New York Sokaklarının Şairi, Dışlanmışların Kışkırtıcı Sözcüsü // Lou Reed

New York Sokaklarının Şairi, Dışlanmışların Kışkırtıcı Sözcüsü // Lou Reed
  • 5
    0
    0
    1
  • Lou Reed, kendini temel Rock&Roll’un ilkelerine adamış deneysel bir sanatçıydı. Aynı zamanda inanılmaz derecede edebi bir söz yazarıydı.  Lewis Allen “Lou” Reed, 1942 yılında Brooklyn’de doğdu. Çocukluk arkadaşı Allan Hyman’a göre normal bir çocukluk geçirdi ama liseye başladığı an içindeki "punk" hisler kıvılcımlanmaya başladı. Kendisini müzik ve şiire kaptırdı ve 14 yaşında kendi başına gitar çalmayı öğrendi. Lou, gençken depresyon tedavisi görüyordu ve anksiyete ve panik atalardan muzdaripti. 17 yaşındayken geçirdiği bir krizden dolayı hastaneye kaldırıldı ve ona uygulanan tedaviler onun hem ailesinden hem de toplumdan uzaklaştırdı ve güvenini kırdı. Burada uygulanan tedavinin onun zihninin bir kısmını engellediğini söylüyor ve düşünmek istediği gibi düşünemiyordu.

    Sıkça konserler için şehir merkezine giderdi. O zamanlarda hem uyuşturucularla hem de John Cale ile tanıştı. Lou, 1964 yılında şehrin uyuşturucu ve müzik sahnesinin kalbinde hayatı kucaklamıştı. Birçok uyuşturucu kullanıyordu ve istediği düşünme şekline böyle ulaşabileceğini söylüyordu. Uyuşturucular onu çılgınca düşüncelere sevk ediyordu ve bu çılgın düşünceleri seviyordu. Alt kültüre ve dışlanmışlara olan hayranlığı hem The Velvet Underground’ın hem de Lou Reed’in temel yapıtaşlarından biri oldu. O kültürü yansıtmak için asla aşırıya kaçmaktan çekinmedi.

    John Cale ile tanışmasının ardından bir yıl sonrasında The Velvet Underground’u kurdular. Grup, isimlerini Michael Leigh tarafından yazılan konusu cinselliğin alt kültürleri olan The Velvet Underground (1963) kitabından almıştı. Velvet Underground & Nico albümü, açık sözlerinden dolayı New York Radyosunda yasaklanmıştı ve diğer birçok radyo ise grubu görmezden geliyordu. O zamanlar Rolling Stones bile ilk albümlerine inceleme yazmamıştı. Her albümlerinde deneysel ve aşırı olma konusunda ekstra bir çaba harcadılar. Grup, "Heroin" ve "I'm Waiting For The Man" şarkıları nedeniyle toplum tarafından “Uyuşturucu Grupları” listesine girdi.  Grup, o zamanlar gerektiğini önemi görmese de değeri yıllar sonra anlaşıldı. 1970 sonbaharında, The Velvet Underground, Lou’nun düşündüğü ticari başarıya ulaşamamıştı. Gruptan ayrılıp ailesinin yanında dönerek babasının ofisinde çalışmaya başladı.Bu süreçte uyuşturucuyu bırakıp kendini alkole verdi, olanlarla başa çıkabilmesi için kendini bir şekilde sakinleştirmesi gerekiyordu. Günde bir şişe viski bitirecek düzeye gelmişti. Sonralarında Adsız Alkoliklere katılarak bu bağımlılığından kurtulduğunu iddia etse de çevresi tarafından gizli gizli alkol tükettiği biliniyordu.

    The Velvet Underground’tan ayrıldıktan bir süre sonra ölümüne kadar sürecek solo kariyerine başladı. 1972’de çıkardığı "Transformer" ve 73’te çıkardığı "Berlin" ile gerektiği değeri görerek, toplumda zulüm görmüşlerin kışkırtıcı bir sözcüsü oldu. David Bowie, Patti Smith, Talking Heads gibi sanatçılara ilham kaynağı oldu. New York’un Glam sahnesine yeni bir bakış açısı getirmişti.

    Lou, her zaman uçta yaşamak istiyordu. Birçok insanın yaşadığı dünyaya daha farklı bir şekilde bakıyordu ve müziği sayesinde insanlara da onun gözünden bakmalarına olanak sağlıyordu. Ama aynı zamanda da anlattığı hikayelerin aslında sadece ona özel olmadığını da bir röportajında söylüyordu.

    “Etrafa bakarsan buralarda bir sürü hikaye var. Yani albümlerimde her şey benim başıma gelmiyor demek istiyorum.”

    Lou Reed, 27 Ekim 2013 tarihinde 71 yaşında evinde vefat etti. Sex, Drugs and Rock&Roll’u tanımlayan bir hayatı oldu.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.