Yabancı

Yabancı
  • 8
    0
    0
    0
  • Yabancı ile savcı atışıyordu sokağın öteki tarafında. Çığlıklar kopmuyordu belki ama bir hayli hararetliydi tartışma. Yine birileri düşünmüş sanırım, suçlaması o olsa gerek. Savcı da bir hayli yabancıydı aslında konuya. Kim durabilirdi ki senaryosunu iyi ezberlemiş bir savcı karşısında? İfadesini verirken boynu eğik değildi yabancının. Sırt çantasında taşıdığı gurur dolu yük altında ezilmiyordu. Boynuna ipi geçirmeden son sözü soruldu Yabancı'ya. Suçsuz bir yabancı ölüyordu bürokrasinin gözleri önünde. Tenezzül etmedi hiçbir savcı, ezberini bozmaya. Yabancı kendi elleriyle ipi boynuna geçirdi. Son sözüm dedi, son sözüm...

    Etiğin aşağı çektiği dilencilerden geldim. 
    İnsan dilendim, duvarlardan. 
    Okyanusun dibe gömdüğü şehirden geçtim. 
    Afrika'yı gördüm en üstünde dünyanın.
    Özgürlüğünü diledim, en üsttekilerin.

    Ben nasıl da suçlu oldum, kumdan adaletinize? 
    İnancın tükendiği açlıktan geldim,
    Tanrı diledim. Yankının ortasından, hiçliğe doğru.
    Güneş'e sapladım mızrağımı, yine doğdu. 
    Bir daha sapladım, bir daha! 

    İhanetin kitabını okuyorlardı, dilsiz olanlar.
    İnsan resimleri çiziyorlardı, tırnaklarıyla duvarlara.
    Bazenleri gülerlerdi, güneş battığında.
    Gölgelerde yaşlandılar bazenleri.
    Nefretlerinden diledim mutluluğu, bazenleri.
    Bazenler de güzel olur dediler, inandım.
     
    Bir figür ister bütün zincirler, kırılmak için.
    Hatırlamalıydım belki de, o bazenleri.
    Ama neyi hatırlamalı, unutmuşum. 
    Bu bir toplu intihar olsa gerek, bütün dilsizlerin.
    Gerçeküstü bir gülüştü, uyuşmuştum.
    O gece birileri ölmüştü, kesinlikle biliyordum.

    Beyazlara inatla siyah kalacağım.
    Yasaklara rağmen elmanı çalacağım senin.
    Kumdan doğmuş her yere, dalga olup çarpacağım. 
    Sözlerine göz dikeceğim, dilsizlere dil.
    Bütün ölenlerden düzensiz ordu kuracağım.
    Dilencilerden bir toplum. 

    Bağlayamadı bu zincirler bağımsızlığı. Öldürme içindeki sirenleri çünkü kurşun kalemle de olabilir demişti birileri, yerin en altından. Beni astığınız bu ip, kırdığım zincirlerden daha adil değil. Bütün ölenler alkışladı Yabancı'yı. Bütün dilsizler bağırdı Yabancı'ya. O gece bir Yabancı daha ölmüştü, biliyordum. Kötü bir kabus değil, gerçekliğin ta kendisi savcının yüzündeki gülümsemesi. Kaç yabancı daha kaldı geriye bizim gibi? Bürokrasinin adi köpekleri, bakıyorum da yemişsiniz nefessizce bütün düşünceleri. Yabancı ile savcı atışıyordu sokağın arka tarafında, çığlıklar kopmuyordu belki ama bir hayli hararetliydi tartışma. Yine mi birileri düşündü acaba, ne bu tantana?    
     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.