Osmanlı'dan Avrupa'ya Uzanan Yolculuk: Laleler

Osmanlı'dan Avrupa'ya Uzanan Yolculuk: Laleler
  • 4
    0
    0
    0
  • "Ey içki dağıtan güzel kadın, şarap ver. Bir gün bu lale bahçelerinden yoksun kalıveririz.

    Çünkü güz mevsimi gelir birden, bahçe de bahar mevsimi de elden gider."

    Farih Sultan Mehmet'in "Avni" mahlasıyla dillerinden dökülen bu şiir İstanbul fethiyle birlikte Anadolu'da yetiştirilmeye başlanır. Göz alıcı renkleriyle Osmanlı'da zevkin, eğlencenin, aşkın, zenginliğin simgesi olmuştur adeta. Saray bahçelerini süsleyen bu çiçekler güzellikleriyle kadınları mest ederdi. Saray'ın duvarlarını süsleyen laleler çini ustaları, hattat sanatçıları, şairlerin de vazgeçemediği birer sembol haline gelmişti. Öyle ki sadrazamlar, paşalar bile lale aşkına tutulmuş, bir soğan için servetlerini dökmüşlerdi. En özel laleleri büyütebilmek için gizlice lale bahçeleri kurulur yeni türler keşfetmek için araştırmalar yaparlardı. Lale aşkının zirve de olduğu döneme ise Lale Devri denilmiş ve aşkın, zevkin, eğlencenin devri olmuştu. Bir rivayete göre en güzel lale Çırağan Sarayının bahçesinde bulunurmuş. Taç-ı Kayser  olan bu lale birileri tarafından çalınmış ve bulunamamış. Farklı lale türleri için binlerce altın paha biçilir ve en güzel lalelere sahip oldukları için mutlu olurlardı.

    1554-1562 yılları arasında Kanuni Sultan Süleyman döneminda Avustralya- Macaristan İmparatorluğu özel elçisi olan Ogier Ghiselin De Busbecq, Sultan Ahmet semtindeki bir kahvehanede oturmaktadır. Dönemin gençlerinin sevdiği kıza mesaj vermek için kulağına farklı anlamlar taşıyan lale taktığını görür ve dikkatini çeker. Kendi memleketinde böyle bir çiçek hiç görmemiştir. Busbecq gençlerden birine başını işaret ederek " O nedir?" diye sorar. Gençte başına taktığı laleyi unutmuş bir şekilde serpuşuna doladığı tülbent'in sorulduğunu zannederek "tülbent"der. Bu yanlış anlaşılmanın ardından artık lale Avrupa'da "tulip" olarak bilinir. Bu eşsiz çiçeklere sahip olmak için can atan Buspeq lale soğanlarını kitap sandıklarına saklayarak ülkesine yollar ve arkadaşına "bu soğanlar senin çok hoşuna gidecek, çok güzel çiçek açıyorlar." diyerek Avrupa'daki hikayesine başlamıştır.

    Öyle ki Avrupa'nın en ünlü ressalarından biri olan Jan van Goyen Hollanda da lale satışları için oluşturulan ve dünyanın ilk özel emtia para piyasası olma özelliği taşıyan bu piyasaya, ünlü ressam bütün servetini yatırır. Piyasa yavaş yavaş çökmeye başlar ve alıcı bulamayan Goyen artık  sanata yönelir. Borçlarını ödemek için 1200'den fazla resim 800'den fazla çizim yapmış ve Hollanda tarihinin en üretken ressamlarından biri olmuştur. Osmanlı lalesinin hikayesi de bu şekilde Anadolu'dan Avrupa'ya doğru uzun bir serüvene doğru yol alır.

    Levni'nin " Acem Şahı Hazinedarı Kiymetli Civani" adlı eseri

    KAYNAKÇA:

    1

    2


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.