Felsefe Nedir ve Neden Antik Yunan'dan Başlatılıyor?

Felsefe Nedir ve Neden Antik Yunan'dan Başlatılıyor?
  • 8
    0
    0
    0
  • Felsefe Nedir?
     

                Felsefenin ne olduğu, amacının ne olduğu, ne işe yaradığı gibi felsefenin manasının ne olduğuna yönelik sorulara bir çok cevap verilebilir çünkü bu kelimenin anlamı yüzyıllar boyunca değişime uğramıştır. Klasik dönemde Yunanistan’da insanın doğayı anlama çabası sonucunda felsefe yapmaya başladığı düşünülmektedir.[1] Bu soruya verilen en klasik cevap, filozoflarında çokça tercih ettikleri bir cevap onun adındaki anlamından yola çıkılarak verilen cevaptır. Buna göre felsefe hikmet, bilgelik sevgisidir. Ernst von Aster  Felsefe Tarihi adlı eserinde yunanca bir kelime olan “philosophie” kelimesinin bilgelik sevgisi anlamına gelmekte olduğunu söylemektedir ve bu kelime ilk kez ortaya çıktığında “philosophos” ve “sophos” diye iki kelimin çıktığının birinin bilgeliği arayıp hakikati elde etmeye çalıştığını diğerininse bilgiliğe ve hakikate sahip  olduğunu düşünen iki düşünür tipi olduğunu söylemektedir. Bundan yola çıkarak Ernst “philosophos” kelimesini insanın hakikate ulaşmak için çaba gösteren kişi olarak tanımlar.[2]  Aristoteles’te Metafizik adlı eserinde “Bütün insanlar doğal olarak bilmek ister” diyerek felsefenin hakikati bilmek uğraşı olduğunu söyler.[3] Platon’un öğrencilerinden Herakleides Pontikos'un söylediğine göre, philosophia deyimini ilkin Pythagoras kullanmış. Pythagoras kendine philosophos (filozof) dermiş. Çünkü, ona göre sopfaia, bilgelik, eksiksiz doğru yalnız tanrılara yakışır; insana ise ancak philosophia, yani bilgeliği sevmek, dolayısıyla ona ulaşmağa çalışmak yaraşır.[4] Aynı zamanda Kindi de felsefenin ne olduğuna dair bir çok cevap verir, bu cevaplar eskilerin değişiyle diyerekten antik dönem filozofların bu soruya yönelik cevaplarını aktarır. Bu cevaplar şöyledir: “felsefe hikmet sevgisidir”; “insanın gücü yettiği ölçüde yüce Allah’ın fiillerine benzemesidir.”; “ölümü tercih etmektir.”; “sanatın sanatı ve hikmetlerin hikmetidir.”; “insanın kendisi bilmesidir.”; “insanın kendi (nefs) bilmesidir”.[5]  Kindi bu son izaha büyük anlam atfeder ve insanın kendisini bilmesinin önemini kendi deyişiyle: “insan kendi varlığını tanıyınca cismi de arazlarıyla birlikte tanımış olur”  izah eder.[6] O insanın kendisini, varlığını tanımasını ve bilmesine “ o halde bunları bilen hepsi bilir demektir.”[7] der. Buradan şu çıkarılabilir: Felsefe uğraşın, ereğin hakikatinin bilinmesidir. Öğrenmek, ulaşılmak istenen erekler farklılık gösterilebilir ama her erek felsefe uğraşında o ya da bu yolla öğrenilmek istenilen şeydir, yani öğrenilmek istenilen şeyin (erek) hakikatini bulma uğraşına felsefe ve bunu yapana filozof denir. Bu uğraşta ulaşılmak istenilen hakikatler farklılık gösterebilir ve ona ulaşmak için bazı şeyler referans olarak alınır veyahut bazı şeylerden ilham alınarak beslenilir, bu stoacıların yaptığı gibi doğa olabilir. Felsefe net toplamda ilginin meraka evriminde o merakın hakikati uğraşında yürütülen, yürütülmeye çalışan mantıklı ve tutarlı olamaya çalışılan akıl yürütme etkinliğidir.

    Felsefe Neden Antik Yunan’dan Başlatılıyor?
     

