Tüm savunma mekanizmaları bastırma,
çarpıtma ve yön değiştirme (yönlendirme)
temellidir.
Savunma mekanizmaları birey tarafından
az miktarda kullanılırsa bireyi rahatlatıp ruh
sağlığını korur ancak gerçek dünyadan
bağını koparacak kadar kullanılırsa ruh
sağlığı bozukluğu anlamına gelir.
Tüm savunma mekanizmaları bilinç dışı
davranışlardır. Farkında olarak
kullanıldığında işe yaramaz.
Bastırma
Unutma olarak karşımıza çıkar. Basit
olanlar bilinç öncesine, ciddi durum ve
olaylar bilinç dışına aktarılır.
- Faturaları ödemeyi unutmak, gitmek istenilmeyen bir randevunun saatini unutmak ya da küçükken kıskançlıktan dolayı küçük kardeşe duyulan öfkeyi ve nefreti unutmak.
Yön değiştirme
Odaklanmak istenilen bir durum, nesne yerine enerjinizi farklı bir duruma veya nesneye harcamak.
- Patrona sinirlenip eve gelince çocuklara kızmak, bir tartışma yaşadıktan sonra siniri tabak kırarak ya da duvar yumruklayarak çıkarmak.
Karşıt Tepki
Sahip olunan duygunun tam tersine sahip olduğuna kendini ikna ederek davranış sergileme.
- Çok yoğun saldırganlık duygusuna sahip kişinin aşırı kibar davranışlar göstermesi.
İnkâr
Var olan duygu, düşünce, durumu inkar etmek, yok saymak.
- Ebeveynleri ayrılan çocuğun bu duruma karşı geliştirdiği "barışacaklar" inancı, bunun en belirgin örneğidir. Bu tarz örneklerle genelde çocuklarda görülür.
Mantığa Bürüme
Rahatsızlık verici durum veya olayları bir nedene bağlayarak rahatlamak.
- Belli bir dersten sorun yaşayan öğrencinin "hoca bana taktı" savunması, sigaranın zararlı olmasını "sigara içince sakinleşiyorum" diyerek yok sayan birisi bu duruma örnek verilebilir.
Yansıtma
Kişinin kendi sahip olduğu duygu ve düşüncelerini başkalarına mâl ederek ortaya çıkarmasıdır.
- Başka insanların yaşam şekillerine karşı yapılan "ne kadar ahlâksız" vb. şeklinde karışma duygusu kişinin kendisinin de o şekilde yaşamak istediğini ancak bunu yapamadığını gösterir.
Yüceltme
İnsanın enerjisini toplumun onaylayacağı şekilde boşaltmasıdır.
- Saldırganlık dürtüsü olan birisinin boksör, tekvandocu ya da kasap, avcı veya cerrah, dişçi gibi meslekler seçerek bu duygusunu karşılaması, cinsellik dürtüsü yüksek birisinin romantik hikaye, senaryo veya şiirler yazarak kendisi dışa vurması.
Telafi
Eksik olduğu bir alanın yanında başka bir alanda abartılı yaşayarak aradaki farkı kapatma çabası.
- Akademik başarısı düşük birisinin sportif faaliyetlerde aşırı aktif olması ya da tam tersi. Özel hayatında sorunları olan birinin işine ekstra mesai harcaması.
Gerileme
Başına gelen yeni bir durumla baş edemeyen egonun, gelişim olarak önceki evrelere ait davranışlarda bulunması.
- Yetişkin birinin yaşadığı olumsuzluklar karşısında ağlaması, yine yetişkin insanların kavga etmesi, bağırıp çağırmaları, çocuk gibi konuşmaları gerilemedir.
Polyannacılık
Her olayın, durumun olumlu yönünü görmektir.
- Her işte bir hayır vardır bakış açısı veya yaşanan olumsuz bir durumun bile aslında ileride yaşanacak iyi bir şeye sebep olacağına inanmak.
Asetizm
Polyannacılığın tersidir. Kişi her koşulda karamsardır. Karamsarlıktan zevk almaktadır.
- Bu savunma mekanizması ergenlikte çok görülür. Kişi eğlenmek, gezmek, cinsellik yaşamak istemektedir ama yaşayamaz. Çünkü süperego baskındır. Bunun yerine bunalım, arabesk, karamsar takılır.
Bedenselleştirme
Ego, problem anında bedende hastalık oluşturup kişinin onunla meşgul olmasını sağlar. Beden hasta değildir ancak kişi öyle hissetmektedir.
- Panik atak geçirmek bunun en sık yaşanan örneğidir.
Özdeşleşme
Bir gruba veya bir fikre kendini aşırı ait hissetme durumudur.
- Bir takımın taraftarının tuttuğu takımdan bahsederken "biz" diye söz etmesi, kendisi eğitimini o noktaya getirememiş anne babanın sürekli "benim kız doktor" şeklinde bahsetmesi.
Saplantı
Yaşam boyu belli başlı duygu ve düşüncelere kilitlenip ona göre yaşamak.
- Temizliğe aşırı önem veren birisinin girdiği her ortamı temizleme çabası, annesini aşırı seven bir erkeğin annesine benzer eş bulma çabası.
Değersizleştirme
Egonun, istediği bir şeye sahip olamadığında o şeyi önemsizleştirerek kendi koruma çabası.
- Zengin olmak isteyip olamayan birinin "para her şey değildir" demesi, okuyamamış ve bundan mutsuz olan birisinin okuyan kişileri "okuyan adam olamaz" şeklinde etiketlemesi.
Diğerkamlık
Süperego kişide çok baskınsa kişi sürekli başkalarına yardım etme ve sürekli fedakârlık yapma çabası içinde olur.
- Kişinin sürekli yardımlaşma derneklerinden çalışması, kendi hayatına önem vermeden sürekli çocukları için çabalayan anne, baba.
Duygusal İzolasyon
Kişinin yoğun duygulara sahip olup aslında hiç sahip değilmiş gibi davranmasıdır. Kişinin kendini tüm duygulardan soyutlaması şeklinde de açıklanabilir.
- Geçimsizliğin çok olduğu evlerde tepkisiz çocuklara rastanabilir, örneğin evde kavga kıyamettir ancak çocuk hiçbir şey yokmuş gibi oyun oynamaya devam eder hâlbuki çocuk o durumdan yoğun şekilde etkilenmektedir. Cenazelerde çok katı ve ciddi şekilde duran kişiler genelde o kayıptan en çok hasar alan kişilerdir.
Savunma mekanizmalarının ortaya çıkması id, ego ve süperego çatışmalarının sonucudur. İd haz ilkesiyle çalışırken, ego gerçeklik ilkesiyle, süperego ahlâk ilkesiyle çalışır.
Yorum Bırakın