Spiritüalizm Nedir?

Spiritüalizm Nedir?
  • 8
    0
    1
    1
  • Spiritüalizm, malum, günümüzde oldukça popüler ve hakkında herkesin fikir beyan ettiği bir konu; hata belki bu yüzyılın en büyük tüketim malzemesi haline geldi. Her şeyden önce ben oldukça septik bir insanım, araştıran, sorgulayan bir aileden gelmekle birlikte; sayısal bölümde eğitim alıp yüksek mühendis oldum ve hatta doktoramı tez aşamasında yarım bıraktım. Hayatım boyunca her şeye şüpheyle yaklaştım ve ilgilendiğim her şeyi yapabildiğim ölçüde derinlemesine araştırmaya çalıştım. Lise ve üniversite hayatımda, hem doğup büyüdüğüm ortam hem de aldığım mühendislik eğitimi sayesinde ve çokça da Dawkins'in kitaplarının etkisi altında geçti. Şu an bu konuda kendi düşüncelerimi ve fikirlerimi beyan etmekten kaçınmaya çalışarak oldukça tarafsız bir yazı yazmak istiyorum. Spiritüalizm uzun bir süre çok mesafeli durduğum bir alandı; çünkü  bahsettiğim gibi materyal bir dünya düzeni içinde ben de oldukça materyalist bir eğitimden geçerek geldim. O yüzden spiritüalizm konusunda benden daha bilgili ve araştırma sahibi birçok insan vardır ama hiç araştırmadan bu furyaya kapılıp giden insanların da çok olduğunu bildiğim için konu hakkında kendi süzgecimden geçenleri paylaşmak istedim.

    Bu uzun girizgahtan sonra; az çok bilinen ve en basit haliyle "ruhçuluk, "öte alemcilik" olarak tabir edilen Spiritüalizm aslında latince "Spiritus" kökünden geliyor. Bu bir felsefi görüş, "mutlak doğru" değil, öncelikle bunu belirtmek isterim; hatta bence okuduklarım doğrultusunde belki de insanlığın en eski inanış biçimini de anlatıyor. Daha önce sosyal medya hesabım üzerinden "Spiritüalizm ile ilgili misiniz?" sorusunu, ardından "Mu kıtası hakkında bilginiz var mı?" diye sormuştum; çünkü bu ikisi çok bağlantılı. Spiritüalizm aslında, inanışa göre, Mu kıtası sular altına gömüldüğünde felaketten kurtulabilen kolonilerin farklı kıtalara ulaşıp bu kıtanın dinini yani "Spiritüalizm"i anlatmasından ileri geliyor bu bağlantı. Churchward'a göre Mu kıtasında yaşayan 64 milyon insan, bilinç seviyesi olarak oldukça yüksek; teknolojik olarak oldukça ileri bir topluluktu; bu insanlar telekinezi, astral seyahat gibi spiritüalizm kapsamına giren okült tekniklerde oldukça ileriydiler.

    Teozofi'nin kurucusu ve "Gizli Öğreti"nin yazarı Blavatsky ise, bu kıtanın yokoluşunu, yaratımın 3.boyutu olan ve bu boyutun varlık seviyesini anlatan insanların, 4.boyuta geçerken (bilinç sıçraması) oluşan büyük enerjiden dolayı battığını ve buradan kurtulabilen az sayıdaki ve 3. boyutun daha düşük bilinç seviyesindeki insanların koloniler halinde dünyanın çeşitli yerlerine dağılarak bu hikayeleri anlatıp yaydığını anlatır kısaca. Spiritüalist görüşte, adına ne derseniz deyin bir Tanrı ya da bir yaratıcıya inanıyor olmalısınız. Spiritüalizmde evrende her şey birdir; bütün yaratımların bir enerjiden geldiğini, bu enerjinin tekil, ezeli ve ebedi olduğunu anlatır; ayrıca evren adeta bir simülasyondur. "Spirit" yani "ruh" tek gerçektir. Madde, ruhun kendini bir dışavurumudur; Tanrı aslen bir bilinçtir. Yaratılan her şey Tanrı'dan geldiği için tek amaçları O'na dönmektir ve spiritüel bakış açısına göre insan, sadece maddi alemde tecrübe eden, öğrenen aslında tekamül eden bir karakterdir sadece. Her insan, maddi alemde yaşayacağı deneyimi akaşik kayıtlardan kendi seçerek ve bilerek gelir; fakat bunu bedenlendiğinde unutur. Özgür iradeyi de tam bu noktaya koyar burada spiritüalizm. Kaderini bir yere kadar kendi seçen insan, görevini unuttuğu için, hayat yolunda yaptığı seçimler ve eylemlerde iyi ya da kötü karma yaratır. Spiritüalizm, tüm semavi dinleri kabul eder; fakat bunların Tanrılarının gerçek ve mutlak Tanrı'yı insan bilincinin algılayabilmesi için birer yansıması olduğunu söyler aslında. "Bilmek " diye bir şey yoktur: sadece hatırlamak vardır;bilinen ya da bilinebilecek olan her şey zaten "Akaşik kayıtlar"da mavcuttur, sadece bunlar unutulmuştur. Bu yüzden dünyanın farklı yerlerinde farklı insanlar; bu kayıtların kozmik bilinçten taşması sonucunda aynı şeyi düşünebilir, aynı anda farklı yerlerde aynı icatları gerçekleştirebilir örneğin. Jackson'un gece rüyasından uyanıp "Bu şarkıyı ben yazmazsam başka birisi yazacak" demesiyle ilgili bir anekdotta gibi.

