Akıp gider hayat ve belki sen kaçırırsın bazen,
Akan düşler gördüğün zaman gökyüzünde,
Gidip şuursuzca dönen insanlar o tiyatrodan,
Hayatın bin bir rüzgarını yemiş rüyaların ortasına
Ve bir savaşın ortasında gibi hastaneler yıkılır,
Belki bir kaosun ortasında yaşam bulur,
Senin düşlediğin o kusursuz arkadaşlar,
Kaçarken düşlerinden, dünlerinden akarlar,
Bazen durur, bazen yollar engel olur
Ama tüm bu olaylar her zaman aklında döner,
Güneşin kusursuzluğu belki sana bir şarkı yazdıracak,
Belki başkalarından sözler duyacaksın içinde 'biz' geçen,
Dargın yürüdüğün sokakların altındaki duygular konuşacak,
Yanlış yolda yanlış zamanda tek sen değilsin bunları yapan, üzülme.
Parçalanmış aynalar haykıracak sana yüzünü, hiç göremediğin geçmişini,
Koşar adımlarla arkandan gelirler sen bir bak önüne, arkanda geleceğin ışıkları,
Şu zaman çözülmeli bütün düğümler, ve belki tek bir usta yeterli bütün dünyaya,
Hep beraber birer resim çizmeli, bütün renkler, bütün hayatlar olmalı içinde,
Ve birisi gelip bakmalı bu resme, aşağıdan yukarıya kararan renklere, sağdan sola artan neşeye,
Ve kim bilir aklını kaybedecek kadar derin imzalar vardır o resimde, bütün ümidi unutturan.
Utanmalı tüm bunlar yaşanırken büyük insanlar, devam eden günahlarından kopamayan insanlar.
Olur da bir gün bir çocuk elinde çiçekle gelirse, ağzını toprakla kapatın, ayakları arkadan bağlı,
O zaman konuşur her şeyi başlatıp bitirmeyen bir neşeyle, belki bir el bu kadar konuşabilir münakaşada
Büyümüş bedenlere saldıran özgürlükçü insanlar, görmemiş eski zamanın güzelliklerini ki ruhundaki kirden,
Bütün insanların çöpünden, hayata haykırışlarından,
Ve bu bahsedilen insanların ağzından çıkan sözlerden kim şikayetçi olacak,
Üst üste iki gün bir de böyle biri çıkarsa, bu şikayet affedilir, akan şelalelerde yaşam bulur belki.
İnanılmış bir güç orada bekler bizi, hiç şüphem yok bundan, zaman belirsiz olacakken bir sürpriz yapılır,
Bu bir güçtür ya, bizi belki istediklerimize kavuşturur, nefret dolu yaşamımıza geri döndürür,
Bilmeden, anlaşılmadan, yapılan bir iş bu, teyit yok, teftiş yok, tek birisi var, o da kararan boyalarda,
İnsanların ellerinde kendi çizdikleri resimde, neşe düzleminde kendini göstermeyecek kadar alçakgönüllü,
Ama belki herkesin ellerinin değdiği kağıtta, bir yazı vardı en başında, içimizdeki yaşamlarımızı yazmış,
Kimse kimseye düşman olmadan başladı belki bu karnaval, dağıtıldı şanslar, rastlantılar, olasılıklar, ihtimaller.
Burada kaldı dökülen hayattan bazı sözler, belki de tek birisi değildi, kimi başlattı kimi bitirdi,
Ama bilinen tek bir gerçek var, hiç kimse kendi imzasını seçmedi
Yorum Bırakın