Çürümenin Kitabı

Çürümenin Kitabı
  • 9
    0
    1
    0
  • Rumen filozof, deneme yazarı ve tanınmış 20. yy. retorik sentezcisi olan Emil Cioran'ın en büyük eserlerinden biri olan Çürümenin Kitabı, yazarın iç dünyasındaki evrenselleşmeyi ve bir arayışı anlatmaktadır. Kendisi varoluşu sorgulayan bir yazardır. Okumadan önce gerçekten bu kitabı okumaya kendinizi hazır hissetmeniz; Sartre, Pessoa gibi yazarların kitaplarını okumayı seviyorsanız bu kitap sizlere göre. Yazar kendisiyle olan çelişmelerini, Tanrı’yla olan hesaplaşmaları, bir meyvenin çürümesi gibi bir ruhun, bir kalbin çürümesini kaleme almıştır. Fakat kitabı okumadan evvel yazarı tanımaya ve onun felsefesini idrak etmeniz gerekiyor. Aksi takdirde; sıkılıp kitabı bir yere kaldırmanız olasıdır. Çünkü ben tam olarak bunu yaptım.

    Kimdir Emil Cioran? 

    Ortodoks bir papazın oğlu olarak dünyaya gelen Cioran, Sibiu şehrinde Colegiul National Gheorghe Lazăr Lisesi’nde okumuş ve on yedi yaşından itibaren Bükreş’de felsefe ve estetik öğrenimi görmüştür. 1928 yılında burada iken Eugène Ionesco ve Mircea Eliade ile tanışmış ve onlarla sıkı bir dostluk kurmuştur. 1932′den itibaren düzenli olarak bazı dergilerde yazmaya başlamıştı. Bükreşli entelektüeller Demir Muhafızlar adlı radikal, faşist, anarşist partinin kabartması gibiydiler. Cioran, diğer bazı entelektüeller gibi bu gerçeği inkâr etmiyordu. Ve bolşevizmin boğdurucu şiddet ruhuna doğru yanılsamayla çekildiklerini görüyordu. Daha sonra bu düşüncelerindeki samimiyetin sıkıntılarını kendi öz eleştirisinde verirken etki altında kalmasından ve buna olan şaşkınlığından dolayı özür dileyecekti.

    Raşinari, Romanya doğumlu filozof, deneme yazarı ve retorik sentezcisi Cioran, yaşamının büyük bir bölümünü Fransa’da geçirmesine rağmen Fransa vatandaşlığını kabul etmedi.

    ‘Hiçbir kriterin olmadığı bir dünyada yaşamak isterdim… Hiçbir prensibin ve formun olmadığı bir dünya! Bir dünya ki, belirsizlikler diyarı; çünkü bizim şu ana dek yaşadıklarımız tamamen formlara, kriterlere bağlı o kadar yavan.’

     

    II. Dünya Savaşı’nın başlangıcına kadar Eiserne Garde’nin sempatizanı, Hitler’in ve antisemitizmin takipçisiydi. 1933'te Hitler hakkında yazdığı şey çarpıcıdır:

    "Hitler kadar bugün bizi etkileyen, sempati uyandıran ve hayranlık bırakan başka bir politikacı lider göremiyorum!” 

    Cioran Felsefesi Üzerine

    Cioran; insanlığın trajedisini değil fakat kendisi gibi hem düşünen hem hisseden bir ontolojik vatanından sürgüne gönderilmişliğin kolay kolay kimsenin hesabını yapmadığı iç çekişleriyle , bir yurtsuz kimliğiyle yaşamış ve yazmıştır.Dünyanın her günkü işleyişini,acılarını,sevinçlerini genelden ayrı düşen yönüyle kimi zaman buruklukla kiminde de kahırla yorulmuş bir farkındalıkla ilmek ilmek kitaplarına işlemiştir.Koyunun derdinden geçenlerin,hatta koyunun derdinde bile olmayanların hayatı muştulamalarının, rezilliklerinin ve kaybolmuş bir vicdanla bu hayatı olurlamalarıyla bir kez daha bu temele harç atanların asla anlayamayacakları bir yanlış yerde aranan 'cephane' olarak bilinmektedir. Düşüncelerinin tohumu nihilizm, Tanrı, tarih ve ölüm kavramlarından gelir. Koyu dindar bir aileden gelen Cioran yaşamının sonuna kadar Tanrı’ya hesap sorar. Kendisine göre yeryüzü tanrının günahıdır. Ve yazara göre insan yaşamının trajik başlangıcı Adem’in cennetten kovulmasıdır.

    Öteden beri aynı döngünün aynı kıvrak zekayla birer parçası olmuş adam gibi adamların adam olmayan adamlıklarının ipliğini pazara çıkarmış ve aynı kahpeliği masallardan oluşmuş fazilet,uluhiyet ve vicdan tarzı tanımı kendi ellerinde oyuncak olmuş kutsal yaftalı aşağılık kavramları zihinlerin harcı yapan devridaim işbirlikçilerinin uyuttuğu bir insanlığı sersemliklerinden silkinmeye ömrünü adamış bir bilge.

    Kaynak: 1


    Yorumlar (1)
    • Dil bilgisine ve cümlenin uzunluğuna biraz daha dikkat ederseniz eminim çok daha güzel olacaktır. Elinize sağlık 😊

      Yorum Bırakın

      Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.