    "Alimler" ya da "havas tabaka", "ermişler" gibi insanlar spiritüalist metinlerdeki üstü kapalı metaforik bilgileri algılayabilenlerdir iddia ettiklerine göre ve bu bilgiler herkese açık edilmez ya da herkes bunlari algılayamaz. Işte tam bu noktada işin içine manipülasyonlar giriyor; bazı bu bilgiye sahip olduklarını düşünen insanlar tarafından manipülasyon başlar. "4.boyuta yani Tanrı'ya yaklaşmak istiyorsak tekamül etmeliyiz; Matrix içinde olduğumuzu, bu evrenin simulasyondan ibaret olduğunu fark etmeli ve bilinç seviyemizi artırmalıyız" derler ve tam da bu konuda spiritüalizmin insanlara satılmaya başlanması gelir. "Secret" tarzı kitapların yazılıp insanlara aslında eylemsizlik içinde, sadece düşünerek istediği her şeyi elde edebilecekleri ve her şeyin mümkün olduğu söylenir. Kuantum fiziğinin tüm bu felsefi bakış açısını kanıtladığı gibi ortaya atılan fikirler de bu görüşün altına destek olarak konmak isteniyor kanımca. Spiritüalizmden kişisel olarak mesafeli durduğum nokta da benim için tam da buralarda başlıyor. "Kuantum sıçraması", "dolanıklık teorisi", "Planck sabiti", "Çift Yarık Deneyi" gibi kavramları hayatında duymamış insanların ama "kuantum hepsini kanıtlıyor bak, her şey bir enerji" diyerek savunuya geçmesi tam da bu noktada uak durmama sebep olan nokta haline geliyor naçizane. Evet, spiritüalizmde katıldığım ve bana mantıklı gelen birçok yer var, ama en azından konu ile ilgilenen herkesin önce kendi araştırmasını yaptıktan sonra bir noktaya varmasının ve fikir beyan etmesinin elzem olduğunu düşünüyorum. Birçok insanın ismini bile duymadığı kavramları hiç okumadan ve anlamadan bir kitabı alıp "evrenden istiyorum oluyor" ya da "enerji gönderiyorum, şifa veriyorum" söylemleri spiritüalizm değil, spiritüalizmin manipülatif ve popüler tüketim söylemleri ve ürünleri gibi geliyor bana.

    Kendi adıma kuantum fiziğinin de spiritüalizm görüşünün de kendi bağlamında çok değerli olduğunu düşünüyorum ve bunun malzeme olarak satılmasına ve insanları uyutan bir uyku hapı gibi satılmasına karşıyım. Şöyle de bir durum var bir de söylemeden geçemeyeceğim, sürekli "aydınlıkta, pozitifte olumluda kalma" olayı! Sürekli olumluda kalmaya çalışmak insanı en iyi ihtimalle uzun vadede sadece kuyunun dibine iter nihayetinde. Bu olumsuz olun anlamına gelmiyor; evrende dualite var değil mi, spiritüalizm de bunu söylüyor. Her şey zıttıyla var olur değil mi? Yaratıcı olan ışık, yani Tanrı başta neredeydi spiritüalist görüşte? Karanlığın üzerinde. Hatta Türk yaratılış destanlarında"Tanrı karanlıkta var olan"dır. Bir de kuantum kanıtlıyordu ya hani "olumlu düşün olumluyu çek" olayını; burada kuantum dolanıklık ilkesine bakalım kısaca; iki madeni parayı havaya attığımızda ilk düşen para tura geldiğinde, diğer paranın ne geleceğini etkilemiyor değil mi mantıken ve olasılık olarak? Diğer para, yazı da gelebilir tura da. İşte kuantum evreninde bir paranın yazı gelmesi, diğerinin yazı gelme olasılığını engelliyor ve diğer paranın tura gelmesini mecbur kılıyor. Buna dalga fonksiyonun çökmesi deniyor hatta. Ee o zaman ne oldu olumlu gönderilen düşünceler, enerjiler; neyi çektik kendimize ya da bu kadar kolay mıydı acaba gerçekten?

    Carl Gustav Jung, "bilincin, bilinçdışından doğduğunu" söyler; yani aydınlık, karanlıktan doğar. Kendisi, "Kimse ışığı hayal ederek aydınlanmaz. İnsanı aydınlatan karanlığı idrak etmektir." demiştir ve ekler; "Bilinçdışınızı bilince getirene kadar, o sizin hayatınızı yönlendirecek ve siz ona kader diyeceksiniz."

    Bununla bitiriyorum, yoğun bir yazı oldu... ©

    Sevgiler...

    ...

    ©2022, Ege Yeşilova. Tüm hakları saklıdır; bir kısmı ya da tamamı hiçbir sebeple kopyalanamaz ve paylaşılamaz.

     


    Yorumlar (1)
    • Mu kıtası çöküşünde yükselmeyenler diğer kıtalarda bu görüşü yaydığına göre bu inanç bizim boyut atlamamızı engellemezmi çünkü bu inancı aktaranlar yükselememiş biz onların anlattığı inançtan nasıl yükselelim bir paradoks barındırıyor gibi

      Yorum Bırakın

      Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.