Yukarıdaki Fotoğraf: İlknur Çakır

Bugün size bir mekan önerisiyle geliyorum. Çanakkale de yaşıyorum ve yıllardır da buradayım. Çanakkale’yi bilen bilir. Küçük bir çarşı, kordon ve birkaç mekânla çabucak keşfedip öğrenebileceğiniz bir şehirdir. Bu yüzden gitmeye alıştığınız birkaç mekan olur ve yeni yerler keşfetmeyi ihmal edebilirsiniz. Bu noktada kendi zevklerinize, gerçekten nerede ne kadar vakit geçireceğinize karar vermelisiniz. İşte bu yüzden uzun süreli keyifli ortam kurabileceğiniz, sosyalleşebileceğiniz, sohbet edebileceğiniz bir pub tavsiye edeceğim size. İsmi Hane.

  Hane geçtiğimiz yıl açıldı. Çok yeni bir pub mekânı. Pub kültürünü destekleyen ve tasarımında da sonuna kadar yansıtan hoş bir ortama sahip. Kısaca publardan bahsedelim öncelikle; publar ilk etapta anglosakson kültürünün bir parçası olarak “Alehouse” diye anılıyordu. Zamanda değişim geçiren “alehouse”lar en son pub olarak günümüze ulaşmış. Bu mekânların etrafında yaşayan kişiler buluşup, tanışıp, sohbet edip,  “ale” birası içiyorlardı. Ale birası, lager mayadan daha yüksek sıcaklıklarda ve daha az verimli mayalanan bir bira türüdür. Günümüzde en çok İngiltere ve İrlanda da canlılığını sürdüren pub kültürü insanların keyifli vakit geçirdiği evlerinde gibi hissettiği mekânlar olarak biliniyor. Yemek yerine bira yanında iyi giden atıştırmalıkların sunulduğu, deri koltukların ve bar taburelerinin çoğunlukta olduğu, aynı zamanda loş ışıkta hoş müziklerle sosyalleşme ortamları arayanlar için birebir. İsterseniz arkadaşlarınızla sohbet edebileceğiniz, isterseniz bilgisayarınızı alıp biranızı içerken çalışabileceğiniz yormayacak canlı bir ortam. İşte Hane de böyle bir yer.

  Biraz da sahiplerinden ve mekândan bahsedelim. Sahibi Özgür Kaya ve eşi Nazlı Kaya İstanbul’da yaşamış ve Özgür Bey bir mekânda barmenlik yaparken kendi mekânını açmak istediğine karar vermiş. Nazlı Hanım ise Mimar Sinan Üniversitesi kostüm ve dekorasyon bölümü mezunu. Şuan ise Devlet Tiyatroları’nda kostüm ve dekorasyon asistanlığı yapmakta. Mekânın iç tasarımı da Nazlı Kaya’ya ait. Duvarların dokusunu sevdiğini onların ruhunu mekâna yansıtmak istediğini söyleyen Nazlı Hanım’a mekânın geleceğini sorduğum zaman Hane’yi daha çok duyurup geliştirerek kemik bir kadro oluşturup müdavimlerle burayı canlı tutmak istediklerini aktardı.  

  Mekanın tasarımında ise loş ışık, jazz-blues parçalar, alt katta girişte sağ tarafta yumuşak ve vintage koltuklar, sol tarafta eskiden annelerimizin odalarında bulunan büyük yatay aynalı şifonyer/makyaj masası var. Biraz daha ilerleyince sağ tarafta kare bir bar karşımıza çıkıyor. İçinde Özgür Abi’miz reçetesi kendisine ait kokteylleri gelenlere sunuyor. İsterseniz barın etrafında sıralanabilir ya da barın karşısında bulunan yüksek 4er kişilik ahşap masalarda oturabilirsiniz. Barın olduğu yerden küçük bir kapı açılıyor ve bahçeye çıkıyoruz. İnce uzun bir koridora benzeyen bahçe var. Bahçede misafirlerin oturması için bulunan pub kültürünü temsil eden tabureleri ve yüksek masalar bulunmakta. Ve girişin olduğu yere geri dönersek koltukların olduğu bölümün az ilerisinde yukarıya çıkan koyu kahverengi ahşaptan merdivenler mevcut. Duvarlarda içi boş çerçeveler ve bir pencere karşılıyor bizi. Merdivenleri çıktıktan sonra iki kişilik bar önümüze çıkıyor. Özgür Bey’in aktardığına göre iki kişilik bar olarak özellikle oraya konulmuş ve pub kültürünün küçük bir örneği olarak misafirlerin kullanımına sunulmuş. Sol tarafta bulunan kapıdan geçtiğimizde adeta bir salona giriyor hissini veren oturma alanına geçiş yapıyoruz. Oturma alanında bulunan duvarlara baktığınız da kocaman bir çapa, diğer tarafa baktığınızda ise sizi hipnotize edebilecek dairelerle ve zincirlerle süslenmiş gri bir duvar var. Tamamen sizin isteğinize ve nasıl bir ortam yaratmak istediğinize göre Hane’de bulunarak menüyü deneyimleyebilirsiniz. Ben birkaç gündür barın karşısındaki masaya oturup bilgisayarımı açıp siparişimin hazırlanmasını bekleyerek çalışmalarıma odaklanıp keyifli vakit geçiriyorum. Arkadaşlarım gelip gidiyor, arada Özgür Abi ile laf atışmak çok keyifli ve renkli bir ortam sağlıyor bana.

  Benim bu mekan için anlatacaklarım bu kadar. Gerisi sizin takdirinize kalmış. Çanakkale’ye yolunuz düşerse herkesin uğramasını tavsiye edebileceğim mekanlardan birisi Hane. Umarım faydalı olmuştur. 

  Yazı: İlknur Çakır ve Gizem Gür

Yukarıdaki fotoğraf: Doğukan Gedik

Alttaki fotoğraf: Gizem Gür