Eğer daha önce duymadıysanız Almanlar biraya bayılır. Ortalama bir Alman her yıl 100 litreden fazla bira tüketir. Hatta bazı spalarda bira saunası bile var. Sıcak kömürün üstüne bira döküyorlar. Değişik elemanlar :D

Diyelim ki Almanya'dasınız. Tabii ki şu anki ekonomi ile biraz zor ama farz edelim ki gittiniz. Öyle hemen bir birahaneye girip şöyle diyemezsiniz: Bir bira lütfen! Pilsneri, Weizen ya da Bock’tan ayırt edebilmelisiniz. Peki nedir bu türler. Kısa bir göz atalım.

 

∘ Pilsner: Biraya yeni başlayanlar veya bira kültürü olmayan insanların tercih ettiği biradır. Adını, 1842 yılında ilk kez üretildiği; bugünkü Çek Cumhuriyeti'nin “Pilsen” şehrinden alır. Türk halkının damak tadına, bana kalırsa, en çok uyan bira cinsidir. Öyle ki bünye resmen başka cins biraya antikor salgılar. Lager içersin acı gelir, Dark içersin o karamelize tat gelir yüzün ekşir, Ale denersin isli tadı sevmezsin, vesaire...

Ek bilgi: Efes Pilsen'in ismi bu sözcükten gelir. Ayrıca İngilizce “ince uzun bira bardağı” anlamına da gelir. Ortamda satarsınız.

-

∘ Weizen: Bavyera'da ve Avusturya'da “Weissbier” (Weizenbier), Almanya'nın diğer eyaletlerinde ise daha çok “Hefeweizen” diye anılan bira türüdür. Diğer bira çeşitlerinden farklı olarak arpa maltının yanında buğday maltı kullanılır ve biraya katılan maya üst fermentasyon yöntemiyle işini görür. Mereti ilk kez tadarken, etraftaki bilenler tarafından kuşatılıp, kendisine yaraşır şekilde nasıl içileceğine dair yığınla teknik bilginin üzerime boca edilince, "Bir bira içmek için bu kadar merasime gerek var mı ki?" dedirtti. İçmek yerine tastamam yeme duyumu yaratıyor. Gövdeli bir içki.

Ek bilgi: Kadeh tokuşturmaya yeltenirseniz ve kadehinizde Weizen varsa kadehleri alttan tokuşturmanız gerekmektedir. Alman dostlarımız bunun bir gelenek olduğunu söylemektedirler.

-

∘ Bock: Almanca'da keyif anlamına gelir. Adı gibi içimi de keyifli. Alkol derecesi genellikle yüksek ancak içimi kolay ve ağızda bıraktığı tütsü tadı eğlenceli. Adını Almanya’daki “Einbeck” şehrinden alır. Orijinal olarak koyu maltlardan yapıldığı için kahverengidir. Tabii günümüzde kahverengi, kızıl ve koyu sarı olabiliyor. Butik bira işine girmek isteyenlere yahut evde bira yapanlara şiddetle tavsiye ederim.

Ek bilgi: Zamanında Alman rahipler tuttukları uzun oruçları çıkartmak ve bira yemekten sayılmadığı için bu birayı yaparlarmış. Yüksek alkol oranı ve besin değeri bu iş için ideal tabi.

 

Almanlar ayrıca biranın içinde ne olduğu konusunda son derece titiz. Biranın saflığını koruyan bir yasaları bile var. Tuborg şişelerinde yazar “Alman Saflık Yasası”. Peki gizli içerikler neler? Su, şerbetçi otu, malt ve maya. Hepsi bu. Sorabilirsiniz “Bu yasa Almanları kısıtlamıyor mu?” diye. Almanlar alışkanlıklarına bağlı bir millet. Anlayacağınız, saflık yasasını kaldırmak onlara pek de iyi gelmez. Tabii ki butik bira üreticileri bu duruma karşı durup daha deneysel biralar üretebilirler. Ama o zaman ona, teknik olarak, “Bira” diyemezler. Ama bu katı kurallara rağmen Almanların tuhaf karışımlar yapmak için biraları karıştırma alışkanlıkları var. Kola, sprite ve hatta muz suyuyla bile karıştırdıklarına şahit oldum. 

Son olarak, Almanların olduğu bir ortamda kadeh kaldırırken bir Alman’ın gözüne bakın. Aksi halde sizi 7 yıl kötü şans veya kötü bir seks riski ile baş başa bırakabilirler. Bunu istemezsiniz. 

Şerefe!

 

♆