Post-Punk, 1970lerin ortalarında Punk Rock’ın patlamasıyla birlikte ortaya çıktı. Post-Punk’ta temel amaç, Punk Rock’ın fazlalığını ortadan kaldırmak ve daha minimal bir eser ortaya koymaktı. Her ne kadar fazlalıklar kaldırılsa ve daha minimal bir eser ortaya çıkarılsa da, şarkı yazımı daha karmaşıktı. Post-Punk’ta atmosferi yaratmak daha önemliydi ayrıca şarkıların temaları daha depresif ve ciddi konulardı. Müzisyenler genellikle Dub, Funk, Krautrock, Art Rock, Deneysel müzik ve Elektronik müzikten etkilenerek çok daha deneysel olma eğilimindeydiler.

Stilistik olarak, türün bas ve davulların belirgin, titreşen ses ve ritim bölümünden oluşan genel bir omurgası vardı. Gitarlarda daha dik melodik aralıkların kullanımıyla soğuk ve melankolik bir ton yarattılar. Vokallerde genel olarak monoton, tehditkâr ve zaman zaman robotikti. Public Image Ltd, ilk Post-Punk grubu olarak görülebilir. Aynı zamanda New York sahnesinde Velvet Underground’un etkisinde gelen Television gibi gruplarda, deneysel Punk Rock yapıyorlardı. İlerleyen zamanlarda ise bu gruplarda Post-Punk olarak sınıflandırıldı. Bunu Joy Division, Talking Heads, Gang of Four ve Wire gibi diğer (çoğunlukla İngiliz) gruplar takip etti.

Post-Punk, 70 sonları ve 80lerin ortalarına kadar yeraltı sahnelerinde zirveye ulaşmıştı. Aynı zaman zarfında Fransa başta olmak üzere Avrupa’da daha avangard ve adı üstünde daha da soğuk olan Coldwave türü ortaya çıktı. 90larda ise Post-Punk ve Punk Rocktan etkilenen ama her şeyden önce deneyselliğe önem veren No Wave türü ortaya çıktı.

90larda yavaş yavaş ilgi azalmaya başlamıştı ki 2000lerde The Strokes ve Interpol gibi gruplar sayesinde tür yeniden ilgiyi toplayama başladı. Sonralarında ise Post-Punk Revival hareketi ile daha fazla ana akıma çıkmaya başladı. Günümüzde ise ana akımdaki pek fazla yeri olmasa da izlerini sıkça görebiliyoruz.

 

Okuduğunuz için teşekkürler

Türü dinlemek veya yeni şarkılar keşfetmek isterseniz alta bir playlist'imi bırakıyorum. (Post-Punk, Coldwave, Darkwave Türleri İçeriyor)