Sığırcığın Laneti

Sığırcığın Laneti
  • 1
    0
    0
    0

  • Bundan bilinmeyen yıllar önce; ağaçların henüz dallarının olmadığı, suların akmak istediği yönü henüz keşfedemediği, gökyüzünün bile daha kendi rengini bulamadığı zamanlarda küçük bir sığırcık yaşarmış. Bu sığırcığın varmaktan korktuğu lanetli topraklar varmış. Korkarmış çünkü denilene göre varmadan anlayamazmışsın o topraklara girdiğini. Girdiğinde de bir daha çıkamazmışsın. Bütün yaşamın anlamını hiç durmadan ilerlemekte bulan nesillerinin emanetini taşımaktan vazgeçmeyi bir an için bile düşünmeyen sığırcığın her bir adımında atalarının izi olduğuna inanırmış. Yollar tepmekten, uyurken bile durmadan ilerlemekten başka nasıl yaşanır bilmeyen sığırcığın yine de hayatında attığı her adım bir işkenceymiş. Bir sonraki adımında neler olacağını hayal edip durmaktan gözü başka hiçbir şeyi görmezmiş. Çaresini bulamadığı bu derdinin bir sonu olsun diye küçük sığırcık bir gün adım atmaktan vazgeçmiş. Öylece durmaya karar vermiş. Eğer hiç gitmezse asla da varmazmış. Ancak Atalarının bu yaptığını görse ondan utanacaklarından korkan sığırcık çözümü şimdiye kadar gittiği yolu geri tepmekte bulmuş. Bu sayede lanetli topraklara girmekten korkmadan yol almaya devam edebilirmiş. Hep aynı yolu yürümenin atalarını kızdıracak hiçbir yanı yokmuş. Yüreği hop etmeden gönül rahatlığıyla yürümeye başlamış. Daha önce yürüdüğü yolları tekrar yürürken lanetli toprakların uzaklarda bir yerlerde olduğundan emin olmanın nasıl bir duygu olduğunu ilk defa tatmış. Şimdiye kadar kaçtığı bu topraklardan sonsuza kadar paçayı sıyırdığına inanmış. Tüylerinin hafflediğini, adımlarının yükselmeye başladığını hissetmiş. Kanatlarının arasına ilk defa rüzgarın dolduğunu hissetmiş. İlk defa bakışlarını her adımında tedirginlik duyduğu topraktan ayırıp etrafına yöneltmiş. Yeryüzünde çok da fazla olup biten yokmuş. Ancak gökyüzüne baktığında daha önce hissetmediği bir mutluluğun içine dolduğunu hissetmiş. İlerisinde daima bir engel olan yeryüzünden sonra sonsuzluğa açılan ferah mavilikte yürümenin nasıl bir duygu olduğunu hayal etmeye çalışmış. Derken attığı bir adımın kalbinde bir ağırlıkla ayağına değdiğini hissetmiş. Yalnızca bakmak istediği eski ayak izleriymiş ki önünde uzanan toprak daha önce hiç görmediği kara bir çamurmuş. Kendisini boğan gizli bir ağırlığı nefesinde hisseden sığırcık lanetli topraklara vardığını anlamış. İçine düşen eski korkunun kat be kat ağırının kanatlarına çöktüğünü hissetmiş. Yüreğinde gökyüzüne bakarken hissettiği özgürlük hissinin sökülüp gittiğini, yerine açıklaması olmayan bir karanlığın çöktüğünü hissetmiş. Geriye kalan son bir hüzün duygusuyla bunca ömründe kaçtığı topraklara en az korktuğu zamanda vardığı için yüreğinden atalarına teşekkür etmiş. Huzurla geçirdiği son adımlarında lanetli toprakları düşünmemenin bedelini ödemek zorundaymış. Ona öğretilen "Attığın her adımda nereye varmak istemediğini düşün." öğüdünü unutmanın bir sonucuymuş bu. Atalarının yüce varlığı sığırcığa son bir kez ulaşmış. Artık geride kalan son adımını atıp lanetli toprakların onu yutmasını bekleme zamanıymış. Minik sığırcık son olarak gözlerine inen karanlıkla artık tamamen lanetlenmiş. Varmadan önceki attığı son mutluluk dolu adımı düşünmüş. "Ne de güzeldi bir an için aslolanı unutup kendime yeni bir yol çizdiğime inanmak. Bütün özgürlüğümü bıraktığım gerçek adımlarım. Ah ne de güzeldi kendi lanetimden kurtulduğumu sanmak. Son bir mutluluk. Her adımda korkarak yaşadığım uzun bir yolculuk mu, gerçek huzura ulaştığım birkaç adım mı? Ah hâlâ pişman değilim. Ben lanetlendim ve buna değerdi."


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.