Öfkeli Genç Adamlar (Angry Young Men)

Öfkeli Genç Adamlar (Angry Young Men)
  • 1
    0
    0
    0
  • Uzun bir aradan sonra, oldukça ilgi çekici olduğuna inandığım bir konuyla yine soluğu burada aldım. Bu yazımda bir tiyatro metninden örnekler verecek olsam da derin bir metin analizi yapıyor olmayacağım, sosyolojik olaylar çerçevesinde şekillenip bir edebiyat akımı olarak karşımıza çıkan bir kavramdan bahsetmek için bazı yerlerde referans olarak kullanacağım. 

    Absolutely no one:

    Bne: O zaman başlayalım.

    ‘’Öfkeli Genç Adamlar,’’ 1950’lerde bir grup İngiliz oyun yazarı tarafından İngiltere’nin içinde bulunduğu çoğunlukla sosyoekonomik ve sosyokültürel kaygılardan kaynaklı sınıf çatışmalarını ve değişen İngiliz toplumunun bireyler, özellikle de erkekler, üzerinde bıraktığı boşluk ve öfke halini betimlemek üzere ortaya çıkarılmış bir akım diyebiliriz. John Osborne (içinizden ''One of Us'' mırıldanmaya başladığınızı duyar gibiyim ama hayır Joan Osborne değil :) ), Türkçe’ye ‘’Öfke’’ (Look Back in Anger) olarak çevirilen oyununda, Jimmy Porter karakteri üzerinden bizlere İngiltere’nin dönem portresini çiziyor ve zihnimizde mikro düzeyde canlanan arketipi makroya dönüştürmeye bir adım daha da yaklaştırıyor. Osborne’un oyununun başarısının ardından, "Öfkeli Genç Adamlar" etiketi daha sonra İngiliz medyası tarafından geleneksel İngiliz toplumuyla ilgili bir hayal kırıklığı ile karakterize edilen genç yazarları tanımlamak için uygulanıyor. 

    "Mutfak lavabosu gerçekçiliği” (kitchen-sink drama), alt sınıf temalarını domestik bir çerçevede ele alan yine bu dönemde ortaya çıkmış bir başka akım ve Osborne da tam olarak bundan faydalanmış. 1950’lerde İngiltere’de yaşayan bireylerin hissiyatını tasvir için yazan oyun yazarımızın oyununda vurgulamak istediği başlıca sorunları "statükoya karşı sabırsızlık, iflas etmiş bir toplum tarafından seçilmeyi reddetme, alt sınıflarla içgüdüsel bir dayanışma” olarak özetleyebiliriz. 

    Peki o dönemde bu psikolojik buhranı yaşama nedenleri nelerdi? Zaten hali hazırda başlamış olan dekolonizasyon süreci İngiltere için özellikle 2. Dünya Savaşı’ndan sonra hız kazandı. Savaşın kazanan taraflarından biri olmasına rağmen, genç nüfusunun çok büyük ölçüde azalmış olması ve uzun süren savaşın da etkileriyle tükettiği kaynaklar ülkeyi çoktan yıpratmıştı. Bu durumda sömürgelerinin birer birer azalması ve dünya üzerindeki egemenliğini kaybetmesi arasında bir korelasyon olduğunu da kesinlikle söyleyebiliriz. Sömürgelerine zamanında göndermiş olduğu halk geri döndüğünde ise tabii ki toplumdaki yerlerine ve değişen statülerine dair bir yabancılaşma yaşamaları söz konusuydu. 

    Jimmy Porter arketipinin oyun boyunca daha da domestik bir şekilde bize sunulması aslında İngiltere’nin de sömürgelerinden çekilmesiyle giderek kendi topraklarına dönmesi ve bi nevi tıpkı anti-kahramanımız gibi evcilleşmesinin okuyucuya/izleyiciye tasvirinden başka bir şey değil. Diğer bir deyişle, Jimmy nasıl bütün gün ev içinde kapana kısılmaktan ve monotonluktan öfke duyuyorsa, bu bize İngiltere’nin yeni dünya düzenindeki öneminin azalmasının ve içinde bulunduğu politik buhrandan kaynaklı duyduğu öfkenin alegorik bir anlatımını da göstermiş oluyor. 

