Astroloji Nereden Geliyor?: Astroloji Tarihine Kısa Bir Bakış

Astroloji Nereden Geliyor?: Astroloji Tarihine Kısa Bir Bakış
  • 4
    0
    0
    0
  • Kadim uygarlıklar, "Bir ilacın kökenini bilmiyorsan, o ilacı kullanma." demişler, Mircea Eliade böyle diyor bir kitabında. Astrolojinin popüler kültüre yenik düşmüş ve burç yorumlarından ibaret sanıldığı günümüzde, gelin kısaca bu ilim nereden geliyor ona bakalım. Sıkıcı olmayacak, inanın bana.

    Bildiğimiz kadarıyla astrolojinin kökeni Mezopotamya'da, bugünkü Irak bölgesine uzanıyor. Binlerce yıl önce, bu topraklarda medeniyeti doğuran antik toplumlar; yıldızlar ve gezegenlerin, Tanrı'nın gerçek ve fiziksel tezahürleri olduğunu düşünmüşler ve Tanrıların niyetlerinin ne olduğunu anlayabilmek için bu gezegen ve yıldızları, birer kehanet biçimi olarak kullanmışlardır. Astrolojinin geçmişine attığımız ilk adımlar bizi Babil'e götürüyor. MÖ 2000lerde krallara, krallığı etkileyebilecek fenomenleri aktarabilmek için eşlik eden kahinler "Baru Rahipleri"ydi Babil ve Asur'da. Bu rahiplerin ilk gerçek astrologlar oldukları söylenebilir. Astrolog Chris Brennan; Mezopotamyalıların göksel anlar ve dünyevi olaylar arasında bir korelasyon olduğu şeklindeki önermeyi geliştirdiklerini yazar.*

    Babil astronomi ve astrolojisinin birçok farklı yönünü ele alan bir Babil özetine verilen geleneksel isimdir .

    Mezopotamyalıların başta tutulmalardan ibaret olan bu gökyüzü gözlemleri, zaman içinde gezegenlerin hareketlerini de kapsamaya başlamıştır. Işıklar (Güneş ve Ay) ve gezegenlerin temel döngülerini tanımlamışlar ve hatta yılı on ikiye bölmüşlerdir. Ardından Babil fethedildiğinde bu bilgiler önce Perslere geçmiş ve daha sonra buradan da Mısır'a uzanmış, hatta Hindistan'a kadar yayılmıştır. Ekliptik düzlemi 10'ar derecelik bölümlere (dekanlara) bölen Mısırlılar, dekanların her birini belirli sabit yıldızlarla da ilişkilendirmiş ve her birinin belli anlamları olduğunu düşünmüşlerdir. Bugün klasik astrolojide dekanları hala kullanmakla birlikte; yine klasik astrolojide hala kullanılan lotlar ya da arap noktalarının da kökenleri Mısır'a dayanır. 

    Peki bu sırada bölgenin biraz daha batısında ne oluyordu? Felsefenin doğduğu Antik Yunan uygarlığı, doğadaki düzen, evren, varlık sorularıyla zaten ilgiliydi; onlar gözleme dayanan bilgi edinme metodunu ortaya koymuşlardı ve belki de tam da belki de bu arayışlar sebebiyle Yunanlılar, astroloji ile de MÖ 5. yüzyıllarda zaten ilgileniyorlardı. Thales'in MÖ 585 yılındaki Ay tutulmasının tarihini net olarak hesapladığı bilinmektedir. MÖ 1. yüzyılda ise Mısır ve Mezopotamya geleneklerinin ve Antik Yunan bilgisi ve felsefesi ile sentezlenmesiyle Helenistik astroloji geleneği başladı. Ve işte mitoloji de astroloji ile tam bu dönemde iç içe geçmiştir. Tüm bu gökcisimlerinin tanrılar/tanrıların evi olarak gören bu inanışla başlayan yolculuk, Helenistik dönemde tanrılarının isimlerinin Yunanca isimler haline dönüşmesiyle devam etmiş oldu. Yine Chris Brennan, aynı makalesinde, tam da bu noktada Helenistik astrolojinin tüm dünyaya yayıldığını ve 2. yüzyılda Mısır'da yazılan "Yavanajakata" olarak bilinen bir metin ile Hindistan'a aktarıldığını söyler; bu metin Sanskritçe'ye çevrilir. Vedik astrolojinin kökeni de tam olarak bilinmese de bundan 2000 yıl sonra hala Hindistan'da uygulanmakta olan astroloji geleneğinin "Yavanajakata" metninden gelen bilgilerle geliştiği düşünülmektedir.

