Herkese merhaba! Netflix geçtiğimiz günlerde yeni filmi olan ‘Do Revenge’i yayımladı. Film uzun zamandır özlemini çektiğimiz ve ikonikleşen çoğu lise dramasını içinde barındırıyor. Bunun yanında kostüm seçimleri ve karakteristik stil tasarımları ile adeta bir moda şöleni yaşatıyor. Her zaman söylediğim gibi çoğu dizi ve filmi kostümleri için izleyen biri olarak ‘Do Revenge’ beklentimi oldukça karşıladı. O zaman şimdi hep birlikte keyifli bir moda turuna çıkma zamanı!
İlk olarak kostüm tasarımcımızı tanıyalım. Alana Morshead, İran asıllı İngiliz bir tasarımcı. Filmin hazırlık sürecinde kostüm tasarımı konusunda nasıl ilerlendiği kendisine sorulduğunda ise hızlı moda anlayışından çok sıkıldığını, gerçek ve kalıcı bir stili olan kadınları karakterize etmeye çalıştığını belirtmiş. Yalan yok, bunu da çok iyi bir şekilde başarmış. Alkışlar, alkışlar, alkışlar…
Eğer bir lise filminden bahsediyorsak, üniformalar kuşkusuz sürecin en önemli kostüm tasarımına giriyor. Çünkü karakterleri en çok okul çevresinde görmeye başlıyoruz. Sevgili tasarımcımız Morshead de böyle düşünmüş ve okulun seçkin öğrencilerinin kendini daha fazla öne çıkartabileceği, yani elit takımın aksesuar süslemeleriyle (gerek diz altı çorapları gerekse gösterişli saç ve vücut mücevherleri) de fark yaratacağı okul üniformaları tasarlanmaya başlamış. Koreli öğrencilerin okul stilinden ilham alan üniformalar, aynı zamanda Miami’nin Art Deco kültürüne atıfta bulunarak Mint yeşili ve Lila gibi pastel tonlardan oluşturulmuş. Yazarımızın kalbinin üniformalara eklenen Fransız şapkalar ve kısa pelerinler ile çalındığını belirtiyor ve diğer detaylara geçiyorum.
Drea ve Eleanor, diğer bir deyişle başrol kızlarımızın tarzı üzerinde de özenle çalışmış Alana Morshead. İki kızın da hızlı moda anlayışını benimsemiş iki kopya olmasından özenle kaçmış stilistimiz. Yazının başında da bahsettiğimiz gibi gerçek bir stile sahip olan iki kadın karakter yaratmak öncelik haline gelmiş. Bu sebeple iki karakterin stili birbirine benzemek yerine zıt kutuplara gidiliyor ve Eleanor’un karakteristik stili oluşturulurken 70'lerden ilham alırken Drea’nın stili ise 90'lara ışık tutuyor.
Drea’yı film boyunca leylak,pembe, zeytin yeşili ve buz mavisi gibi pastel tonlarda görmeye devam ediyoruz. Baktığımızda bir yönüyle buzlar kraliçesi olan Drea, kostüm tonlarıyla bu noktada bütünleşiyor. Aksesuar seçimlerinde ise şüphesiz en göze çarpan detay gösterişli küpeleri oluyor. Tasarımcımız Morshead bu noktada yine doksanların ikonik mankenlerinden ilham aldığını söylüyor.
Drea’nın tarzında film boyunca 90’ların ikoniklerinden ilham alınmaya devam edildiğini görüyoruz. Lise filmlerinin vazgeçilmesi olan ikonik son parti sahnesinde güzel başrolümüzün giydiği parti elbisesi ise Carla Bruni'nin 1995 yılında giydiği mavi Versace elbisesinden esinlenerek tasarlanıyor. Ayrıca tasarımcımız elbisedeki zincirleri bir züccaciyeden 1.50 dolara aldığını özellikle belirtmiş. Yani alttan alttan ‘hızlı moda anlayışını bırakın ve ucuz malzemelerle ikonikleşin!’ metaforunu vermeye de devam ediyor. Çok haklısın, ben seni tutuyorum sevgili Alana’cım.
Drea’nın 90lar ilhamı devam etmiş ve makyaj sahnesinde giydiği desenli takımı, Iman'ın 1992'de giydiği siyah beyaz alaïa takımdan esinlenerek uyarlanmış.
Sıra geldiiii diğer başrolümüz Eleanor’a! Film boyunca Eleanor’un asıl görevi popüler grubun arasına girip gizli bir ajanlık yapmak. (Filmi izlememiş herkesten bu ufak spoiler için özür diliyorum.) Bu sebeple daha özgüvenli bir stile sahip olması gerekiyor. Tüm bunlar öz önünde tutularak ve 70’ler etkisi de cebe atılarak daha sıcak tonlarda, çiçek desenlerinin ve baskıların ön planda olduğu ve Hippi kültürünü anımsatan bir karakter stili ortaya çıkmaya başlamış.
Dikkat bu kısım spoiler içerir(!) Filmin ilerleyen sahnelerinde Eleanor’un karanlık tarafa geçmesiyle kıyafetlerinde daha koyu tonlar görüyoruz ve çiçek desenleri yerini taş ve glitter detaylara bırakmaya başlıyor. Burada da kostüm tasarımı ve sahne bütünleşmiş oluyor. Daha önce Bridgerton’ın kostüm dolabı inceleme yazımızda da benzer bir etki görmüş ve çok beğendiğimi dile getirmiştim. Yine ve yeniden tasarımcımızı alkışlıyorum çünkü bu detayların filmin atmosferi için çok önemli olduğuna inanıyorum.
Ve son olarak gizli başrolümüz Max’e gelelim. Max’in stilinde günümüz modasının ikonikleşmiş isimlerinden biri olan Harry Styles izleri görüyoruz. Ojeli tırnaklar, gösterişli mücevherler ve ton uyumlarıyla feminen bir tarz çizen Max, bu şekilde gerçek karakterini de gizliyor ve okulun altın çocuğu haline geliyor.
Bütün kostümlerin özenle seçildiğini belli eden filmleri her zaman çok seviyor ve tekrar tekrar izliyorum. Do Revenge ise uzun zamandır boş kalmış bir ikonik lise filmi tahtına oturmuş durumda. Tasarımcısının müthiş bir iş çıkardığı malum. Umarım kendisini çok daha başka iş birliklerinde de görürüz. Başka inceleme yazılarında görüşmek üzere. Şimdilik Hoşça kalın!
Yazı süresince Kullanılan Referanslar:
That Iconic Party Dress from 'Do Revenge' Was Partially Made from Two $1.50 Belts
The Story Behind Those Perfect ‘Clueless’-Inspired Costumes in ‘Do Revenge’
Yorum Bırakın