    Savaşın psikolojik etkilerinden biri olarak özgüven yitimi yüzünden kendilerine ve topluma karşı yabancılaşan bireyler, toplumun onlara sunduğu bir şey kalmamış olmasıyla yüzleştiler; bu gerçeklik de ‘’Öfkeli Genç Adamlar’’ etiketini ortaya çıkardı. Kısacası bu terim, dönemin genç kuşağının ruhsal boşluğunun ve iç dünyasındaki öfkesinin dışa vurumunu ifade ediyor. Savaştaki savaşçı/asker/avcı ünvanlarını terk etmek zorunda kalan ve anayurtlarına dönen erkekler kendilerini toplumda artık savaşan değil de ekmek parası kazanmak için çalışan aile reislerine dönmüş buldular.  Jimmy, erkeklerin savaşan pozisyondan ailesinin geçimini sağlayan kişi (warrior vs. breadwinner) statüsüne geçmelerini ‘’… yaşamak için artık uğrunda ölünecek bir şey yok’’ şeklinde özetler (Osborne, 3.1). Ona göre, genç kuşak insan(mış) gibi davranıp, hayatlarının sonunu beklemekten başka bir şey yapmıyordur çünkü uğruna yaşayacak, savaşacak ya da ölünecek bir şey kalmamıştır. Oyunda bu durumdan dolayı ‘’öfke’’ duyan yalnızca ana karakterimiz Jimmy değildir; eşi Alison’ın babasının İngiltere’nin en büyük ve önemli sömürgelerinden biri olan Hindistan’da görev yaptığını ve daha sonra emekli olarak ülkesine döndüğünü biliyoruz. Onun duyduğu öfkeyi ve boşluk hissiyatını ise Alison şu sözlerle ifade eder ‘’ … sen her şey değiştiği için mutsuzsun, Jimmy ise her şey aynı olduğu için’’ (Osborne, 2.2). Öfkesinin dışa vurumu, kimlik bunalımı şeklinde vücut bulmuş bir savaş sonrası sendromu olarak adlandırılabilir ve bu sendrom umutlarını kaybederek kendilerine ve topluma yabancılaşmayı da beraberinde getirir. 

                                                 

    Fig. 1. Charles Hewitt, Kenneth Haigh (right) as Jimmy Porter, with Helena Hughes, Alan Bates and Mary Ure in the original production of Look Back in Anger at the Royal Court in London in 1956, The Guardian 30 March 2015.

     

    Oyunda bu tema üzerinden çok daha fazla referans bulmak mümkün, hatta kendi araştırma yazımı yazarken oyundaki evlilik ve sınıfsal çatışma analizimi de yapmış olmama rağmen bu yazının temel amacından sapmamak adına yazımı burada noktalıyorum. Bu konuda daha fazla okumak isterseniz, metin analizi üzerinden gitmek veya okumanızı bir adım öteye taşımak adına oyundaki savaş sonrası değişen cinsiyet rollerine ve bunun yol açtığı sınıf çatışmalarına da göz atmak isterseniz diye kaynaklarımı aşağıya bırakıyorum. 

     


    Works Cited 

    “A Pretty Bad Case of Virginity: John Osborne’s Look Back in Anger.” Writing Men: Literary Masculinities from Frankenstein to the New Man, by Berthold Schoene-Harwood, Edinburgh University Press, Edinburgh, 2020, pp. 77-88. JSTOR, www.jstor.org/stable/10.3366/j.ctvxcrcnx.11. Accessed 14 June 2020. 

    Gilleman, L. M. (1997). “The Logic of Anger and Despair: A Pragmatic Approach to John Osborne’s Look Back in Anger”, John Osborne: A Casebook. (Ed: P. D. Denison), Garland P, New York, 71-90. 

    Köseoğlu, Berna. “DISCUSSIONS OF SOCIAL CLASS, DISCRIMINATION AND CLASS CONFLICT IN THE CHERRY ORCHARD AND LOOK BACK IN ANGER.” Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, 2017, pp. 61–71. 

    Paul, Leslie. “The Angry Young Men Revisited.” The Kenyon Review, vol. 27, no. 2, 1965, pp. 344–352. JSTOR, www.jstor.org/stable/4334546. Accessed 13 June 2020. 

    T. Benedek, Insight and Personality Adjustment: A Study of the Psychological Effects of War (New York: Ronald Press, 1946), p. 89. Born in Hungary, Benedek emigrated in 1936 to America, where she worked in the Chicago Institute of Psychoanalysis until 1970. 

    Weiss, Samuel A. “Osborne's Angry Young Play.” Educational Theatre Journal, vol. 12, no. 4, 1960, pp. 285–288. JSTOR, www.jstor.org/stable/3204555. Accessed 13 June 2020. 


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.