphony’e eminim hepinizin kulak aşinalığı vardır. Müzik tarihinde gereğinden belki de fazla çalınmasına rağmen kalitesinden hiçbir şey kaybetmeyen ender şarkılardan biri. Kendini fazlaca tekrar etmesine rağmen hem müzikal zenginliği hem sözleri sayesinde kendini dinletiyor. Şarkının açılış dizelerinde Andrew Oldham Orchestra: The Rolling Stones Songbook’tan "The Last Time" sample olarak kullanıldı. Grup altı notalık sample haklarını gerekli yerlerden alsa da 1970 önceki Rolling Stones şarkılarının telif hakkına sahip eski Rolling Stones yöneticisi Allen Klein buna itiraz etti. Bundan dolayı Verve telif haklarının Allen’a vermek zorunda kaldı. Kaybettikleri paraları düşünmek bile istemiyorum. Bu kadar muhteşem bir şarkı çıkartıp müzik dünyasından da iyi tepki aldıktan sonra böyle bir durumla karşılaşmaları gerçekten çok acı. 

     

    'Cause it's a bittersweet symphony, this life
    Try to make ends meet
    Try to find some money then you die

     

    Bitter Sweet Symphony’den sonra ikinci olarak çıkan single “The Drug’s Dont Work” te sözlerin anlamı hakkında birçok ikileme denk gelmiştim zamanında. Kimileri uyuşturucuların sorunları çözmeyeceğini anlattıklarını söylüyor kimileri ise Richard’ın babası ölüm döşeğindeyken ilaçların bir işe yaramadığını söylüyor. Kendisi bir açıklama yapana kadar sanırım şarkıyı ne için yazdığını tam olarak bilemeyeceğiz…

     

    Now the drugs don't work
    They just make you worse
    But I know I'll see your face again

     

    Sırada albümden benim için kişisel önemi olan Lucky Man’e geçmek istiyorum. Bu şarkı sayesinde The Verve’ü hayatımın belli noktalarında nerede, kimler tarafından duyduğumu öğrendim. Yanlış hatırlamıyorsam 3-4 sene önce klasik aile buluşmalarımızdan birindeydik ve televizyondan eski videoları açma fikri geldi. Videoların birinde ailedeki herkesin teker teker farklı fotoğrafları bulunmaktaydı. Ve arkaplanda ki şarkı inanılmaz tanıdık geliyordu. O zamana kadar onlarca yüzlerce kez dinlediğim Lucky Man şarkısı aklıma tam bir saat sonra geldi. Ama geldiğinde şarkı benim için daha da anlam kazanmıştı. Bunca zaman The Verve’ü ailemden birileri açıyordu ben ise uzaklarda aramıştım oysaki. Ama bu şarkıyla bunu bilmek daha iyi oldu çünkü bence bu şarkı hayatın zorlu dönemlerinden geçen ve kendini keşfetmeye çalışan bir adam hakkında ve artık bu adamla kendimi özdeşleştirmek benim için çok daha kolaylaştı.

     

    Happiness
    Coming and going
    I watch you look at me

     

    Space And Time albümdeki sanırım en hoşuma giden liriklere sahip. Bir şiir dinliyormuşum hissini veriyor. Şarkı bana kalırsa kötü bir ilişki hakkında. İki tarafta yalnız kalmaktan korktukları için her ne kadar birbirlerini gerçekten sevmeseler de tek sahip olduklarının birbirleri olduklarını düşünmekteler.

     

    There ain't no space and time
    To keep our love alive
    We have existence and it's all we share

     

    Geldik albümün en üzücü şarkısı olan Weeping Willow’a. Richard sözleri yazarken birçok metafor kullanıyor ve anlatmak istediğini süsleyerek anlatıyor ki bu güzel bir şey fakat şarkılarında tam olarak ne anlatmak istediğini anlamaya çalışmayı çok zorlaştırıyor. Belki Space And Time’daki kötü olan ilişkisi hakkında, ilişkinin ne kadar kötü olduğunun farkına varıp birbirlerini kurtarma hakkında bir şeyler söylemek istiyor ya da direkt intihar etmekten bahsediyor… Şarkı açılışından beri daha kasvetli müzikaliteye sahip ve şarkı boyunca bu devam ediyor.

     

    There'll be no better time
    There'll be no better way
    There'll be no better day to save me

     

    Bu şarkılar dışında kalan her şarkı birbirinden güzel fakat açıkça söylemek gerekirse diğer şarkılar için ekstra bir şeyler söyleyesim gelmiyor. Zaten senelerdir onlarca şey yazılıp, söylendi bu albüm hakkında. Benimde Top 5 albümümden biri olduğu için böyle bir yazı yazmak istedim umarım beğenmişsinizdir.

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.