Bugün sizlerle şu sıralar instagramda sık sık karşılaştığım ördek sendromunu anlatacağım. Kısaca anlattıktan sonra işin biraz daha derinine inip birkaç bilgi paylaşacağım. Haydi başlayalım.
Ördek sendromu, sosyal medyada gördüğümüz paylaşımlara bakarak o kişilerin hayatlarını çok şaşalı, keyifli ve kolay bir şekilde yaşadıklarını düşünmemizi sağlayan durumdur. Sosyal medyada insanlar genelde daha keyifli, mutlu, huzurlu ve neşeli gözükürler ve öyle yansıtırlar. Bu noktada bu paylaşımları merakla takip eden bizler ise “ne kadar mutlu, ne kadar başarılı, ne kadar sosyal” gibi tanımlamalar yapıp kendimizi kötü hissederiz.
Şimdi ise bu ördek sendromunu biraz daha kuramsal açıdan inceleyelim.
Günlük hayatlarımızda bir çoğumuz farklı mekanlarda farklı kişilerle farklı rollerde bulunuruz. Arkadaşlarımızın yanında daha neşeli, ailemizin yanında daha sakin, iş yerinde daha resmi oluruz. Bunların hepsi karşımızdaki kişilerin bizi nasıl görmek istediğine göre değiştirdiğimiz davranışlarımızdır. İşte bu noktada ünlü düşünür/sosyolog Erving Goffman’ın “Yayılan İzlenim Kuramı” devreye girer. Goffman’a göre günlük hayatımız daha gerçek ve genel olarak prova edilmeden sunulan performanslardır. Bu da kişilerin karşısındaki kişiye karşı tavırlarını kontrol ederek bir sahnede rol yaparmış gibi davranması, dışarıya karşı kendisini bir imaj ve ideoloji gibi göstermesi anlamına gelir. Bunun en iyi ve yaygın örneklerini instagramda görmek mümkündür. İlk etapta sosyalleşmek ve etkileşime girmek için kullanılan instagram, zamanla herkesin profillerinde kendilerini zaman zaman en güzel/yakışıklı, en neşeli ya da en başarılı halleriyle gösterdikleri zaman zaman en estetik ve yetenekli hallerini paylaştığı bir mecra haline gelmiştir.
İnstagram 2010 yılında Kevin Systrom ve Mike Krieger tarafından kurulmuş, eskinin Palaroid’i ve dijitalin efektlerinin birleştirilerek oluşturulmuş fotoğraf ve video paylaşmak için kurulmuş mobil uygulamadır. Yapılan istatistiklerde İnstagram 2018 de 800 milyon kullanıcıya sahipken (kadın ve erkek kullanıcı eşit bir dağılıma sahip) son yıllarda yayınlanan bir raporda ise bu sayının 894 milyona ulaştığı belirtildi. Başka bir istatistiğe göre Türkiye 37 milyon aktif kullanıcı ile en fazla İnstagram kullanıcısı olan ülke sıralamasında 5. Sırada yer alıyor.
Mobil teknolojiler hayatımıza girdikten sonra zaman ve mekan olgularını ortadan kaldırmıştır. Bu sayede insanlar daha çok etkileşimde kalmış ve uygulama daha popüler bir hale gelmiştir. Fotoğraf çekme eylemi de sosyal medyaya geçtikten sonra kullanıcı sayısı artışı hızlanmıştır.
Sosyolog Richard Jenkins’e göre sosyal medya katılımcı kültürünü de ifade eder. İnsanlar bildiklerini başkalarıyla paylaşmak, deneyimli oldukları konularda sosyal medyaya yeni katılanlar için resmi olmayan danışmanlık hizmeti vermek için ve birbiriyle az çok sosyal bağı olan kişiler arasında paylaşımda bulunmak amaçlarıyla paylaşımlarda bulunurlar.
Ördek sendromu ismini ördeklerin suda yüzerken ayaklarının çok hızlı hareket etmesinden ama suyun üzerinde çabasız gözükmesinden almıştır. Bunu psikolojik açıklaması ise insanların yaşadıkları kötü ve negatif deneyimleri karşı tarafa göstermek istememeleridir. Aldığımız like sayıları bizi iyi hissettirse de kaygı ve depresyonlarımızı saklarız. Hatta kendimizi başarısız olarak nitelendirmemize, kendimizi sorgulamamıza ve yargılamamıza yol açar. Sosyal medyada ortaya koyduğumuz en mutlu ve en mükemmel görüntünün altında başka sıkıntılarımız ve sorunlarımız yatmaktadır.
18 Kasım 2019 ile 25 Kasım 2019 tarihleri arasında 20si aktif 10 kadın 10 erkek instagram kullanıcısı seçilip takip edilerek bir araştırma yapılmıştır. Bu kişilerin en az 150 gönderi paylaşmış olması ve hepsinin her gün en az hikayesinde ya da profilinde 2 paylaşım yapmış olması gerektiği kriterine önem gösterilmiştir. Araştırmacılar bu kişilerle sosyal medya yoluyla araştırma sonucunda hazırladıkları soruları yöneltmişledir. Bu görüşmeler sonucunda kişilerin kendilerini nasıl sunduklarını kategorilere ayırarak incelemişlerdir.
Dramatik canlandırma: Kişi eylemlerini dramatik işaretlerle donatır ve etkileşim sırasında ifade ettiği şeyi karşısındakinin algılaması istediği şekilde öne sunar. Bir kişinin kararından emin olmasa bile kısa sürede cevap vererek kendinden emin olarak gözükmeye çalışması gibi.
İdealize etme: Goffman’a göre, modern toplumlarda üst tabaka idealize edilmiş ve alt tabakanın üst tabakaya özenmesi ve özlem duyması söz konusudur. Bu yüzden kişiler toplumun standartlarına ters düşen eylemlerini saklamak durumunda kalmıştır.
İfade denetiminin elde tutulması: Bireyin toplumda yer edebilmesi için elindeki rollere ve toplumsal değerlerine uygun davranması gerekmektedir.
Gizemlileştirme: Kişi bazı performanslarını ortaya koyarken bazılarını saklamaktadır. Performans sürecinde kişi, izleyici ile arasına mesafe koyarak olayı gizemlileştirir. Gerçeklik ve kurgu arasındaki kararı karşı taraf verir.
Yanlış sunum: Goffman’a göre yaratılan görünüş ile gerçeklik arasında uyuşmazlık varsa yanlış sunum ortaya çıkmıştır.
Gerçeklik ve düzmece: Goffman’a göre bu performansın başarılı olabilmesi için, izleyicilerin bu performansın içtenliğine inanması gerekmektedir.
Takımlar: Goffman performansın dışında takımları incelemiştir. Ona göre takım kendi oyuncusunu destekler ve performansını zedeleyecek hareketlerden sakınır.
Bölgesel davranışlar: Gerçekleştirilen performanslar için uygun yer ve zaman gerekmektedir.
Araştırmanın sonuçlarına bakılarak, kullanıcıların çoğunluğu sosyal medyanın yanıltıcı yanı olduğunu bilmelerine rağmen bu durumun kendi morallerini bozmalarına engel olamadıklarını ifade etmiştir. Burada ördek sendromu, insanların karşı tarafın istedikleri imajı verdiklerini bilmelerine rağmen olumsuz etkilenebildikleri anda karşımıza çıkar.
Yine de herkesin istediğini paylaştığı bu mecrada olumsuz etkilenmeden keyifli vakit geçirmek mümkün. Ördek sendromsuz zamanlar diliyorum.
Kaynakça: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1183521
Yorum Bırakın