Advertisement
Advertisement

Artemisia Gentileschi

Artemisia Gentileschi
  • 1
    0
    0
    0
  • Hayatı

    Artemisia 1593 yılında Roma’da doğdu ve babası Orazia Lomi Gentileschi bir ressamdı. Artemisia’nın babası döneminin en başarılı ressamı olmasa da yetenekli bir ressamdı, mannerist tarzda resimler yaptı, bunun dışında çalışmalarının çoğu diğer sanatçıların dekoratif şemalarındaki figürleri boyamaktan oluşuyordu. Artemisia tek çocuk değildi, iki abisi vardı, en büyük ve kendisinden dört yaş büyük olan abisi Francesco Gentileschi de kendisi gibi ilerde bir ressam olacaktı ama adını duyuracak başarıya ve şöhrete ulaşamayacaktı. Artemisia henüz 12 yaşındayken annesi Prudentia Molene’i kaybetmişti. Bu olaydan sonra henüz 12 yaşındayken evdeki sorumluluğu ve babasıyla olan ilişkisi daha çok artmış olmalı. Artemisia okula gitmedi, okumayı ve yazmayı muhtemelen babasının yardımıyla ve daha çok kendi çabasıyla öğrendi. Babasının bir atölyesi vardı, Artemisia’nın bu atölyede ufak angarya işleriyle uğraşması muhtemel gözüküyor ama diğer kardeşlerinden sıyrılıp ileride iyi bir ressam olacağı göz önüne alınacak olursa başlangıçta babasının teşvikiyle ama daha çok kendi inisiyatifiyle resim sanatıyla ilgilenmeye bu dönemde başladığı düşünülebilir. Babası Orazia onun bu ilgisini ve tabii becerisini gördükten sonra onu bir ressam çırağı gibi yetiştirdi. Şüphesiz babasının yanında çok şey öğrenmiş olacak ama iyi bir ressam olması için daha iyi bir ustayla çalışması gerekiyordu. Ayrıca babası Orazio, çarpıcı eseri Genç Bir Kadının Sibylla (Portrait of a Young Woman as a Sibyl) Rolünde Portresi için kızını model olarak kullandığı düşünülüyor. 

    Artemisia kadın olduğu için sanat okuluna kabul edilmedi, 16-17 yaşlarında babasının atölyesinde en başarılı ressam oldu, artık babasının çalışmalarına bizzat yardım ediyor, siparişlerini tamamlıyordu. Artemisia Bu dönemde  “Susanna ve Yaşlılar” gibi harika bir eser çıkardı. Babası onun bu eşsiz yeteneğinin farkındaydı ve arkadaşı olan döneminin çığır açan başarılı ressamı Caravaggio’dan dersler almasını sağladı. Caravaggio’nun kendisine has -bu yüzden çığır açan bir ressam- etkili bir üslubu vardı. Aynı zamanda Caravaggio İncil’den güçlü tasvirleri seçip resmediyordu. Artemisia onun bu üslubu ve kompozisyon anlayışının tesiri altında kaldığı yapmış olduğu resimlerden anlaşılabilir. Caravaggio şüphesiz sanatsal becerileri anlamında Artemisia için iyi bir ustaydı ve gelişiminde önemli katkıları oldu. Ama Artemisia henüz 17 yaşındayken ustası Caravaggio 38 gibi genç bir yaşta ölmüştü. Artemisia Caravaggio’nun ölümünden sonra Orazia’nun başka bir arkadaşı olan Agostino  Tassi’den ders almaya devam etti. Kimi söylemlere göre Artemisia, Caravaggio’nun 1610 yılında ölümünden sonra eğitimini 1611’de Tassi ile devam etti. Buradaki tarihlendirme çok mühim gözükmektedir. Artemisia 16-17 yaşlarında hem Caravaggio’dan hem de Tassi’den mi ders alıyordu yoksa Caravaggio’dan sonra Tassi’den ders almaya başladı burası bir muamma gibi gözüküyor şimdilik, ama genel kanıya göre 1611 yılında Orazio Gentileschi, kızı Artemisia’ya resimsel perspektif uygulamalarını öğretmesi için dönemin önemli siparişler alan bir ressamı olan Agostino Tassi’yi görevlendirir. Bu söylemin doğru olması muhtemel, çünkü Artemisia’nın iki usta ressam tarafından aynı anda ders almış olması pek mümkün gözükmüyor. Ayrıca Artemisia’nın Tassi ile tanışık olması için illaki ondan ders alması gerekmiyor. Tassi, Orazio’nun bir dostuydu pekala onun atölyesi gidip gelmesi muhtemel. Bütün bu tanışıklıkla bu kadar önem atfetmemin nedenini yazının ilerleyen kısmında daha detaylıca anlatacağım. Ama şunu belirtmek gerekir ki gene genel bir kanıya göre -doğru olması muhtemel- Tassi bu genç kıza tecavüz etti. Tassi Artemisia’yı boş evlilik vaatleriyle oyalar  ve yaklaşık 8 ay sonra ise olayı öğrenen babası Orazio Papa’ya dilekçe yazar ve Tassi’yi mahkemeye şikayet eder. Aynı zamanda Orazio Tassi’nin kendisine ait bir resmi çaldığını da iddia eder. 18 Mart’ta dava görülür, Tassi bütün bu suçlamaları reddeder ve ifadesinde ifadesin de birçok iddiada bulunur. Bu iddialardan biride Artemisia’nın babasıyla ensest ilişkiye girdiğidir. Duruşma yedi ay sürer ve bu süre zarfında bu iddialar doğrultusunda Artemisia ciddi işkencelere maruz kalır. İşkence yöntemi genellikle doğru ya da yanlış bir şekilde duyulması arzu edilen itirafın ağızdan alınmasıdır. Ama Artemisia bu işkenceler karşısında pes etmeyecek, Tassi aleyhinde tanıklık edecektir. Artemisia Tassi’nin kendisini baştan çıkarmaya çalıştığını ve onunla ilgilenmek yerine resimlerini tercih ettiği için öfkeye kapılıp deliye döndüğünü söyler. Artemisia o yaşında yapmış olduğu resimlerden de anlaşılacağı üzere yetenekli bir ressamdı, Tassi’nin erkek egemen bir toplumda bu genç kızın başarısını ve erkeğe olan itaatsizliğini kaldıramadığını söyleyebiliriz. Gerçekten de bu haliyle bizce, bugünün gözüyle Tassi tecavüzcü durumuna düşüyor. Altını tekrar çizmem gerekir ki bunun böyle olması çok muhtemeldir. 

