Yeni Queer Sinema İncelemeleri: The Way He Looks

Yeni Queer Sinema İncelemeleri: The Way He Looks
  • 0
    0
    0
    0
  • Brezilya yapımı olan The Way He Looks, ironik bir anlatım sarmalına sahip. Başrol oyuncumuz Leonardo (Ghilherme Lobo), görme engelli bir birey. Bu haliyle filmimiz aşkın yüzeysel sınırlarının çok ötesinde, tamamen ruhun dile gelmesi üzerine kurulu bir kurguyu bize izletiyor. Yönetmen ve yazar Daniel Ribeiro tarafından inşa edilen filmimiz 49 adaylıktan 27 ödülle dönen başarılı bir yapım. İzleyicilerden yüksek bir beğeni puanı alan filmimiz aslında klasik bir gençlik yılları çalkantısı teması üzerine inşa edilmiş. Fakat bu klasik temanın sürükleyici dokunuşlarla alt-üst edildiği ve mutfak ekibi tarafından oldukça başarılı bir yorumla harmanlandığı da söylenebilir. Bu dokunuşlarda yalnızca görme engelli bir birey açısından değil, eşcinsel bir gencin de zorba streotiplere karşı duruşunu bıkkın fakat önyargısız bir armoniyle izleyiciyle buluşturduğunu görüyoruz.

    Leonardo henüz ilk öpücüğünü almamış görme engelli bir genç. Ailesinin kapsamlı sevecenliğine ve Giovana (Tess Amorim) isimli en yakın kız arkadaşına bağımlı bir hayatı olmasına rağmen bağımsızlığı için can atmakta. Bu hedefi okullarına değişim öğrencisi olarak gelen Gabriel (Fábio Audi) ile bir süreliğine rafa kalkmış gibi görünüyor. Gabriel, körlerin dünyasına adapte olmaya çalışırken Leonardo ile geçirdikleri vakit aralarında kuvvetli bir bağın oluşmasına da vesile oluyor. Bu dostluğun aşka dönüşmemesi için hiçbir sebep yok.

    En karanlık zamanlarda bile film canlı ve sürekli. Kadraj ne olursa olsun genellikle parlak ve hafif yürekli tonlarla uyumlu. Yüksek gerilimli drama ya da monoton durgunluğu olmayan hafif bir hikâye anlatımı. Emsali filmlerde bu anlatım, mücadeleye değer bir melodram olabilirdi. Akış, tempoyu canlı ve izleyiciye odaklı bir halde tutuyor. Her bir kare ve anlatım aşaması, asla çok uzun veya çok kısa kalmıyor ancak haliyle biraz karışık ve sanki muhtemelen olduğundan çok daha uzun bir süreyi kapsıyormuş gibi geliyor. Bu hikâye, sanki gerçekten yaşanıyormuş da biz ilahi bir bakış açısıyla bunun anlarına tanıklık ediyormuşuz gibi işlenmiş. Ayrıca nazik bir mizah anlayışı üzerine inşa edildiğini de söyleyebilirim. Tabii ki genç aşıkların sevinçleri ve platonik veya başka türlü erken hassasiyet deneyimleri bu mizahı romantik bir anlatımın seviyesine de çıkarıyor.

    Ghilherme Lobo’nun oyunculuğu görme engelli bir rolü canlandırma şekliyle ve nispeten kendinden birkaç yaş küçük bir karaktere hayat vermesiyle geriye dönüp bakıldığında, kendinden emin ve inandırıcı bir performansı ortaya koyuyor. Genellikle harika bir oyunculuğun kimyası gözlerde tanımlanabilir ancak rolün doğası gereği bu yetenekten yoksun olduğundan, o anda performansını göstermek için yüzünün geri kalanındaki ince hareketlerle bunu telafi ediyor. Leonardo dünyada yolunu hissetmek zorunda olduğundan, görme engelli bireylerin bakış açısı filmde zengin bir şekilde gösteriliyor. Filmin yakaladığı bir diğer ögeyse Leonardo'nun bir kolu tutması gerektiği konusunda görme engelli olmanın bir fiziksel gerekliliği üzerine. Brezilyalıların fiziksel temasta oldukça sevecen oldukları göz önüne alındığında, film özellikle samimi bir kültürü de yansıtmaktan geri durmamış.

    Giovana filmin görünmeyen kahramanı, üzerinde çalışılması gereken büyük duygulara sahip. Başlangıçta Leonardo’ya aşık, sonrasında hikâyenin ilerleyişinde istemeden ondan ayrı vakit geçiriyor ve acı çekiyor. Bu duygudurumu kendi iç çatışmasını ima eden bir nüansla ifade ediyor. Film, Leonardo’nun karakterlerden ari, hiçbir tepki görmeden ve her anın yaşanmasını zorunlu kılmak yerine anı zenginleştirmesi gibi dramatik bir ironi üzerinde büyüyor. Gabriel, mevcut duyguları bu kadar ciddiye almak için sıklıkla bir nedeni olmamasına rağmen onların seviyesine tam olarak ulaşamıyor. Aksine o bir eğlence merkezi, manik peri rüyası çocuğu ve bu tür queer filmlerde popüler bir fenomen, çekiciliği olan biri.

    Film, aşk üçgenini dönüştürmeye çalışan bir kız da dahil olmak üzere, Leonardo'nun sınıf arkadaşlarıyla ilgili bazı klişeleri de tercih ediyor. Oldukça tekdüzeler, hikâyede bu kadar sık ​​ortaya çıkmasalar sorun olmazdı. Ayrıca ebeveynlerle çatışma teması da yabancı geliyor çünkü hikâyenin merkezi bu temayı kabul etmekten biraz uzak. Hikâyenin göçmenlik alt konusuna da ihtiyacı yok, özellikle de Leonardo ev yaşantısı ve evin üyeleriyle bu kadar ilgiliyse. Bu da senaryo için fazla ağırlık yaratmış bana göre. Birçok noktada bu yıkıntı hikayelerle çok daha cesur ve net bir anlatım olabilirmiş gibi geliyor. 

    Tüm bunlarla birlikte özellikle son derece keyifli bir bitiş jeneriği şarkısı seçimiyle, The Way He Look, kısmi bayağılıklarına rağmen çarpıcı bir film. Hafifliği göz önüne alındığında profesyonel bir adaylık iddialı bir görüş olur ancak mümkün olabilirse hiç şüphesiz evrensel bir popülarite kaçınılmaz.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.