6.His Filmi İnceleme Ve Analizi

6.His Filmi İnceleme Ve Analizi
  • 4
    0
    0
    1
  • IMDb puanını sonuna kadar hak eden, vurucu finaliyle hepimizi ters köşe eden, bir çocuk psikiyatristini işleyen bu filmde gerilim-sevinç-hüzün duygularının hepsini bir arada yaşamak mümkün. İlk etapta filmi izlerken yazımı çocuğun perspektifinden yazmayı düşünürken muazzam finaliyle son anda genel bir şekilde ele alarak yazmaya karar verdim ve hem spoiler içermeyen hem de spoiler içeren 2 başlık altında yazıma devam edeceğim.

    SPOİLERSIZ BÖLÜM

    Mesleğindeki doyum gecesini yaşayan Malcolm'u en gururlu gününde büyük bir yıkım beklemektedir. Yıllar önce danışan olarak yanında bulunan ve 10 yıl sonra sanki bugünü beklemiş gibi doyum gününde Malcolm'un karşısına dikilen bu çocuk, yanlış tanı koyduğu ve tedavisini neden tamamlamadığı sitemleriyle, ana karakterimizi vicdanıyla baş başa bırakacak söylemlerinden sonra silahla yaralıyor ve akabinde kendi hayatına son veriyor. 
    Ardından senaristimizin geçiş dönemiyle kendimizi ertesi sonbahar sabahında buluyoruz. 
    Bu geçen süre zarfında ana karakterimiz toparlanıp işine geri dönüyor ama tedavisini tamamlayamadığı o küçük çocuğun vicdan azabıyla da hayatında bir dönüm noktası yaşıyor ve evliliğinde de sorunlar yaşıyor. ana karakterimiz yeni danışanı olan küçük Cole ile tanışınca, Cole'ün sorunlarını eski danışanının sorunlarıyla bağdaşlaştırıp ayrı bir seviyede benimsiyor. 
    Zamanla Cole ile yakınlaşacak, küçük çocuğun daha önce kimseyle paylaşamadığı bir sırra tanık olacaktır. küçük çocuğun sahip olduğu bu sır hem kendisinin hem de doktor Crowe'un hayatında fırtınalar koparacak bir kırılma noktasını doğuracaktır.

    SPOİLERLI BÖLÜM

    Gerçekleri kavrayana kadar her şeyi görmek istediği gibi gören Malcolm'umuzla başlamak istiyorum. 
    İzlerken de fark ettiğim fakat bitmeden üzerine düşünmek istemediğim Malcolm'un vurulduktan sonra neden Cole dışında kimseyle iletişim kuramıyor sorusu aslında bütün gerçekleri önümüze seriyor. Akabinde Cole'ün ilk karşılaşma bölümünde hızlı adımlarla Malcolm'dan uzaklaşması ve diğer ölüleri gördükten sonra dini figürlere sığındığı gibi Malcolm'dan kaçış olarak kiliseye sığınması da cabası. Bu da Cole için bir dönüm noktası oluyor aslında, sonrasında korkmaya devam etse bile ölülerle konuştuğunda ona zarar vermeyeceklerini yavaş yavaş anlamaya başlıyor. Kaldı ki Malcolm'u Cole ile bir araya getiren de Malcolm'un da diğer ölüler gibi öldüğünün farkına varmasının Cole sayesinde olacağını şimdi daha iyi anlıyorum. 
    Aslında kendisini yardım edemediği sonucunda da silahlı saldırıya uğradığı danışanının sitemli haykırışları ve vicdan azabıyla, onunla bağdaşlaştırıp öldüğünden habersiz çaresiz olarak gördüğü bu küçük çocuğa elinden geldiğince yardım etmeye çalışıp vicdanen rahatlamaya çalışıyor. Malcolm aslında onun çocuğun yardımına ihtiyacı olduğunu, öldüğünü öğrendikten sonra anlıyor. 
    Cole'ün Malcolm'a en azından 2 defa yardım ettiğini görebiliyoruz. İlk olarak Malcolm'un kendisindeki sorunu çözüp vicdanen rahatlaması için kendisini tedavi ettirmeye çalıştığını ve bu duruma inandırmaya çalışmasından anlıyoruz. İkinci olarak ise karısıyla başka şekilde iletişim kurmayacağını bilip Malcolm'a eşiyle uykusunda konuşması gerektiğini söylemesinden anlarız, böylelikle öldüğünün farkında olmayan ve eşinin ona ihanet ettiğini düşünen Malcolm artık bir aydınlanma yaşayacak ve kalması için bir sebep kalmayacaktı. Karısının durumunda doğal olarak bende yanıldım ve sonuç olarak hem çok üzüldüm hem de çok sevindim açıkçası, içimi ısıtan bir sadakat örneği oldu.

    Altıncı His'in türü içinde bir klasik mertebesine erişip erişemeyeceğini zaman gösterecek ama bir takım senaryo aksaklıklarına karşın son zamanlarda izleme fırsatı bulduğumuz en iyi gerilim filmlerinden biri olduğu tartışılmaz. 
    Uzun lafın kısası, bazı filmlerde ufacık da olsa açık olduğunda görmezden gelinmesini ve bazı teorileri görmezden gelip sadece vermek istediği mesajı anlamamız gerektiğini düşünüyorum. ayrıca bazen oyunculuklar ve verilmek istenen mesaj senaryoyu ve kurguyu arka plana itebiliyor, bu yapıtta da bu durum söz konusu ( bende aslında yazımı "I See Dead People" repliği ve daha çok psikoloji temelli yazmayı düşünüyordum, extra olarak H.J. Osment'in çocuk yaşta sergilediği müthiş performansa ve Bruce Willis'e tekrardan hayran kaldığımı da belirtmek istiyorum.. virtüöz.. ). 

    Evet, film mesajları itibariyle enteresan bir konuyu işlemiş ve psikoloji de, Freud’cu psikolojideki eksikleri göz önüne sermiş görünmekte. Gerçekleri ölüler gibi bizler de bozuyor ve görmek istediğimiz gibi görüyoruz gerçek kabul ettiğimiz gerçekleri, oysa gerilip çekilmeye çok müsait her gerçek.. 
    Sevgisizlik, anlaşılamamak, anlatamamak çatlak olarak etiketlenmek yalnızca çocukların ve ölülerin değil, bizlerinde korktuğu bir durum. Sırlarımızı kendimizde saklayarak onları paylaşacak kimse bulamamak çok kötü, hele bu sırlar bizi korkutuyorsa. Beynimizi ve beynimizde gerçekleşebilecek şeyleri bilemediğimiz için korkularla sınırlamayı ve onun işlevlerini yerine getirmemesini daha uygun buluyoruz veya böyle yetiştiriliyoruz. 


    Okuduğun için teşekkür ederim, sağlıcakla kal, sevgiyle kal okur'um .🤎🙌🏽

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.