                   Antik Yunan’da felsefenin doğduğu inancı “Yunan Mucizesi” olarak adlandırılır ve esasında felsefe, M.Ö. 6. yüzyılla 5. yüzyıl arasında kalan bir dönemde, aynı anda dünyanın birçok yerinde başlamış[8] oflamakla beraber modern anlamda batı düşüncesinin de temelleri olan Antik Yunan Felsefesi genellikle Thales’in M.Ö. 585 senesinde izlenmiş bir güneş tutulmasını önceden bildirmesiyle başlar.[9] Aslında bu VI. yüzyılda aynı zamanda biliminde başladığını gösterir çünkü kökence bilim ve felsefe birbirinden ayrı değildir. Thales’in bu yaptığı bazı kimseler tarafından “felsefe” olarak adlandırılmaz çünkü Thales’te insanın hayatını adayabileceği saf bilgi arayışı yoktur.[10] Felsefi düşünce etkinliği, hakikat arayışı bir anda vuku bulan bir şey olamayacağı için Thales’ten Sokrates tarzı bir bilgi arayışı beklenemez ama o Antik Yunan felsefesinin tohumlarını doğanın düzenine ilişkin sorgulamalarıyla atmıştı. Eco Antik Yunan’daki bu felsefi düşünce doğuşunu tesadüf olarak görmez ve şunları söyler: “Dolayısıyla Yunan felsefesinin Miletos’ta “doğuşu,” sıklıkla “Yunan mucizesi” olarak adlandırılan bir sürecin değil, belirli tarihsel ve kültürel şartların meyvesidir.”[11] Sokrates, Platon ve Aristoteles şüphesiz kendiliğinden, daha doğrusu hiçlikten meydana gelmemişti William Keith Chambers Guthrie’in deyişiyle “çünkü onlar Yunanistan’da İ.Ö. yüzyıldaki iklimin bir ürünüdürler”[12] Thales’ten Sokrates’e değil Antik Yunan’da felsefe bir takım değişimler elbette ki göstermişti felsefenin Antikçağ’da evrimi görmeksizin bu evrimde pay sahibi olan tüm filozofların bu coğrafyada filizlenmesinin elbette ki bir sebebi olmalıydı, “Yunan Mucizesi” denilerek geçilemezdi. Antik Yunan’ın sosyal, kültürel yapısı bu filozofların yetişmesini sağlamıştı çünkü Platon’un da işaret ettiği gibi bir filozofun filozof olabilmesi için karnın tok ve aklının iyi ve sürekli çalışabileceği kadar boş zamana ihtiyacı vardı. Antik Yunan’nın sosyo kültürel yapısı da “Polis” lerde aranmalıdır. 


     Kaynakça
    [1] Umberto Eco ve Rıccardo Fedriga, Felsefe Tarihi 1: Antik Yunan, Alfa Yayınları, İstanbul 2021, s. 9
    [2] Ernst von Aster , İlkçağ ve Ortaçağ Felsefe Tarihi, çev. Vural Okur, İm yayın tasarım, İstanbul 2005, s. 45.
    [3]Ahmet Arslan, Felsefeye Giriş, Adres Yayınları, İstanbul 2009, s. 1.
    [4] Macit Gökberk, Felsefe Tarihi, Ramiz Kitapevi, İstanbul 1993, s. 12-13.
    [5] Kindi, “Tarifler Üzerine”, Felsefi Risaleler, Çev. Mahmut Kaya, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı, İstanbul 2005, s. 260.
    [6] Kindi, Felsefi Risaleler, s. 260
    [7] Kindi, Felsefi Risaleler, s. 262
    [8]  Ahmet Cevizci, Felsefe Tarihi, Say Yayınları, İstanbul 2009 s. 11.
    [9] Bertrand Russell, Batı Felsefe Tarihi Antikçağ, çev. Muammer Sencer, Bilgi Yayınları, Ankara 1972, 144.
    [10] Umberto Eco ve Rıccardo Fedriga, Felsefe Tarihi 1: Antik Yunan, s. 19.
    [11] Umberto Eco ve Rıccardo Fedriga, Felsefe Tarihi 1: Antik Yunan, s. 20.
    [12] W.K.C. GUTHRIE, İlkçağ Felsefesi Tarihi, çev. Ahmet Cevizci, Gündoğan Yayınları, Ankara 1999, s. 7.

    Kapak Fotoğrafı: The Death of Seneca (1773) by Jacques-Lous David

    Not: Bu yazı Yüksek Lisans ödevi için hazırladığım bir çalışmanın parçasıdır.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.