    Olaya farklı yaklaşımlar da mevcut. Bunlardan en biliniliriyse Agnès Merlet’nin 1997 tarihli “Artemisia” adlı sinema filmidir. Öncelikle belirtmek gerekir bir sinema filmi veyahut tiyatro oyunu tarihsel gerçekliği yansıtmak gibi bir zorunluluğu yoktur. Böyle olmasıyla birlikte  Agnès bize farklı bir Artemisia çizer. Agnès’e göre Artemisia, Tassi ile çalışabilmek için yanıp tutuşan, sonrasında ona âşık olan ve rızası ile onunla birlikte olan genç ve güzel bir kızdır. Babası Tassi’ye kızına tecavüz ettiği gerekçesiyle dava açtığında, işkence altında sorgulandığında bile Artemisia, tecavüze uğramadığını, Tassi’nin ona yalnızca “zevk” verdiğini ifade eder. Tassi de büyük bir “yüce gönüllülükle” Artemisia’nın daha fazla acı çekmemesi için suçlamaları kabul eder ve adeta bir kahraman olarak tanıtılır. Bu anlatı erek egemen anlatıya benzemektedir oysaki Agnès Merlet kadın yönetmendir. Bu anlatı biçimine erkek egemen dememin nedeni Tevrat’ta geçen Susanna ve Yaşlılar hikayesini erkek ressamların ele alış şekliyle Agnès Merlet’in Artemisia’nın hayat hikayesini alış şekli benzemektedir. Örneğin ressam Tintoretto yaşlıları baştan çıkartmakla suçlar Susanna’yı.

    Tintoretto, susanna and the elders

    (Yukarıdaki eser bahsi edilenTintoretto'nun Susanna and The Elders adlı eseri)

