1800lerde yazılmış bir roman, 2000lerin ortalarında yaşayan bir bıçkın delikanlının akşamlarımı süslemeli , rönesans ressamların fırça darbeleri koyu mavi gecelerin pusunu yararak geceyi aydınlatmalı...
Belki bir eski radyo kayıdı belki bir sinema filmi belki bir tez makale resim heykel mimari...
Dönemin ahlar vahlar , ahlaksız küfürler ve yersiz çıkışlar eşliğinde , sorumluluktan kaçarcasına tembel tavırla şikayet edilen atmosferinden biraz olsun uzaklaştırmalı.
Sanat bunun için var !
Hem beş bin kez de yeniden gelsek yaşam denilen bu kavgaya
Yine dünya 6 günde yaratılacak
Yeni aşklar şehrin arka sokaklarında peydah olacak
Yeniden Konstantinopolis fethedilecek !
Ne erkenden bekliyoruz bu kızgın çöllerde ne de treni kaçırmış telaşlı ve perişan bir Hintli adam gibi geç kaldık.
Her şey olması gereken zamanda gerçekleşiyor ve olacağına varıyor.
Yorum Bırakın