Dünyayı Daha Kusursuz Algılama Çabası: Pragnanz Yasası

Dünyayı Daha Kusursuz Algılama Çabası: Pragnanz Yasası
  • 16
    0
    0
    0
  • Duyu organları yoluyla alınan duygusal bilginin beyin tarafından seçilip örgütlenerek yorumlanması algıyı tanımlar. Pragnanz Yasası insanın algılama sürecini açıklayan temel yasadır. Bu yasaya göre birey olarak dış dünyayı olduğundan daha sade, daha kusursuz, daha eksiksiz, kısacası daha iyi bir bütün olarak algılama eğilimindeyiz.

    Pragnanz Yasası şu alt yasaları içermektedir:

    1. Şekil-zemin ilişkisi
    Çevrenizdeki uyaranların hepsini aynı anda algılayamazsınız. Dikkatinizi verdiğiniz ya da uyarıcılara göre odağınızı yönelttiğiniz uyarıcıları algılar, onun dışında kalan uyarıcıları algılayamazsınız. Bu algılama sırasında dikkat edip algıladıklarınız şekil (figür), geri kalan tüm uyarıcılar zemin (fon) olarak adlandırılır. Beynimiz kendisine ulaşan tüm duyusal verileri aynı anda işleyerek anlamlı bir algı oluşturamayacağı için seçici biçimde algılar. Seçip algıladığınız uyarıcı şekil, geride kalan tüm uyarıcılar zemini oluşturur. Bu algılamayı algıda seçicilik olarak tanımlarız. Yolda yürürken karnı aç olan birisi yol kenarındaki restoranları fark eder, yeni telefon almayı planlayan biri ise aynı yolda yürürken telefon satan dükkanları fark eder.
    • Eğer arkadaşlarınızla sohbet ederken yan masanızdaki konuşmaya odaklanırsanız, şekil; yan masadan gelen sesler olacağı için arkadaşlarınızın sesleri o sırada algılamadığınız tüm işitsel uyarıcılardan oluşan zeminin bir parçası haline gelir. 



    Yukarıdaki şekilde beyaz alana odaklanırsanız iki yüz, siyah alana odaklanırsanız bir vazo görürsünüz.

    2. Yakınlık
    Birbirine yakın olan uyarıcılar gruplandırılarak algılanır. 
    Müzikte ritmin algılanması, zaman içinde birbirine değişik yakınlıkta bulunan vuruşlara dayalıdır. Konuşmayı da sözcükler ve cümleler arasındaki boşluklara göre anlamlandırırız. 

    3. Benzerlik
    Birey şekil, renk, büyüklük, doku, cinsiyet gibi birçok özellik bakımından benzer özellikler taşıyan uyarıcıları birlikte algılalama eğiliminde oluyor.
    Bir basketbol takımında aynı renk formaları giyen sporcuların aynı takımda olduğunu, birbirine renk olarak benzeyen sebzelerin aynı bitki ailesinden olduğunu, yakın büyüklükteki balıkların aynı türün üyeleri olduğunu düşünmeyi bu algılama yöntemiyle açıklıyor. 

    4. Tamamlama
    Tamamlanmamış, yarım kalan görüntü ve uyarıcıları tamamlama eğilimindeyiz. Böylece iyi, tam, eksiksiz biçimlere ulaşmaya çalışıyoruz. 
    Yarım bıraktığınız kitabı bitirdiğiniz bir kitaba göre daha iyi hatırlamanız, eksik olan bir şekli zihinde tamamlayarak tam olarak algılamanız bu tamamlama yasasına örnektir.



    Yukarıdaki şekiller tamamlama yasasına örnektir.

    5. Devamlılık (Süreklilik)
    Aynı yönde giden şekil, çizgi ve birimleri birlikte düşünerek algılama eğiliminde oluruz. 
    Yollardaki şerit çizgileri, televizyondaki altyazıları oluşturan sözcükleri, birbirinin devamı olarak algılamamızı devamlılık yasası açıklar. 

    6. Basitlik
    Basit, tanınan, düzenli bir biçimde organize edilmiş şekilleri daha kolay ve öncelikle algılama eğiliminde oluruz.
    Kuşbakışı görüntüde sınırları düzgün çekilmiş dikdörtgen şekilli tarlaları karmaşık sınırlara sahip tarlalara göre öncelikli algılamamızın sebebi basitlik yasasına örnektir. 

    Çevreyi ve beynimizin algısına giren bütün uyarıcıları her an için bozulmayan bir bütün olarak algılamayı ve anlık olarak dikkatimizi yönelttiğimiz uyarıcıları anlama çabamız, etrafımızda olan biten birçok şeyi kaçırmamızı sağlar. Bu bir bakıma olumludur çünkü bütün uyarıcıları aynı anda anlamlandırma çabası beynin içinden çıkabileceği bir uğraş değildir. Beynimiz odağımız dışında kalan her şeyi bize en uygun gelen haliyle kendisi tamamlar. 

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.