Walter Stone Tevis Amerikalı roman ve öykü yazarı. Bilimkurgu türünü karanlık distopyalarla işlerken eserlerine otobiyografik ögeler de ekleyen yazarın 6 romanı ve yayınlanan birçok öyküsü var. Yazar, bilimkurgunun özüne hizmet eden bütün esintileri eserlerine taşımayı ustalıkla başarıyor. Anlatımındaki edebilik ve asilikle birlikte parlayan yumuşak başlılık eserlerinin değerini katlayarak artırıyor. Kendisi adını kitaplarını okumadan da biliyor olabileceğiniz sinemayı besleyen yazarlardan. Eserlerinden The Hustler(1961), The Color of Money (1986) ve belki de en popüleri The Men Who Fell to Earth (1976) filme uyarlanan yazarın son olarak mini dizi olarak uyarlanan eseri The Queen's Gambit'i izledik.
Bilimkurgu filmlerinde yeri değişmeyecek olan Dünya'ya Düşen Adam ve kurduğu dünyayı gerçekliğe yakınlığıyla etkileyici bulduğum ama sinema uyarlaması bulunmayan Mockingbird kitabını art arda okuyunca bu iki eseri nasıl aynı kişi yazmış olabilir diyebilirsiniz. (En azından ben dedim :)
Dünya'ya Düşen Adam
Anthea adlı gezegenden dünyaya gelen Newton, üstün teknoloji bilgisi sayesinde dünyada kolayca zengin olur. Ülkesine dönebilmek amacıyla inşaa ettiği uzay gemisiyle, yaşadığı nükleer savaş yüzünden yaşanamaz hâle gelen gezegeninin daha yaşanabilir bir gezegene taşımayı amaçlamaktadır.
Gezegenindeki sevdiklerine duyduğu özlem, Dünya'da tecrübe ettiği "insan" olma deneyimi, planına olan sadakatini sorgulamasına yol açan olaylarla birlikte yolculuğunu takip ettiğimiz Newton, Anthealı olmasak bile empati kurabildiğimiz bir karaktere dönüşüyor.
Kitabın son sözünde Ken MacLeod romandan "üstü fazlasıyla kapalı otobiyografi" olarak bahsediyor.
1984'te akciğer kanserine yenik düşerek hayatını kaybeden Tevis, Newton'ın vücuduna fazla gelen yeni yerçekimi; koşmasını, hızlı hareket etmesini, nefes almasını zorlaştırırken insan bedenine göre oldukça zayıf olan bünyesiyle de güçsüz düşmesini işlerken bu sayede karakteri kendisiyle de bağdaştırmamıza sebep oluyor. Otobiyografik esintileri, karakterin yaşadığı fiziksel zorluklar dışında Newton'ın duygusal ikilemlerinde de arayabileceğimiz hikayenin hangi açıdan bakılırsa bakılsın sürükleyici yanı hiç değişmiyor.
- Yazarın kitabını okuyup ardından David Bowie'nin Newton karakterine eşsiz performansıyla hayat verdiği film uyarlamasını izleyebilirsiniz.
Mockingbird
Yazar, Dünya'ya Düşen Adam'ı yazdıktan sonra yayıncılar tarafından reddedilmesiyle yazmayı bırakmış öğretmenlik yapmaya başlamıştır.
Nihayet yeniden yazmaya döndüğünde 1980'de Mockingbird kitabını yazmıştır. (The Steps of the Sun adlı romanı da ölümünden kısa süre önce yayınlanmıştır ve son eseridir.)
Mockingbird insan nüfusunun giderek azaldığı bir dünyada robotların yönettiği düzen içinde robotlaşan yaşamı anlatıyor. Bu dünyada insanların birbiriyle her türlü duygusal bağ oluşturan ilişki kurmaktan uzak olduğu, küçüklükten itibaren "hızlı seks en iyisidir" ve "soru sorma, rahatla" şeklinde telkin edilerek büyütüldüğü bir düzen var. Artık sokaklarda çocuk olmayan, gençlerin sayısının bile yok olduğu, hayvanat bahçelerindeki robot hayvanları ziyarete gelen robot çocukların geriye kalan tek çocuklar olduğu bu düzende insanlar "sopor" adı verilen haplar sayesinde üreme yeteneğini kaybediyor. Bu hap sayesinde aynı zamanda sorgulamadan ve endişeden uzak bir şekilde yaşamlarını sürdürüyorlar.
Hikaye Walter Tevis'in akıcı anlatımıyla üç farklı karakterin gözünden işleniyor. Son sürüm robotların en iyisi olan Spofforth, çocukluğundan beri sopor almayı reddeden ve yetimhanede büyümüş isyankâr ruhlu Mary Lou ve kendi çabasıyla okumayı söken Bentley hikayeleri kesişinceye kadar kendi döngülerinde yaşamaya devam ediyor.
Klonlanmış ve aynı özgün insan aklının kopyalarıyla canlandırılmış Yapım Dokuz robotlardan sonuncusu olan Spofforth serinin diğer bütün robotları gibi intihar etmesinin önlenmesi için özel olarak tasarlanmış. Zaman birimleri renklerle ifade edildiği için ne kadar zamandır dünyaya hizmet ettiğini bilmediğimiz Spofforth kesinlikle intihardan başka bir şeyi düşünemeyecek kadar uzun süredir bu hayatta varlığını sürdürüyor.
Yollarının kesişmesiyle şimdiye kadar koşullandıkları yaşantıdan sıyrılan Mary ve Bentley içinse yaşayabilecekleri en büyük sürprizlerden biri gerçekleşiyor.
Son olarak Mockingbird, okumayı bilmeyen robotlaşan ve birbirinden uzaklaşan insanlarıyla Fahrenheit 451 okuduktan sonra okunması eşsiz bir eser olabilir.
Yorum Bırakın