    Büyük İskender MÖ 331'de İskenderiye şehrini kurar; İskender öldükten sonra ise kral Ptolemy; İskenderiye'deki şu ünlü kütüphaneyi inşa ettirir. Bu dönemde Yunanca konuşan alimler, kısa bir süre içerisinde buraya gelirler ve burada hem Mısır kültürünün bir kısmının korunduğu hem de Yunan, Roma, Pers, Musevi birçok farklı kültürün sentezinin oluştuğu o ihtişamlı dönem yaşanmıştır. Bu dönem zamanın adeta bir bilimsel devrimi niteliğindedir. MÖ 2. yüzyılda Claudius Ptolemy, "Tetrabiblos"u yazmıştır. Dört kitaptan oluşan bu kitapta Ptolemy, astrolojiyi zamanın bilimiyle sağlam bir temele oturtmak istemiştir. Ve böylece astroloji, Mezopotamya'daki "bu yıldız görünürse, ..... olur" şeklindeki kehanet olarak kullanımından ayrılmaya başlamıştır esasen. Brennan, o zamandan beri astrolojinin nedensel tabanlı bir bilim mi, korelasyon ilkesi ile mi çalıştığı şeklindeki tartışmanın sürdüğünü söyler. Ptolemy, aynı zamanda, ilkbahar ekinoksunu Koç'un giriş derecesi olarak kullanarak "Tropikal Zodyak"ın temelini atmış ve diğer astrologlar da bu görüşün takipçisi olmuşlardır. (Vedik ile Batı astrolojisinde kullanılan zodyak farklılığı da buraya dayanır.)

    A celestial map from the Golden Age of Netherlandish cartography, by the Dutch cartographer Frederik de Wit

    Fakat Batı Roma İmparatorluğu'nun çökmesi, ardından Yunanca bilgisinin ortadan kalkması ve Hristiyanlığın tarih sayfalarında yerini iyiden iyiye alarak yayılmasıyla astroloji düşüşe geçmiş; astrolojik gelenekler ile Batı dünyası birbirinden adeta ayrılmıştır. Astroloji 12. yüzyıla kadar Batı'da kendisine yer bulamazken bu dönemlerde, Yunanca metinlerin dönemin ve bölgenin Farsçası Pehlevi diline diline çevrilmiş olması sebebiyle astroloji bilgisi Persler'e geçmiştir. Avupa, kendi (üstüne basarak, vurgulayarak ve altını çizerek "kendi" diyorum) karanlık dönemleri olarak adlandırılan Ortaçağ'ın önünü sonunu yaşarken; İslam'ın yayıldığı alanlarda Arapça'ya da çevrilen astroloji metinleri kendi rönesansını yaşıyordu adeta. Maşa'allah, Ebu Ma'şar gibi astrologlar, bireysel haritalar çıkarıyor, dünya astrolojisi öngörüleri yapıyorlardı; ayrıca şimdi adına Horary dediğimiz Saat (Soru) Astrolojisi uygulamalarını da geliştirdiler.

    Ve Avrupa, Haçlı Seferleri ile başlayan süreç ile birlikte Doğu ile teması sırasında burada medeniyeti keşfetti. O dönemde Müslüman bilim adamlarının, Antik Yunan filozoflarının eserlerini dahi tercüme ettiklerini ve onları takip ettiklerini görüp fark ettiler. Öner Döşer, arapların astrolojiye katkılarından bahsederken, onların, miras aldıkları arap noktalarına yenilerini eklediklerini, Güneş dönüşü dediğimiz (Solar Return) harita tekniğini bulduklarını, soru astrolojisini ise iyice geliştirdiklerini ve dünya astrolojisinde her yılın öngörüsünü nyapabilmek adına incelemeye aldığımız Koç Giriş Haritalarını bulduklarını yazar kitabında. Yine bugün çokça faydalandığımız İbn-i Ezra, El Biruni, Alkabitius, Bonatti gibi isimler de bu dönemlerde yaşamış önemli astrologlardır.

    Batı dünyası tüm bunları fark edince, Antik Yunan'a ve bilgisine tekrar sarılır; bu sefer Arapça astrolojik metinler yine Latince'ye çevrilerek Avrupa'ya gelmeye başlar. Matbaanın da icadı sayesinde Avrupa'daki bu yayılma hızlanır. Zaman içerisinde William Lilly'nin de aralarında bulunduğu rönesans dönemi astrolojisinde, Kepler de modern astronominin temellerini atmaktadır ve Kepler, aynı zaman da astroloji ile de ilgilenmiştir. Fakat 17. yüzyıla doğru yine dini sebeplerden dolayı astroloji, tekrar düşüşe geçer ve 20. yüzyıla kadar da adeta uykuda kalır. 20. yüzyılda ise Alan Leo ile birlikte artık modern astroloji ortaya çıkar. Alan Leo bir teosofisttir ve ünlü "Karakter, kaderdir." sloganı ile astrolojiyi karakter analizine doğru kaydırır. Burası artık günümüze ve oldukça tartışmaya açık bir noktaya geldiği için yazıyı burada sonlandırıyorum.©

    Umarım faydalı olmuştur; görüşlerinizi yorumlara bırakabilirsiniz...

    ©Haziran 2022, Ege Yeşilova. Tüm hakları saklıdır; tamamı ya da bır kısmı, izinsiz kopyalanamaz ve paylaşılamaz.

    ...

    Kaynaklar:

    1) *Brennan, Chris; "The History of Western Astrology" makale

    2) Döşer, Öner; Astrolojide Temel Kavramlar,  AstroArt Astroloji Okulu Yayınları


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.