    Ben bu anlatılardan farklı olarak bir anlatı daha olabileceğini düşünüyorum. Tarih disiplini almış biri olarak tarihte salt doğruların olduğunu iddia edemem. Tarihte tek bir gerçek vardır diye bir şey yoktur, haklı olabilecek yorumlar vardır ve tarih sürekli değişmektedir. Bu mevzular biraz daha tarih felsefesinin konusu o yüzden daha fazla açmadan olaya farklı yorum/iddia getirerek  tartışmak istiyorum. Başlangıçta tarihlendirmeye bu kadar önem atfetmemin nedeni aslında Artemisia’nın “Susanna and the Elders” adlı resminde yatmaktadır. Artemisia bu resmi 17 yaşında 1610 yılında yaptı. Yani Cavarragio’nun ölümünden hemen sonra veya önce ama kesinlikle Tassi’den önce. Bu resme bu kadar önem affetmeme gelince, resmin konusu demin bahsettiğim gibi aynı adı taşıyan Tevrat’taki Susanna ve Yaşlılar’dır. Artemisia aynı Cavarragio gibi konusunu kutsal metinlerden alan bir resim yapmıştır. Aslında konusunu kutsal metinlerdeki olaylardan alan resimler sadece Cavarragio’ya mahsus bir şey değildir. Biraz sanat tarihiyle haşır neşir olan herkes bilir ki o zamana kadar bir çok sanatçı resimlerinin konusunu eski ve yeni Ahitten almıştır. Bu genellikle ruhbanın veyahut aristokratların-kralların siparişleriyle olmuştur. Ama sanatçının kendi inisiyatifiyle de resminin konusunu buradan seçtiği olmuştur. Susanna ve Yaşlılar’a tekrar gelelim ve Tevrat’taki bu hikayeyi kısaca anlatarak Artemisia ve Susanna arasındaki bağı açığa kavuşturayım. Daniel Kitabı 'nın Yunanca çevirisi yapılırken eklenen bu parçaya konu olan Susanna, zengin bir Yahudi'nin güzel ve erdemli eşidir. Haksız yere zinayla suçlanan Susanna 'nın Daniel 'in bilgeliğiyle aklanması anlatılır. Yeni atanmış iki yaşlı yargıç bir dava için Sussanna’nın bulunduğu bir mekana gire. Susanna güzelliğiyle yaşlı yargıçları etkiler. Yargıçların Susanna'ya duydukları istek bir saplantıya dönüşür, işlerini yapamaz olurlar. Her ikisi de aynı şeyi düşlüyor ama birbirlerini açıklayamıyorlardı. Susanna’nın yolunu gözleyip onu takip etmeye başladılar. Susanna’yı yalnız başına görebilmek için fırsat kolladılar ve bir gün Sussanna’yı bahçede yalnız başına banyo yaparken gördüklerinde hemen yanına gidip "Kapılar kilitli, bizi kimse görmez. Seninle yatmak için yanıp tutuşuyoruz, istediğimizi bize ver. Eğer vermezsen, mahkemeye gidip genç bir adamla yalnız kalmak için hizmetçilerini uzaklaştırdığını söyleyeceğiz. Bu konuda ant içeceğiz." derler. Susanna buna karşılık "Bu işte kurtuluş yok. Size teslim olursam, zina işlediğim için ölüme mahkûm edilebilirim. Sizi reddedersem, yine de bana tuzak kuracaksınız. Ama Rabbim'e karşı günah işlemektense, sizin masum kurbanınız olmayı yeğlerim.” der. Bunun üzerine yargıçlar Sussana’ya iftiralar atarak suçlarlar. Sussanna bu sıkışık durumdan ötürü dua etmeye başlar ve duası kabul olur, Daniel kalabalığın arasından çıkıp davanın yeniden açılması gerektiğini söyler ve işin sonunda Daniel sayesinde Sussana aklanır. İşte bu hikaye Artemisia’nın yaşadığı olaya çok benzemektedir. Tabii Sussana’nın yardımına Daniel yetişmiş ve başına gelecek cezadan kurtulmuştur. Oysaki Artemisia işkenceler çekmiştir. 

    Tevrat’taki bu hikaye bir çok ressam tarafından tasvir edilmiştir. Bazıları Sussana’yı yaşlı yargıçları bilerek isteyerek baştan çıkarttığını düşünerekten resmini yapmıştır. Bu resimlerin çoğu Sussana’nın yaşamış olduğu durumu aktaramamış eserler dönemin ataerkil erkek gözüyle tasvir edildiği için Susanna’nın durumunu yansıtmaktan uzaktır. Artemisia’nın  Sussana’sı bu dönemin erkek egemen bakış geleneğinden uzak, bir kadın, daha çok bunları yaşamış bir kadın gözünden yansıtır.

    Artemisia’nın  Sussana’sında nefreti, tiksintiyi Sussanna’nın yüzünde görebilirsiniz. Gelgelelim benim bu resme atfettiğim öneme. Artemisia bu resmi daha öncede dediğim gibi 1610 yılında henüz Caravaggio ölmeden önce yaptı. Benim Artemisia’nın yaşamış olduğu bu iğrenç olaya yaklaşımım burada filizleniyor. Şüphesiz anlatımımdan da anlaşılacağı üzere ben Artemisia’nın seçmiş ve yapmış olduğu bu resimle kendisini özdeştirdiğini, Sussan ile bağ kurmuş olabileceğini düşünüyorum. Bu düşünceme göre Artemisia “Sussanna ve Yaşlıları” resmetmeden önce tecavüze uğramış oluyor. Bu da şüphe oklarını kötü şöhret edinmiş Caravaggio’ya çeviriyor. Benim bu fikre çıkış nedenim Artemisia’nın hiç yoktan  Tevrat’taki bu olayı seçmiş olması ve kendinden önce resmedilmiş “Sussanna ve Yaşlıları” resimlerin ciddi suretle ayrılmış, farklı bir bakış açısı içermiş olması. Susanna’nın kendinden önceki resimlerden gözle görülür, Sussanna’nın yüzünden de hissedilir derece farklı olmasının nedeni tabii ki bir kadın bakış açısını içeriyor olması yetebilir, bu çok makul. Bunun için pekala  Artemisia’nın kötü şeyler yaşamış olması gerekmez.

    Bazı Eserleri

    Susanna and the Elders

    Judith Beheading Holofernes

    Salome with the Head of Saint John the Baptist


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.